Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesi hükmü uyarınca Geçici Tescil şerhi tesisi talebine ilişkindir. Celp edilen 22/05/2018 tarihli tapu kaydına göre, davaya konu olan .... ada numarasının önce ..... ada daha sonra da ..... ada ....... parsel olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunmadığı, ve dava konusu taşınmazın davalı adına tapuda kayıtlı olduğu hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır....

    Anılan hükme göre; tapu sicilindeki bir yanlışlığın tapu memuru tarafından düzeltilebilmesi için ilgililerin rızası, bu olmadığı takdirde de bir mahkeme kararının varlığı şarttır. Tapu memuru ancak basit yazı yanlışlarını tüzük kurallarını da gözeterek kendiliğinden düzeltebilir. Kural olarak, bir vakıf şerhi evveliyat kayıtlarında olduğu halde sonraki kayıtlarda yer almamışsa bu şerhin kayda işlenmesi yasal yollarla sağlanabilir. Eğer bir tapu kaydında evvelinden beri vakıf şerhi bulunmuyorsa ve buna rağmen sonradan vakıf şerhi işlenmişse ilgilisi bu şerhin terkinini isteyebilir. Eldeki davada da, davacılar daha önce tapu kayıtlarında yer almayan vakıf şerhinin idarece tek taraflı konulduğundan bahisle şerhin terkinini istemişlerdir. Dosya kapsamından; davaya konu taşınmaza ait tapu kaydında, taşınmazın evveliyatından beri herhangi bir vakıf şerhinin yer almadığı, sonradan konulan şerhin ise davalı ......

      kaydının ve kira sözleşmesinin dosya kapsamına alındığı; her ne kadar, tapu kaydının beyanlar hanesinde 23/06/1988 tarihli eski eser şerhi bulunmakta ise de, sanık-kiracı tarafından imzalanan kira sözleşmesinde, taşınmazın kültür varlığı olduğuna dair bir bilginin yer almadığı, sözleşmenin hususi şartlar kısmının 3. maddesinde, kiracının, mecurda binanın güvenliğine zarar vermemek kaydıyla dilediği şekilde tamirat ve dekoratif çalışma yapabileceğinin belirtildiği, tapu kaydındaki şerhi görmesini sağlayacak şekilde tapuda işlem yaptığına dair aleyhine delil bulunmayan sanığın, kiralayan tarafından da bu konuda bilgilendirildiğine yönelik bir tespitin bulunmaması karşısında, atılı suçtan beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi, Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince...

        öncelikle kat karşılığı inşaat sözleşmesinin iptali ile 2008 yılında tüm bağımsız bölüm tapu sahipleriyle kurul oluşturulup ona göre bir sözleşmenin imzalanmasının gerektiğini, sözleşmenin geçersiz olduğunu, aktif davacı sıfatının olmadığından dolayı ihtiyati tedbir talep etme haklarının olmadığını belirterek, ihtiyati tedbir kararına itirazlarınının reddine ilişkin kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

        yersizdir. 2-Davacı-davalı kadın tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması talebinde de bulunmuş, bu dava 03.02.2015 tarihinde açılmıştır....

          Öte yandan, şikayetçi 3. kişinin, 11.03.2015 tarihinde ihalesi gerçekleştirilen 2939 ada 7 sayılı parseldeki 40 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydına aile konutu şerhi konulması için yaptığı başvuru üzerine, İstanbul Anadolu 13. Aile Mahkemesi'nin 11.02.2014 tarih ve 2012/1038 E., 2014/70 K. sayılı kararıyla talebin kabul edilerek, şikayete konu bağımsız bölümün kaydına TMK'nun 194. maddesi gereğince aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiş olup, anılan kararın 17.12.2014 tarihinde kesinleştiği, ancak, şerhin, şikayetçi 3. kişi adına tapu siciline henüz işlenmediği görülmektedir. Bu durumda, şikayet tarihi olan 20.05.2015 tarihi itibariyle, taşınmazın tapu kaydına şikayetçi 3. kişi lehine henüz aile konutu şerhi konulmadığından, şikayetçinin şikayet hakkı bulunmamaktadır. Zira, şikayetçinin tasarruf işlemlerini yapabilmesi, aile konutu şerhinin tapu siciline şerh verilmesi şartına bağlı bulunmaktadır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 29.04.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydı düzeltilerek haciz şerhi sırasının değiştirilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 25.12.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Tapu Sicil Müdürlüğü ve .... vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, davalılardan ... aleyhine başlattıkları icra takibi sırasında adına kayıtlı taşınmazların belirlenerek kayıtlarına haciz şerhi konulması için tapu sicil müdürlüğüne 24.09.2007 tarihinde icra müdürlüğü aracılığıyla haciz yazısı yazıldığını, tapu sicil müdürlüğü tarafından 26.11.2007 tarihinde borçlu adına kayıtlı taşınmaz bulunmadığı gerekçesiyle taleplerinin reddedildiğini, yaptıkları araştırmalar...

              Üniversitesi lehine mevcut kamulaştırma şerhi ve 12.01.2001 tarihli kamulaştırma şerhi uzatıldı şerhi nedeniyle, bu şerhe dayalı işlem yapılıp yapılmadığının ilgili kurum ve tapu müdürlüğünden sorulmak suretiyle cevaplarının dosya arasına alındıktan sonra yasal temyiz süresi beklenerek temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 26.02.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                Köyü lehine daha sonradan kullanıcı şerhi oluşturulmasının nedeni Kadastro ve Tapu Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak alınacak cevabi yazı ve yapılan işleme ilişkin her türlü belgenin onaylı birer örneğinin, 2- Çekişmeli taşınmazın tapu kaydına göre 1/2 payının 26.05.2014 tarihinde Hazine adına tescil edilmesinin ve beyanlar hanesindeki Köy Tüzel Kişiliği lehine olan kullanıcı şerhinin kaldırılmasının hangi gerekçeye dayandığının Tapu Müdürlüğünden sorularak alınacak cevabi yazı ve yapılan işleme ilişkin her türlü belgenin onaylı birer örneğinin getirtilerek dosya arasına konulması, bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 02.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Borçlunun taraf olmasıyla da Türk Borçlar Kanununun 188. maddesinden yararlanacak olan borçlu eski alacaklıya karşı ne tür itiraz ve def ileri ileri sürebilecekse bu haklarını yeni alacaklıya (davacı üçüncü kişiye) karşı da ileri sürebilir Ancak bu tür davaların sözleşmenin diğer tarafı davalı gösterilerek açılması gerekir Somut olayda, tapu kayıt maliki ----- şirketi davada taraf olarak gösterilmiştir. Tapu kayıt malikleri ile davalı yüklenici şirket arasındaki sözleşmeye istinaden davacı, davalı yüklenici şirketten hakkını temlik alan durumunda olduğundan, davalı yüklenici şirket ile sözleşme akdeden tapu kayıt maliki davalı ------ şirketi arasında HMK'nın 59'uncu maddesi gereği zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu