Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 12/06/2014 NUMARASI : 2012/682-2014/276 Taraflar arasındaki sözleşmenin geçersizliğinin tespiti, teminat mektuplarının iptali, bedelsiz olduğunun ve borçlu olmadığının tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Mahkemece, sözleşmenin tüm müşterek maliklerle imzalanmadığı, tahammül sınırının aşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti ile tapudaki şerhin kaldırılmasına dair verilen karar davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 31.03.2014 tarih ve 2013/9437 E., 2014/2414 K. sayılı ilamıyla bozulmuş, davacı vekilinin karar düzeltme istemi üzerine ise, “davalı yüklenici ile arsa sahiplerinden davacı arasında 26.10.2009 tarihinde, diğer bazı arsa sahipleri ile de çeşitli tarihlerde düzenleme şeklinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmış ise de, arsa sahiplerinden ... ile arsa payı karşılığı inşaat sözlemesi geçen süreye rağmen yapılamamıştır. Taraflar arasındaki sözleşmenin üzerinden 4 yıldan fazla süre geçmesine rağmen, tüm arsa sahipleriyle sözleşme yapılmaması nedeniyle TMK'nın 692. maddesi uyarınca baştan itibaren geçerli olmayan sözleşme, sonradan da makul süre içinde geçerli hale getirilememiştir....
Nevar ki 03.07.1997 tarihinde başlayan ve davacının da kabulünde olduğu üzere dava tarihine kadar %99 seviyesine getirilen bir yapım işine ait sözleşmenin inşaatın tamamına yakınının bitmesi ve aradan 9 yıl geçtikten sonra geçersizliğinin ileri sürülmesi TMK’nın 2. maddesinde belirlenen iyiniyet kurallarıyla bağdaşmayacaktır. Bu safhada sözleşmenin geçersizliğine dayanılması hakkın kötüye kullanılması olup hukuk düzeninin bu davranışı korumayacağı ortadadır. Bu nedenle mahkemece işin esasına girilerek 03.07.1997 tarihli sözleşme hükümleri doğrultusunda davanın sonuçlandırılması gerekirken, sözleşmenin geçersizliğinden bahisle davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 14.04.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı-karşı davacı vekili, asıl davanın reddini istemiş, karşı davasında, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin alelade ve sıradan bir şekilde düzenlendiğini, sözleşmenin sadece karşılıklı satış ve inşaat yapılması vaadini içerdiğini, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde olması gereken hiçbir şart ve koşulun sözlü olarak anlaşılmasına rağmen sözleşmede yer almadığını ileri sürerek davaya konu sözleşmenin geçersizliğinin tespitine, reddi halinde feshine karar verilmesini talep etmiştir....
Geçerli olmayan bir sözleşme uyarınca sözleşmenin feshi talep edilemeyip, ancak geçersizliğinin tespiti talep edilebilir. Böyle bir sözleşme sebepsiz zenginleşme dışında taraflara herhangi bir talepte bulunma hakkı vermez. Sözleşmenin sonradan geçerli hale gelmesinde ise gerek yüklenicinin ve gerekse arsa sahibinin feshin haklı olup olmadığı sonucuna göre menfi ve müsbet tazminat talepleri olabilecektir. Bu nedenledir ki öncelikle sözleşmenin geçerli hale gelip gelmediğinin tespiti yapılarak sonuca gidilmelidir. Somut olayda dava konusu taşınmaz paylı mülkiyete konudur. Yargılama sırasında diğer maliklerle de arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığı iddia edilmediğine göre bu sözleşme diğer maliklerin de sözleşmeye katılmaması nedeniyle geçersizdir....
