Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, her iki tarafça temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacıların tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacılar, davalıya petrol istasyonu olarak kiraladıkları yer için, 16.12.2002 tarihli 16 yıl süreli kira sözleşmesi yapıldığını, fakat doların değer kaybetmesi nedeniyle aylık 1.000 dolar kira bedelinin düşük kaldığını ve edimler arasındaki dengenin kendileri aleyhine bozulduğunu belirterek, uyarlama talepli bu davayı açmışlardır. Davalı ise, uyarlama şartlarının bulunmadığını savunmuştur. Yargılama sırasında alınan Bilirkişi Raporu içeriğinden, edimler arasındaki dengenin bozulmadığı ve netice olarak uyarlama şartlarının bulunmadığı anlaşılmıştır. Davanın reddi gerekirken, Mahkemece yazılı şekilde kısmen kabulü, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
Somut olayda; taraflar arasında 2006 yılında imzalanan ve 3 yıllık süreli olan kira sözleşmesindeki 3 yıllık süre dava tarihi itibariyle dolmuştur. Dava, kira bedelinin uyarlaması istemiyle açılmış ise de ıslah dilekçesi ile kira bedelinin tespiti istenmiştir. Dosya kapsamına göre uyuşmazlık, kira bedelinin tespiti istemine ilişkin olup, dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK’nın 8. maddesi uyarınca kira bedelinin tespiti davalarında görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir. Anılan yasal düzenleme gereği sulh hukuk mahkemesi münhasıran görevli olduğundan davanın sulh hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 06.10.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Ağır Ceza Mah. 05.11.2002 gün 2002/39 Esas ve 2002/333 kararına konu 26.01.2004 tarihinde kesinleşen ve 14.03.2007 tarihinde uyarlaması yapılan Beyoğlu 2.Ağır Ceza Mah. 2005/474 Esas ve 2007/78 sayılı ilamın mükerrirliğe esas alınarak mükerrir sanık hakkında cezanın TCK'nın 58/6. maddesine göre mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanması" cümlesi yazılmak ve sanıklar ..., ... hakkında yakınanlar ...,........
Yine sözleşmenin kurulması sırasında tarafların sözleşmeyi uzun süreli yapmalarına ilişkin birleşen amaç ve iradeleri hiçbir zaman gözden kaçırılmaması gereken vazgeçilmez bir olgudur. Gerçekten de uzun bir süreyle kira akdine bağlanmış kiracı ve kiralayanın hak ve vecibelerini, kısa süreli kira sözleşmesinin tarafları ile bir konumda görmenin sözleşme serbestîsi ilkesine, adalet ve mantık kurallarına aykırı olacağında duraksamaya yer olmamalıdır. Aksinin düşünülmesi halinde sözleşmenin fesih edildiği, yeni bir sözleşmenin ortaya çıktığı sonucuna kavuşmak gerekir ki hükümlerini sürdüren bağlayıcı ve ayakta duran sözleşme karşısında bunu kabul etmek mümkün değildir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Temerrütün oluşmadığını zira, davacıya ait AKBANK İnegöl sanayi şubesi ve davacının PTT hesabına kira bedellerinin ödendiğini, pandemi dönemi sebebiyle de kira uyarlaması davası açacaklarını bu hususun da bekletici mesele yapılması gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince: Davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Temerrütün oluşmadığını zira, davacıya ait AKBANK İnegöl sanayi şubesi ve davacının PTT hesabına kira bedellerinin ödendiğini, pandemi dönemi sebebiyle de kira uyarlaması davası açacaklarını bu hususun da bekletici mesele yapılması gerektiğine dair ilk derece mahkemesince yöneltilen taleplerinin incelenmeksizin davanın kabul edilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık; tahliye davasından ibarettir....
Sayılı ilamının icra takibinin dayanağı olduğunu, bahse konu ilamın konusunun ise ipotek bedelinin uyarlaması davası olduğunu, ipoteğin, kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni hak olduğunu, işbu davanın ise ipotek ile ilgili olup taşınmazın aynına ilişkin olduğunu, HMK’da kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararların kesinleşmedikçe yerine getirilemeyeceğinin belirtildiğini, takip dayanağı ilam taşınmaz üzerindeki ayni bir hak olan ipoteğe ilişkin olması nedeniyle kesinleşmeden takibi konu edilemeyeceğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına ve şikayetin kabulüne karar verilmesini istemiştir....
Mahkememizce yapılan tetkik ve incelemede; dosya kapsamına alınan deliller ile usul ve yasaya uygun hazırlanan 11/08/2022 tarihli rapor muvacehesinde; davacının davalı şirketten hak sahibi olduğu alacak miktarının 2.261,68 TL olduğu tespit edilmiş, davacının dava dilekçesinde dava değerinin sadece yukarıda mahkememizce tespiti yapılan asıl alacak kalemini kapsar şekilde olduğu görülmüş iş bu sebeple davacının asıl alacak haricindeki talebi yönünden usulüne uygun harçlandırma yapılmadan dava açıldığı değerlendirilmiş, iş bu sebeple davacının işlemiş faiz talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekirken sehven hata ile reddine karar verilmiş, bu hususun tashih, tavzih ile düzeltilmesi mümkün olmadığından gerekçede değinilmiş ve yine alacağın likit ve belirlenebilir olması sebebi ile; asıl alacak miktarı olan 2.261,68 TL nin %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davacının kötüniyet ile takip başlattığını davalı...
Taraftar arasında akdedilen 15/11/2013 tarihli sözleşmenin konusu sanatçının yurt içi ve yurt dışındaki mesleki işlerinin ve diğer alakalı faaliyetlerinin pazarlama ve satış haklarının münhasıran Ajansa devrini kapsamaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK'nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davacı talebinin TBK 138. Maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceğinden reddine karar verilmiş ise de davacının talebinin sözleşmenin uyarlaması olmadığı, taraflar arasındaki sözleşmeye konu, sözleşmenin eki niteliğinde olan Güzergah listesindeki güzergah mesafelerine ait km bilgilerinin davalı tarafından hatalı hesaplandığı, gerçek km mesafelerinin çok daha fazla olduğundan uğranılan zararın tazmini talep edilmiştir....
Bu nedenle dairemizce inceleme, istinaf dilekçesinde gösterilen istinaf sebepleri ve mahkemece resen gözetilmesi gereken kamu düzenine aykırılık oluşturan sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, TBK.'nun 138.maddesine dayalı kira bedelinin uyarlanması davasıdır. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 138. maddesinde “Aşırı İfa Güçlüğü” madde başlığı altında “Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir....