erken fesih sebebiyle ve sözleşmenin ifası için yapılmış bedellere ilişkin tazminat talep edilse de buna ilişkin delil sunulmadığı ve ispat edilemediği anlaşılmıştır....
yayınlanacak tanıtımdan dolayı sorumlu olduğu, ilgili maddelere uymak zorunda olduğu, bu ve benzeri sebeplerden dolayı yayın ve çekimlerde değişiklik yapılabileceği, bu durumun fesih nedeni olamayacağı, iş bu sözleşmenin imzalanması ile yayıncının borcu ifa etmiş olduğu, “4”. maddede, İş bu sözleşmenin tamamen çekim prodüksiyon hizmetinin ifası ile ücretine ilişkin olduğu yayına dair herhangi bir ücret talep edilemeyeceği, yayının ücretsiz olarak yerine getirileceği...
Hukuk Dairesi'nin 23/05/2017 2016/5622 Esas ve 2017/7770 Karar sayılı emsal ilamı). Dava dosyası içerisinde bulunan 19/10/2015 tarihli resmi senet içeriği ve taraflarca imzalanan sözleşme kapsamından, davalı şirketin 3. şahsın arsasına inşa edeceği bağımsız bölümü davacıya sattığı, bu durumda, davacı ile davalı arasında hukuken geçerli bir alacağın temliki sözleşmesi bulunduğu, dolayısıyla davacı tüketicinin geçerli bir alacağın devri sözleşmesine dayalı olarak davalıdan konutun geç tesliminden kaynaklanan gecikme tazminatını isteyebileceğinin kabulü gerekir. Öte yandan, 6098 sayılı TBK'nın "ifada sıra" başlıklı 97 nci maddesine göre karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir (ödemezlik defi)....
bir borçtan söz edilebilmesi için, taraflarca akdedilmiş bir sözleşmenin bulunması ve sözleşmenin feshedilmemiş olması zorunludur....
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece itibar edilen 08.06.2012 tarihli sözleşme belirli süreli olarak düzenlenmiş ve süresinden önce feshe bağlı olarak hak veya borç doğuracak şekilde cezai şart kararlaştırılmıştır. Davacı işçi, sözleşmenin süresinden önce işveren tarafından feshine bağlı olarak cezai şart ile birlikte bakiye süre ücretini ayrı ayrı talep etmiş ve Mahkemece her iki istek hüküm altına alınmıştır. Bakiye süreye ait ücret bakımından indirime gidildiği halde cezai şart yönünden herhangi bir indirim yapılmamıştır. İş sözleşmesinin 7. maddesinde, sözleşmenin süresinden önce feshine bağlı olarak sözleşmenin kalan süresi içinde ödenmesi gereken haklar toplamı kadar cezai şart ödemesi kararlaştırılmıştır....
sürece önceki şartlarla sözleşmenin ifası davalılar zararına sonuç doğuracağından sözleşmenin geçerli hale geldiği de söylenemeyecektir.Bu durumda mahkemece, 13.07.2010 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tüm arsa sahiplerinin katılımıyla yapılmamış olması nedeniyle geçersiz olması ve sonradan diğer arsa sahibinin muvafakatı sağlanmak ya da ayrı bir arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmak suretiyle geçerli hale getirilmemesi göz önünde bulundurularak, geçersiz sözleşmenin tarafı olan arsa sahiplerinden işbu geçersiz sözleşmeye dayanılarak cezai şart istenemeyeceği gerekçesiyle cezai şart isteminin reddine karar verilmesi gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 3.5.2005 ve 27.5.2005 gününde verilen dilekçeler ile sözleşmenin ifası ve maddi tazminat, karşılık dava ise kira sözleşmesinin münfesih olduğunun tesbiti istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın ve karşılık davanın reddine dair verilen 16.3.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı-k.davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taraflar arasındaki hasılat kira sözleşmesine konu restoran-bar niteliğindeki kiralananın hükmen teslimi, dava tarihine kadar teslim işlemi yapılmadığından uğranılan kar kaybı zararının tahsili, eylemli engellemeler nedeniyle kiralananın davalı elinde kalması olası döneme ait de kar kaybı zararı ödetilmesine ilişkindir....
ya devrettiği ve bu şekilde davacı tarafından pay devri yapıldığı anlaşılmakla birlikte davalılar vekili cevap dilekçesinde tapudaki 03.01.2003 günlü devrin arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin ifası zımnında verilmediğini kabul ettiği ve davacı dahi tupadaki satış işlemini sözleşmede kendisine düşen pay devri ediminin ifası için değil İl İdare Kurulu'nun vereceği para cezasından kurtulmak amacıyla yaptığını ileri sürdüğü bu suretle pay devrinin de sözleşmenin ifası amacıyla yapılmadığı anlaşıldığından sözleşmenin geçerli hale geldiği ve geçersizliğini ileri sürmenin hakkın kötüye kullanılması olacağının kabulü mümkün değildir. Davalılar, davacı arsa sahibinin hissesini bedelini ödeyerek satın aldıklarını ve bu şekilde kat karşılığı inşaat sözleşmesinin sona erdiği ve geçersiz olduğunu savunmuş iseler de, özellikle devrin gerçek satış olduğu ve bedelini ödediklerini yasal delillerle kanıtlayamamışlardır....
İstinafa konu uyuşmazlık, tek satıcılık sözleşmesinin üç yıl süreli olup olmadığı, sözleşmenin davalının gönderdiği 19/07/2012 tarihli e-posta ile sonlandırılmasının haksız fesih sayılıp sayılamayacağı buna bağlı olarak davacının kar kaybına ilişkin maddi tazminat talebinin haklı olup olmadığı ve portföy tazminatı hakkaniyet indiriminin yerinde bulunup bulunmadığı noktasındadır. Davacı, sözleşmenin üç yıl süreli olduğu iddiasını davalı şirkete gönderdiği 09/03/2011 tarihli e-postadaki üç yıllık iş planına dayandırmıştır. Anılan belge incelendiğinde; davalıya ait üç ayrı markalı ürünlerin 2012, 2013 ve 2014 yıllarında davacı tarafından satışı öngörülen ürün miktarı ve satış fiyatlarının yazılı olduğu anlaşılmaktadır. Bu e-postadan sonra davalı tarafından, davacıya gönderilen 11/04/2012 tarihli e-posta ile bilgilerin inceleneceği ve dönüş yapılacağı bildirilmiştir....
İstinafa konu uyuşmazlık, tek satıcılık sözleşmesinin üç yıl süreli olup olmadığı, sözleşmenin davalının gönderdiği 19/07/2012 tarihli e-posta ile sonlandırılmasının haksız fesih sayılıp sayılamayacağı buna bağlı olarak davacının kar kaybına ilişkin maddi tazminat talebinin haklı olup olmadığı ve portföy tazminatı hakkaniyet indiriminin yerinde bulunup bulunmadığı noktasındadır. Davacı, sözleşmenin üç yıl süreli olduğu iddiasını davalı şirkete gönderdiği 09/03/2011 tarihli e-postadaki üç yıllık iş planına dayandırmıştır. Anılan belge incelendiğinde; davalıya ait üç ayrı markalı ürünlerin 2012, 2013 ve 2014 yıllarında davacı tarafından satışı öngörülen ürün miktarı ve satış fiyatlarının yazılı olduğu anlaşılmaktadır. Bu e-postadan sonra davalı tarafından, davacıya gönderilen 11/04/2012 tarihli e-posta ile bilgilerin inceleneceği ve dönüş yapılacağı bildirilmiştir....