Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

reddine yönelik Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü II....

    Davaya konu olayda da; hem yolsuz tescil durumunda hem de sözleşmenin feshine bağlı olarak tapu iptali ve tescil durumunda davalı ...’nın durumunun ayrı değerlendirilmesi, iyi niyetli olup olmadığının ve bu kapsamda taraflar arasındaki sözleşme ilişkisini bilip bilmediğinin ispat durumunu dikkate almak gerekmektedir. Bu hususları göz ardı edilerek verilen karar usul ve yasaya uygun olmadığından kararın bozulması gerektiği düşüncemle sayın çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne katılmamaktayım. MUHALEFET ŞERHİ Hukuk sistemimizde taşınmaz mülkiyeti edinmek ancak tapu sicili ile mümkündür. Tapu sicili herkese açıktır. İlgili herkes, tapu kütüğündeki ilgili sayfa ve belgelerin kendisine gösterilmesini veya bunların örneklerinin verilmesini tapu memurundan isteyebilir. Tapu kütüğüne yapılmış her tescil, bir ayni hakkı karşılar. Geçerli bir tescil, sicil dışı meydana gelen bir değişiklik sonucu sonradan yolsuz tescil haline gelebilir....

      DELİLLER:Dava; kira sözleşmesi, tapu kaydı ve tüm dosya kapsamı. GEREKÇE:Dava, kira sözleşmesinin tapu kaydına şerhi istemine yönelik olup, istinafa konu uyuşmazlık ise kiralanan taşınmazın tapu kaydına satılamaz devredilemez şerhi konulması ve dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren kira sözleşmesinin tapu kaydına şerh edilmesine yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesi gereğince; istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. İhtiyati tedbir, 6100 Sayılı HMK'nın 389. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılması ile hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilebilecek hükmün icrası mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir....

      Maddesinde satış bedelinin 2.050.000,00 TL olduğunun belirtildiği, sözleşmenin 9.1.maddesi uyarınca taşınmazın anahtar teslim tarihinin 30.06.2019 olduğu, yine Sözleşmenin 13.3. maddesi uyarınca davalılar, 30.06.2019 tarihinde davacıya tapu devrini de her türlü takyidattan ari olarak (alıcının varsa o gün itibarı ile kalan borç tutarı kadar satıcı tarafından ipotek konulmak üzere) gerçekleştirmekle yükümlü kılındığı, fiili teslim veya tapu devrinde gecikme olması halinde, uygulanacak yaptırımın da Sözleşmenin 10.10. maddesi ile belirlenmiş olduğu, anılan hükme göre gecikme halinde, Sözleşmede belirlenen sürelerin sona erdiği tarihten başlamak üzere satış bedelinin 5/1000lik kısmının davalılarca aylık kira bedeli tazminatı olarak ödenmesi gerektiği belirlenmiş, dosya içeriğinden davalıların sözleşme ile hem fiili teslim hem de tapu devri için belirlenen 30.06.2019 tarihinde ne teslimi ne de tapu devrini gerçekleştiremedikleri anlaşılmaktadır....

        Mahkemece, sözleşmenin geçerli olduğu kabul edilmek ve bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle 7.681.50 YTL üzerinden itirazın iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş;hüküm,davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davalı savunmasında davaya konu taşınmazın üçüncü kişiye satılmasından önce davacıyla aralarındaki sözleşmeyi fesh ettiklerini, kendisindeki sözleşmeye iptal şerhi düşüldüğünü, davacı kendisindeki sözleşmenin merkezde olduğunu, getirterek aynı şerhi düşeceğini bildirmesine rağmen sözleşmeyi iptal etmediğin, iptal şerhi düşülmeyen sözleşmeyi takibe koyduğunu savunmuştur....

