Dairemizce kusurun tazminat açısından önem arzettiği vurgulanmış olmasına rağmen mahkemece, fesih konusunda kimin haksız olduğu üzerinde durulmamıştır.Bu durumda mahkemece taraf delillerinin toplanarak, sözleşmenin feshinde kimin haklı olduğu belirlenerek, davacının haksız olduğu sonucuna varılırsa, menfi zarar talep edilmediğinden davanın şimdi ki gibi reddine karar verilmeli, sözleşmenin feshinde davalının kusurlu olduğu sonucuna varılırsa davacı müspet zarar talep edebileceğinden bu hususa göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar üzerinde durulmadan karar verilmesi doğru görülmemiştir. Vekalet ücreti konusu yukarıda belirlenen gerekçe doğrultusunda yeniden belirleneceğinden bu konudaki temyiz itirazları şimdilik incelenmemiştir....
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1-) Dava, acentelik sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği iddiasına dayalı portföy tazminatı, haksız fesih tazminatı ve diğer alacak kalemleri ile manevi tazminat talebine ilişkindir. Mahkemece, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin davalı tarafından haklı olarak feshedildiği, bu sebeple davacının tazminat ve diğer alacak taleplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine, Bölge Adliye Mahkemesince de davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki birleşen hakimin müdahalesi ile yetki ve izin verilmesi, mümkün olmazsa tazminat, sözleşmenin feshi ve tazminat davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
A.Ş vekili beyanlarında ; ayıp iddiasının süresinde ileri sürülmediğini, talebin iki yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, yapılan delil tespitindeki belirlenen hususların ve araçta gizli ayıp olduğu iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, ayıp iddiası yerinde olmamakla birlikte onarım ve bedel indiriminin hakkaniyete daha uygun düşeceğini, faiz talebinin haksız olduğunu, bu sebeple davanın reddini talep etmiştir. Dava satın alınan aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı sözleşmenin feshi ve bedel iadesi istemine ilişkindir. Davacı, davalı .....'dan BMW marka bir adet araç satın aldığını, daha sonra aracı satmak için yapılan ekspertiz incelemesinde araçta değişen ve boyanın mevcut olduğunun belirlendiğini, davalılara bu konuda ihtarname gönderildiğini, ancak herhangi bir cevap verilmediğini, davacının elinde bu şekilde bir hasarın oluşmadığını, aracın teslim edilirken bu haliyle ayıplı olarak teslim edildiğini iddia etmiştir. Davalılardan .. ......
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; Hukuki niteliği itibariyle taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin haksız feshine dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin bulunmaktadır....
"İçtihat Metni"... 3.Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, davacıların murisleri ile davalılar arasında yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin kendilerinden mal kaçırma gayesi ile yapıldığı iddiasına dayalı olarak açılmış sözleşmenin iptaline ilişkin olup, tarafların haksız fiiline dayanıldığına göre, açılan davanın temyizen incelenmesi görevi 4.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 4.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 10.4.2008 günü oybirliği ile karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2007/89 Esas sayılı dosyasında, davacının uzun sayılabilecek bir süre sessiz kalarak ve dava konusu edilen işyerinde iki yıldan fazla bir süre oturduktan sonra 06.03.2007 dava tarihinde bu kez kira sözleşmesi ve protokolün mutlak imkansızlık sebebiyle geçersiz olduğunu ileri sürerek haksız iktisap hükümlerine göre alacağın istirdadı talebinde bulunmasında iyi niyetli olmadığı ve davacının mahkeme kararı ile haksız bulunarak işyerinden tahliye edildiği de dikkate alınarak protokolün ileriye dönük hükümlerinin kalmadığı gerekçesiyle sözleşmenin feshi talebi ile davacının diğer taleplerinin reddine karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir....
KARAR Davacı eczacı, davalı Kurum ile olan sözleşmesinin yedi yıl süre ile feshedildiğini, bu feshin haksız olduğunu, sözleşmenin feshi ile yeniden davalı kuruma ilâç satımına başladığı tarih arasında geçen sürede uğradığı kâr mahrumiyeti için,şimdilik 10.000.000.000 TL maddi tazminat ve 10.000.000.000 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1)-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellik delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2)-Davalının, müfettiş raporunu esas alarak yaptığı, sözleşmenin feshi işleminde BK'nun 49. maddesinde belirtilen şekilde kişilik haklarının ihlâli söz konusu değildir....
Sözleşmenin 6.maddesinde; sözleşme süresi ile birlikte sözleşmenin feshi ve sonuçlarına yer verilmiştir. Davalı şirket tarafından davacı şirkete gönderilen 13/05/2011 tarihli yazı ile, sözleşmenin 6.1.3 ve 6.2.1.maddelerine dayanılarak sözleşmenin fesih edildiği belirtilmiştir. Ne var ki; bilirkişi raporlarında da ayrıntılı şekilde belirtildiği üzere taraflar arasında sözleşmenin feshine dair herhangi bir mutabakat mevcut değildir. Yalnızca e-posta yazışmaları söz konusu olup, mutabakat kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Diğer taraftan, davalı şirketçe her ne kadar fesih yazısında sözleşmenin 6.2.1.maddesi gereğince sözleşmenin süresinden önce fesih edilmesinin taraflara herhangi bir tazminat isteme yetkisini vermeyeceği düzenlemesine atıf yapmış ise de mülga 818 sayılı yasanın 99.maddesi gereğince 6098 sayılı TBK'nın 115.maddesinde de yer verildiği üzere bu türlü bir anlaşma hükümsüzdür....
Bu durumda taraflar arasındaki sözleşmenin devamına imkan bulunmadığından sözleşmenin davalı tarafça haklı bir sebep olmaksızın ----- tarihinde sonlandırıldığını kabul etmek gerekir. Taraflar arasındaki ----------maddesinde sözleşmenin feshi halinde davacı şirketçe kar kaybı istenebileceği, -------tarihli Taahhütname de ise cezai şart istenebileceği düzenlenmiştir. Belirtilen sözleşme taraflarca sözleşme süresi sonuna kadar sürdürüldüğünden davacının bu döneme ilişkin kar kaybı talebi yerinde değildir. Bununla birlikte anılan taahhütname kapsamında cezai şart talep edebilecektir. Taraflar arasındaki -------maddesinde sözleşmenin davacı sağlayıcının sözleşmeyi fesih şartları düzenlenmiştir. Aynı sözleşmenin 47.maddesinde ise sözleşmenin feshi halinde fesih tarihinden sözleş sonuna kadar olan süre için kar kaybı istenebileceği hüküm altına alınmıştır....