Öte yandan menfi zarar uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan bir zarar olarak sözleşmeden dönmeye bağlı olarak istenebilecek bir zarar olup somut olayda sözleşmenin süre bitiminde sona ermesine göre menfi zararın koşulları da oluşmadığı anlaşılmaktadır....
-K A R A R- Davacılar vekili, taraflar arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, davalı yüklenicinin sözleşme konusu 567 sayılı parselde hiç inşaata başlamadığını, diğer inşaatları da eksik yaptığını ileri sürerek, eksik imalat bedelinin tahsilini, 567 parsel için sözleşmenin ileriye etkili feshi ile menfi zararın tahsilini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, bozma ilamı ve tüm dosya kapsamından, ileriye etkili fesih için arsada imalat yapılmış olması gerektiği gerekçesiyle, eksik işler bedelinin kısmen kabulüne, 567 parsel için sözleşmenin ileriye etkili fesih ve menfi zarar talebinin reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
Müspet zarar, alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi halinde söz konusu olur. Sözleşme ortadan kalkmamaktadır, yalnız alacaklının ifaya ilişkin talep hakkının yerini müspet zararının tazminine dair talep hakkı olmaktadır. Burada borcun ifa edilmemesinden doğan zararın söz konusu olduğu gözardı edilmemelidir. Menfi zarar ise; uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar (Hâluk Tandoğan, age., s. 427). Bu husus BK’nun 108. Maddesindeki düzenlemeden kaynaklanmıştır. Burada alacaklı sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur....
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, benimsenen ......2006 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalıların hissedarı bulundukları ... ( ... ) ilçesi 1484 ada, ... parsel ve 1215 ada, ... parsel sayılı taşınmazlar üzerine inşaat yapılması hususunda imzalanan sözleşmenin davalılarca haksız feshedildiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile 33.668,00 TL menfi zarar, 140.298,00 TL müspet zarar ve 336.679,00 TL cezai şart alacağının davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline karar verilmiş, kararın davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, ... Yüksek .......
Belirtilen iki bağımsız bölümün tapu kaydının kayden temliki için davacı tarafından gönderilen 07.11.2008 günlü ihtarname 11.11.2008 tarihinde tebliğ olunmuş ve verilen 7 günlük sürenin ilavesiyle de 19.11.2008 tarihinden sonra sözü edilen bağımsız bölümlerin kayden temlikini isteme hakkı doğmuştur. Davalı da 15.12.2008 tarihinde sözü edilen iki dairenin davacıya kayden intikâlini sağlamıştır. Davada menfi zarar istenmiş ise de; yanlar arasındaki arsa payı inşaat sözleşmesi yürürlükte bulunduğundan ve sözleşmede aksine bir düzenleme olmadığından davacı tarafın menfi zararının davalıdan tahsilini isteme hakkı bulunmamaktadır. Menfi zarar, sözleşmenin uygulanacağına güvenilerek ve yapılan mal varlığını eksilten harcama ve giderleri ile kaçırılan fırsattan doğan zarardır. Davacının talebinin, yapılan nitelendirme sonucu olumlu zarar olduğunun kabulü halinde dahi, BK'nın 96 ve 106. maddeleri hükümleri uyarınca kanıtlanmış maddi zarardan da söz edilemez....
KANITLAR, DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında HMK'nın 355.maddesi gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır: Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshi ile menfi ve müspet zarar tazmini isteklerine ilişkindir. TBK.'...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2016/692 Esas KARAR NO : 2018/378 DAVA : Sözleşmenin İptali, Menfi Tespit ve Maddi Tazminat DAVA TARİHİ : 23/09/2016 KARAR TARİHİ : 16/05/2018 Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine açılan işbu davanın, işlemden kaldırıldığı 15/02/2018 tarihinden itibaren üç aylık yasal süre içinde yenilenmediği anlaşıldığından; Dosya incelendi....
Menfi zarar ise; uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar (Hâluk Tandoğan, age., s. 427). Bu husus BK’nun 108. Maddesindeki düzenlemeden kaynaklanmıştır. Burada alacaklı sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur. Çünkü sözleşme fesih edilerek hükümsüz olduktan sonra tekrar sözleşmeye dayanarak borcun ifa edilmemesinden doğan zarardan söz edilemez; istenilecek zarar menfi zarardır....
, menfi zarar yönünden taleplerinin yeniden değerlendirilerek karar bağlanmasını ve taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, -Bu nedenlerle; usule ve kanuna aykırı verilen kararın harç miktarı yönünden kaldırılarak yeniden karar verilmesine ve menfi zarar yönünden red kararı kaldırılarak taleplerinin kabulüne dair karar verilmesine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir....
neticesinde gerekli önlemler alınmadığını ve işlemler yapılmadığından sözleşmenin feshi için gereken koşulların oluşmasına sebebiyet verildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiğini, müvekkilince sözleşmenin gereklerinin yerine getirilemediğini, bu nedenlerle henüz işlerine dahi başlanılmayan sözleşmenin haklı nedenle feshedileceğinin davacı tarafa iletilmesine rağmen davacı tarafın sözleşme devam ediyormuş gibi masraflar yapmasının hakkaniyet ile bağdaşmadığını, karşı tarafın bu durumun bilincinde olmasına ve sözleşmenin gereklerinin yerine getirilememesine rağmen masraf yapmaya devam etmesinin açıkça kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, hem müspet zarar hem de menfi zararın birlikte istenemeyeceğini, iki zarar türünden birinin seçilmesi gerekiğini, eğer ifadan vazgeçilip borcun ifa edilmemesinden doğan zarar istenilecek ise bu zarar türünün müspet zarar olduğu, ifadan vazgeçip akdi fesheder ve sözleşmenin hükümsüz kalması nedeniyle uğradığı zarar istenilecek...