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1) Asıl ve birleşen davada, taraflar arasındaki 02.05.2007 günlü arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti; olmadığı takdirde feshi ile sözleşme konusu parselin tapu kaydında bulunan 28.10.2008 tarih ve .... numaralı şerhin terkini talep edilmiştir. Mahkemece, anılan şerhin terkinine karar verilmekle beraber, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya fesih talebi hakkında herhangi bir karar verilmemiştir. Bu durumda, sözü edilen talepler hakkında bir hüküm tesis edilmeden, şerhin terkin edilemeyeceği açıktır. Kabule göre de, mahkemece, TBK.'nun 98/2 (BK. md. 82 ) maddesi uyarınca, davalı yüklenicinin, ifa güçsüzlüğüne düştüğü, gerekçe kısmında benimsenmiş ise de, aynı madde hükmü gereğince, dönme hakkının doğup doğmadığının incelenmemesi de yerinde olmamıştır. Açıklanan sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir. 2) Bozma nedenine göre taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir....
Somut olayda, davacı tarafça, yüklenici şirketin bir ortağının, kooperatif yönetim kurulu üyelerinden biri ile akraba olması ve bu durumun anılan 59/.... maddesine aykırılık teşkil etttiği iddia edilerek, davalı yüklenici şirket ile davalı kooperatif arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ve iptali istenmiştir. Kural olarak sözleşmenin geçersizliğine ilişkin davanın ancak sözleşmenin taraflarınca açılması gerekir ise de, sözleşmenin mutlak butlanla malûl olması halinde, yokluğun tespiti ilgili herkes tarafından ileri sürülebilir. İlgili sıfatıyla somut olayda ortakların önce genel kurula başvurmaları gerekmeden, sözleşmenin geçersizliğinin tespitini doğrudan dava açarak mahkemeden istemelerinde hukuki yararları vardır....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, taraflar arasında düzenlenen hisseli gayrımenkul satış vaadi sözleşmesinin feshi, geçersizliğinin tespiti ve ödemelerin iadesi ile munzam zarar ve manevi zararın tazmini istemiyle açılmış olup ilk derece mahkemesince açılan davanın kısmen kabulüne, taraflar arasında düzenlenen Yalova ili, Termal ilçesi, killi orman mevki, G22D14C2D pafta, 424 Ada, 23, 25, 27 parsellerinin 7/3650 hissesinin satışına ilişkin ÇM01- 0065 numaralı sözleşme ile ÇM01- 0065A numaralı sözleşmelerin geçersizliğinin tespiti ile sözleşmeler nedeniyle ödenen 17.610,00- TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının şartları oluşmayan munzam zarar talebininin reddine, davacının şartları oluşmayan manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı tarafça istinaf isteminde bulunulmaktadır....
Asliye Hukuk Mahkemesince (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) davacı ile davalı şirket arasında ön ödemeli satış sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmenin konusunu teşkil eden daireye ilişkin tapunun davacıya devredildiği, sözleşmenin iptal edilmesi halinde tapununda iptalinin gerekeceği, taşınmazın aynına ilişkin değişiklik içerecek davanın taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerekeceği kabul edilerek yetkisizlik kararı verildiği ancak davacının talebi sözleşmenin geçersizliğinin tespiti ile ödediklerini iddia ettikleri bedelin tahsiline ilişin olup, yargılama esnasında taşınmazın aynına ilişkin araştırmayı ve tartışmayı gerektiricek bir husus olmadığı, davanın taşınmazın aynına ilişkin dava gibi değerlendirilmesinin mümkün bulunmadığı, davacı tüketicinin yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur....
K A R A R Davacı, davalı ve dava dışı ... ile imzaladıkları 18.12.1998 tarihli sözleşme gereğince davalının taahhüdünü yerine getirmediğini, 17.12.1999 tarihinde ihtar çekmesine rağmen sözleşme konusu taşınmazı satmadığı gibi borcu da ödemediğini, sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili için başlattığı takibe davalının itiraz ettiğini ileri sürerek,takibe vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı, sözleşmenin şarta bağlı olduğunu, sözleşmede belirtilen taşınmaza anılan değerde alıcı bulunamadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, sözleşmenin şarta bağlı olup ancak taşınmaz 232.200USD bedelle satıldığı taktirde 40.000USD’nin davalı tarafından davacıya ödeneceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmedeki şartın gerçekleşmediği, sözleşmedeki sürenin belirli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....