          Bunların da ötesinde yapılan harcamalardan sözleşmenin tarafı olmayan sonraki malik ... ve ...’in sorumlu tutulması olanağı yoktur. Harcamalar sebebiyle zenginleşen taraf önceki arsa malikleridir. Bütün bu açıklamalardan sonra mahkemece yapılması gereken iş; yeni bir bilirkişi kurulundan yukarıda yapılan saptamalar doğrultusunda ayrıntılı, gerekçeli ve Yargıtay denetimine olanak verir rapor almak, sonucuna göre kanıtlanan harcamalardan arsanın ilk malikleri ve 15.07.2004 günlü sözleşmenin tarafı olan davalıları sorumlu tutmak olmalıdır. 3-1900 ada 14 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydındaki arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi şerhi yüklenici davacı ve davalı ... yararına konulmuştur. Dolayısıyla şerhin terkini davasının tarafı bu kişidir. Asıl davada tapu siciline husumet düşmeyeceğinden hakkındaki davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan ötürü reddi yerine tapu sicil müdürlüğü leh ve aleyhinde hüküm kurulmaması da doğru değildir. Karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır....

            a satıldığı iddia edilerek tapu iptal ve eski malik eş olan ... adına tescil ve aile konutu şerhi konulması talep edilmiş, mahkemece tapu iptal ve tescil davasının reddine, aile konutu şerhi konulması davasının ise kabulü ile taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiş, tapu iptal ve tescil davasının reddine dair hüküm temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir. Dava konusu taşınmazın mülkiyeti üçüncü kişi davalı ...'e aittir. Mülkiyeti üçüncü kişiye ait konutun tapu kütüğüne malikin tasarruf yetkisi ve temlik hakkını sınırlayıcı şerh konulmaz. Gerçekleşen bu hale göre aile konutu şerhi davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. 2-Mahkemece davacı tarafından açılan Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesine dayalı tapu iptal ve tescil davasının reddine karar verilmiş, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir....

              Tapu kütüğüne şerh edilmekle de o taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı ileri sürülebilir. Başka bir deyişle, satış vaadi sözleşmesinin tapu kütüğüne şerh edilmekle lehine şerh konan kişi satış vaadi sözleşmesi ile edindiği kişisel hakkı güçlendirir ve bu şerhle kazandığı hakkını sonraki maliklere karşı da ileri sürebilir. Somut olayda; davacıların dayanak 18.11.1998 tarihli satış vaadi sözleşmesi tapu kütüğüne 24.11.1998 tarihinde şerh edilmiş, asli müdahil lehine konulan ipotek şerhi 20.8.2001 tarihinde tapu kütüğüne işlenmiştir. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibi sırasında 17.4.2003 tarihli “Gayrimenkul açık artırma şartnamesi ve tutanağı “ başlıklı ihale tutanağında dava konusu taşınmazın ... lehine olan 24. 11.1998 tarihli satış vaadi şerhi ile yükümlü olarak satışa çıkarılacağı ilan edilmiş , asli müdahil 3.6.2003 tarihinde taşınmazı şerhle yükümlü olarak satın aldığından 25 .6.2003 tarihinde ......

                DELİLLER : Tapu kaydı, Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve ekleri, Yönetim planı, İpotek tesisine ilişkin resmi senetler ve ekleri, Delil listesi sunulan ve toplanan deliller. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ile ipotek ve her türlü takyidattan ari tescil, olmadığı taktirde sözleşmenin feshi ile taşınmazın rayiç bedelinin tahsili istemine ilişkindir....

                Gerçekten, Tapu Kanunu m. 26’da “şerhten itibaren 5 yıl içinde satış yapılamaz veya irtifak hakkı tesis ve tapuya tescil edilmezse, iş bu şerh tapu müdürü veya memuru tarafından resen terkin olunur” hükmü bulunmaktadır. Fakat bu hüküm, sözleşmenin tapuya şerhinden itibaren 5 yıl içinde satış akdi yapılmazsa, bu şerhi tapu sicil müdürü veya memurunun re’sen terkin edeceği anlamına gelmez. 5 yıl geçtikten sonra terkin işlemi de ancak Tapu Sicil Tüzüğünün 78/4. maddesi gereğince taşınmaz mal malikinin istemi ile yapılabilir. Nitekim benzeri bir düzenleme de TMK'nın 1027. maddesinde yer almış, anılan hükümde tapu memurunun, ancak basit yazı yanlışlıklarını tüzük kuralı uyarınca re’sen düzeltebileceği, bunun dışındaki her türlü düzeltme, eski tescilin terkini ve yeni bir tescilin yapılabilmesi için ilgililerin yazılı rızaları gerektiği, tapu sicilindeki her türlü yanlışlığa ancak mahkeme kararıyla son verilebileceği kuralı getirilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu