Dava, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin davalı tarafından fesih edilme işleminin iptali isteğine ilişkin olup uyuşmazlık sözleşmeden kaynaklanmaktadır. Her ne kadar HUMK daki genel kurala göre davanın davalının ikametgahı mahkemesinde açılacağı kabul edilmiş ise de, HUMK nun 10.maddesi hükmü uyarınca aynı zamanda sözleşmenin icra olunacağı yer mahkemesinde de açılabileceği kabul edilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme nin ifa yeride Karaburun’dur. Böylece sözleşmenin icra edileceği yer mahkemesi bulunan Karaburun Asliye Hukuk Mahkemesinin de davaya bakmaya yetkili olduğunun kabulü zorunludur. Bu durumda mahkemece yetki itirazının reddi ile işin esası incelenmeli ve ortaya çıkacak sonuca uygun bir karar verilmelidir....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi İnceleme konusu karar, sözleşmenin feshi kararının iptali ve alacak isteğine ilişkin olup, dosyanın Yargıtay 13. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 20.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dava konusu kalemlerin itirazın iptali davasına konu olacak kalemleri olmadığını, davanın alacak davası olarak yöneltilmesi gerektiğini, itirazın iptali davasında tartışma konusu yapılmasının hukuka uygun olmadığını, bilirkişi raporunda davacı yanın dava dilekçesinde belirtmiş olduğu iddiaların esas alındığını, sözleşmenin bir bütün halinde incelenmediğini, sözleşmenin 3.maddesi gereğince işleticinin 250 lt miktarındaki ürünü müşterilerine satmayı taahhüt ettiğini, satışın tamamlanması ile birlikte sözleşmenin kendiliğinden sona ereceği şeklinde hükmün mevcut olduğunu, söz konusu kotalar dahilinde satış işleminin gerçekleştirildiğini, sözleşmenin bu madde gereğince kendiliğinden sona erdiğini, bu yönde bir inceleme ve tespit yapılmadığını, bir an için kotanın doldurulmuş olmadığı kabul edilse bile sözleşmenin konusunun müvekkilinin kusuru olmaksızın imkansız hale geldiğini, söz konusu yerin belediye kanunu...
SAVUNMA/ Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; anılan sözleşmenin alacağın temliki değil borcun nakli (yüklenilmesi) niteliğinde olduğunu, sözleşmeye göre dava dışı Tasfiye Halinde ... AŞ'nin borçlu sıfatının ortadan kalktığı ve borcun müvekkiline geçtiğini, dava dışı Tasfiye Halinde ... AŞ'nin tasfiye sürecinin devam ettiğini, kar ve zarar hesabı sahiplerine tasfiye süresince alacak isabet edip etmeyeceği ve edecekse bu alacak miktarının ancak tasfiye sonucunda belli olacağını, sözleşme sırasında borcun muaccel olmadığını, talep edilen faiz oranının ve işlemiş faiz talebinin yasal bir dayanağı olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER VE GEREKÇE/ Dava, İİK m.67 kapsamında itirazın iptali davasıdır....
İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyası için 1.662,76 TL asıl alacak, 199,53 TL icra cezai şart, 91,45 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 1.953,74 Tl alacak olduğunu, .... İcra müdürlüğünün ... esas sayılı dosyası içeriğine göre 6.127,11 TL asıl alacak, 735,25 TL icra cezai şart, 194,03 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 7.056,39 TL alacak olarak hesaplandığını, sözleşmenin 7.2 maddeye aykırı olarak sözleşmenin feshine neden olması sebebi ile davacı elektrik şirketi son iki fatura dönemi içerisinde davalı şirketin ödemelke yükümlü olduğu en yüksek iki ayın fatura toplamı olan 11.314,31 TL için ... nolu 08/10/2018 son ödeme tarihli ceza faturasının düzenlendiğini, tahsili için 35....
tarafından iade edilmemesi üzerine ----- dosyası ile icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine iş bu huzurdaki itirazın iptali davasının ikame edildiği, taraflar arasındaki ------ sözleşme incelendiğinde, davacı şirket tarafından ödenen ---- sözleşmenin ---- uyarınca ----- bittikten sonra vaya sözleşme bitim tarihi olan ------ içinde nakit olarak geri ödeneceği ayrıca ---------satışından elde edilen karın da %20 sinin davacı şirkete ödeneceğinin belirtildiği, davalı tarafından öncelikle sözleşmenin kendisi tarafından imzalanmadığı, vekalet verilen ----- tarafından yapılan sözleşmenin yok hükmünde sayılmasının gerektiği çünkü vekil olarak sözleşmeyi imzalayan ----- borçlanma yetkisi verildiğine dair ibare olmadığının iddia edildiği, davalının sözleşmenin geçersizliğine yönelik itirazları değerlendirildiğinde, davalı tarafından dava dışı ---------- taahhütname başlıklı belge incelendiğinde -------- anlaşma yapma yetkisinin verildiğinin görüldüğü, dava dışı ---- tarafından bu vekaletnameye...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, taraflar arasında 07.07.2013 tarihinde devre tatil sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin maddelerinin tek tek müzakere edildiğini, davalının 14 adet senet imzalayıp verdiğini, davalının sözleşmenin 14. maddesinde düzenlenen cayma hakkını kullanmadığı halde kararlaştırılan tarihte tatil yapmadığını, senetler ödenmeyince ... İcra Müdürlüğünün 2014/16 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını davalının borca itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı, cevap vermemiştir....
Davalı vekili asıl davada, davacının bayiliği müvekkilinin rızası olmadan 3. kişiye devrettiğini, sözleşmenin 35-2-c maddesinin sözleşmenin müvekkilinin onayı olmaksızın devri halinin sözleşmenin ihbarsız sona erme hali olarak belirlendiğini, bu bağlamda sözleşmenin 19/01/2009 tarihli noter ihtarı ile 15/06/2009 tarihinden itibaren hüküm ifade etmek üzere feshedildiğini, sözleşmenin feshi tarihinde davacının tüm hak ve alacaklarının ödendiğini, sözleşmeye aykırı davranan davacının, bayi olma ve sözleşmeye bağlı olma şartına bağlı olarak verilen ödülden faydalanmasının düşünülemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir. Davacı vekili birleşen davada, müvekkilinin hak ettiği prim ve promosyon bedellerinin faturalandırılarak davalıya tebliğ edilmesine rağmen ödenmediğinden giriştiği icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin geçerli olmasının resmi şekilde düzenlenmiş olmalarına bağlı olduğu, yasanın aradığı şekil şartı geçerlilik şartı olup bu şart gerçekleşmediğinden taraflar arasında imzalanmış olan adi yazılı sözleşmenin geçersiz olduğu, geçersiz bir sözleşme uyarınca verilen paranın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri iadesinin mümkün olduğu, bu nedenle davacının davalıya yaptığı ödemeyi isteyebileceği, ancak geçersiz sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın talep edilemeyeceği, işlemiş faiz miktarının 2.441,09 TL olarak hesaplandığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, davalının takibe itirazının 300.000 TL asıl alacak, 2.441,09 TL işlemiş temerrüt faizi olmak üzere toplam 302.441,09 TL alacak üzerinden iptali ile asıl alacak tutarına icra takip tarihinden itibaren işletilecek ve 3095 sayılı Yasa uyarınca hesaplanacak yasal temerrüt faizi ile birlikte takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine...
ile takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, sözleşmenin feshi ve tarafların haklılık durumunun yargılamayı gerektirdiği dikkate alındığında alacak likit olmadığından davacının icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....