WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece dava konusu taşınmazların tapu kaydında satış vaadi tarihi itibariyle kamulaştırma şerhi mevcut olduğu, taşınmazların fiilen yol ve göl altında kaldığı, dolayısıyla aktin ifasında sözleşme tarihi itibariyle objektif imkansızlık bulunduğu, sözleşmenin objektif imkansızlık sebebiyle geçersiz olduğu, geçersiz sözleşmeye dayanılarak tapu iptali ve tescil veya bedele hükmedilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür....

    Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da tarafların sözleşmenin etkisinden kurtulmaları, başka bir anlatımla, sözleşme ilişkisinin tasfiyesi gerekir. Geriye etkili fesihte alacaklı Borçlar Kanununun 108/I maddesine dayanarak yükleniciye veya onun halefi durumundaki kişilere verdiği tapuları geri isteyebilir. Geriye etkili fesihin en önemli sonucu da tarafların sözleşmenin yapıldığı tarihteki mal varlığına getirilmeleridir. Somut olayda; davalının alacağı sebebiyle davacı arsa sahibine dönen kayıtlardaki haciz şerhi kaydın iptalini sağlayan davacı arsa sahibine mükellefiyet getirdiğinden, davacı iptalini sağladığı kayıt üzerindeki şerhin kaldırılmasını talep ve dava edebilir. Çünkü, eserin hukuken tesliminden önce yükleniciye onun da üçüncü kişilere tapu kaydı vermesi bir bakıma avans ödemede bulunulması demektir. Sözleşme geriye etkili feshedildiğinden, açıklanan bu durum karşısında kayıtlardaki haciz şerhinin kaldırılmasında yasaya aykırılık yoktur....

      Sözleşmenin feshi ya da iptali davası aynı madde uyarınca "olağanüstü tasarruf" niteliğindedir. Somut uyuşmazlıkta, dosya kapsamından davacılar ve dava dışı diğer arsa malikleri ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri yapıldığı anlaşılmaktadır. Sözleşme konusu taşınmazların tapu kayıtlarında, geri alım hak sahipleri olarak görünen davacılar ile dava dışı diğer paydaşların pay devri yaptıkları davalı kooperatiften başka pay sahiplerinin bulunduğu görülmektedir....

        Davacılar 3 parsel sayılı taşınmazın dava dışı ...’e satıldığını, ancak ...’in kendilerini dolandırdığını, satış bedelini ödemediğini, bu nedenle aleyhine 1998/106 sayılı dosya ile tapu iptali ve tescil davası açtıklarını, taşınmazın tapusunun iptal edildiğini, ne var ki, ...’in borçları nedeniyle taşınmaz kaydına haciz konulduğunu, mülkiyetin kendilerine geçmesi nedeniyle hacizden sorumlu olmadıklarını ileri sürerek haczin terkinini istemişlerdir. Davalı, taşınmazın üzerindeki takyitlerle birlikte davacılar adına tesciline karar verildiğini savunmuştur. Mahkemece tapu iptali tescil davasında sözleşmenin baştan beri geçersiz olduğu hususunun kabul edilmediğini, tapunun taraflar arsındaki protokol hükümlerinin yerine getirilmemesi nedeniyle iptal edildiği, ayrıca dava sırasında haczin davacıların zararına kötü niyetli konulduğuna dair delil olmadığının de tartışıldığı gerekçe yapılarak dava reddedilmiştir. Hükmü davacılar temyiz etmişlerdir....

          Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, sözleşmeye konu taşınmazın devredildiği davalı ...’ın, yüklenici şirket yetkilisi ...’ın oğlu olduğu, davacının yaşı ve devir tarihi dikkate alındığında, tapu devrinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak yapıldığının anlaşıldığı, her ne kadar sözleşme adi yazılı şekilde yapılmış ise de tapu devri ile birlikte sözleşmenin geçerli hale geldiği, yüklenici şirket sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirerek tapuya hak kazanmadığından, ondan temlik yoluyla tapu devrelanların iyiniyet savunmalarının dikkate alınamayacağı ve kazanımlarının da korunmayacağı, kaldı ki taşınmazın rayiç değeriyle, üçüncü kişilerin tapuda ödediği bedeller arasında fahiş fark bulunduğu, sözleşmenin tarafı olmayan ve hali hazırda tapu maliki olmayan davalı ...’a husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle, davalılardan ... hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılar hakkında açılan davanın...

            Satış vaadi sözleşmesiyle sağladığı ifa menfaatinden dönen alacaklı artık sözleşmenin tapuya şerh verilmesiyle kazanacağı haklardan yararlanamaz. Böyle olunca, satış vaadi sözleşmesinin şerhi istemiyle açılan davanın reddi yerine istemin hüküm altına alınması doğru olmamıştır. Diğer taraftan HUMK.nun 388 ve 389 maddeleri uyarınca mahkemelerce kurulacak hükmün infaz kabiliyeti bulunmalıdır. Aksi halde infazda güçlük çıkar ve taraflar yeni bazı uyuşmazlıklar içine itilir. Eldeki davada mahkemece 4.6.1998 günlü satış vaadi sözleşmesinin taşınmazın tapu kaydına işlenmesine karar verilmiş ise de dayanılan satış vaadi sözleşmesinin hangi taşınmaza ilişkin olduğu yazılı olmadığından kurulan hükmün infaz olanağı yoktur. Mahkemenin kabul şekline göre de bu husus bozmayı gerektirir. Karar açıklanan bu nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nenlerle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 28.9.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              Sözleşme 03.12.2008 günü tapu kaydına şerh verilerek “başlama tarihi:03.12.2008, süre:118” olduğu belirtilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 5. maddesinde, mülkiyeti nakil borcunu yüklenen ...’ın bedeli ödenen 78 parsel sayılı taşınmazı almayı vaat edenin istemini müteakip 31.03.2009 tarihinde devir ve ferağı vereceği, aksi halde cebri tescil davası açma ... doğacağı düzenlenmiştir. Sözleşme ve tapu kaydındaki şerh birlikte değerlendirildiğinde, sözleşmenin ifa olanağının 31.03.2009 tarihinde doğacağı bu tarih öncesinde almayı vaat edenin mülkiyetin devrini talep edemeyeceği anlaşılmaktadır. Şerh ile birlikte ayni etkili hale gelen satış vaadi sözleşmesi Tapu Kanunu’nun 26/6 maddesi uyarınca beş yıl için geçerli olup beş yılın dolmasıyla etkisini yitirir. Somut olayda, sözleşme 03.12.2008 tarihinde tapu kaydına şerh edildiğinden beş yıllık süre dolmamış, dolayısıyla da şerh etkisini yitirmeyip geçerliliğini korumaktadır....

                ın vergi borçlarından dolayı 6183 sayılı Kanun uyarınca icra takibine başlandığını ve davaya konu edilen taşınmazlardaki davalı ... hisseleri üzerine haciz şerhi konulduğunu, borç ödenmediği takdirde haczin kaldırılmasının mümkün olmadığını, sözleşmenin geçersizliğinin müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini, müvekkilinin dava açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının doğru olmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. C....

                  Maddesi ile ve Tapu Kanunu'nun 26. Maddesi uyarınca davacı ile davalılardan ... Yapı-... Adi ortaklığı arasında düzenlenen Kartal ... Noterliği'nin ... yevmiye no'lu düzenleme şeklinde Satış Vaadi Sözleşmesi'nin, İstanbul ili Tuzla ilçesi... kain, ... ada, ... no'lu parsel, ... no'lu bağımsız bölüme ilişkin tapu kaydına şerh edilmesine," karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı ... . A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının tapu iptal ve tescil davası açma imkanı varken satış vaadi sözleşmesinin şerhi talepli dava açmasının hukuki bir yararı olmadığını, davacı ile diğer davalı yüklenici arasında akdedilen ve davaya konu şerhi talep edilen taşınmaz satış vaadi sözleşmesine müvekkilin taraf olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalılar.... A.Ş., ... A.Ş. ve ... Vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkillerinin yargılama giderleri, istinaf harç ve vekalet ücretinden sorumlu olmayıp arsa sahibi ... A.Ş.'...

                    HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, davalıdan 16.01.2007 tarihinde 35.000 TL borç para aldığını, karşılığında 57.000 TL bedelli bono verdiğini ayrıca kayden maliki olduğu dava konusu 567, 570 ve 572 parsel sayılı taşınmazlarını teminat olarak devrettiğini, yazılı anlaşmaya göre borcun ödendikten sonra taşınmazların tekrar devredileceğinin kararlaştırıldığını, borcunu ödenmesine rağmen davalının çekişmeli taşınmazları iade etmediği gibi 200.000 TL para istediğini ileri sürerek tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu