Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Geçerli olmayan bir sözleşme uyarınca sözleşmenin feshi talep edilemeyip, ancak geçersizliğinin tespiti talep edilebilir. Böyle bir sözleşme sebepsiz zenginleşme dışında taraflara herhangi bir talepte bulunma hakkı vermez. Sözleşmenin sonradan geçerli hale gelmesinde ise gerek yüklenicinin ve gerekse arsa sahibinin feshin haklı olup olmadığı sonucuna göre menfi ve müsbet tazminat talepleri olabilecektir. Bu nedenledir ki öncelikle sözleşmenin geçerli hale gelip gelmediğinin tespiti yapılarak sonuca gidilmelidir. Somut olayda dava konusu taşınmaz paylı mülkiyete konudur. Yargılama sırasında diğer maliklerle de arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığı iddia edilmediğine göre bu sözleşme diğer maliklerin de sözleşmeye katılmaması nedeniyle geçersizdir....

    Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1) Asıl ve birleşen davada, taraflar arasındaki 02.05.2007 günlü arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti; olmadığı takdirde feshi ile sözleşme konusu parselin tapu kaydında bulunan 28.10.2008 tarih ve .... numaralı şerhin terkini talep edilmiştir. Mahkemece, anılan şerhin terkinine karar verilmekle beraber, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya fesih talebi hakkında herhangi bir karar verilmemiştir. Bu durumda, sözü edilen talepler hakkında bir hüküm tesis edilmeden, şerhin terkin edilemeyeceği açıktır. Kabule göre de, mahkemece, TBK.'nun 98/2 (BK. md. 82 ) maddesi uyarınca, davalı yüklenicinin, ifa güçsüzlüğüne düştüğü, gerekçe kısmında benimsenmiş ise de, aynı madde hükmü gereğince, dönme hakkının doğup doğmadığının incelenmemesi de yerinde olmamıştır. Açıklanan sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir. 2) Bozma nedenine göre taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir....

      Somut olayda, davacı tarafça, yüklenici şirketin bir ortağının, kooperatif yönetim kurulu üyelerinden biri ile akraba olması ve bu durumun anılan 59/.... maddesine aykırılık teşkil etttiği iddia edilerek, davalı yüklenici şirket ile davalı kooperatif arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ve iptali istenmiştir. Kural olarak sözleşmenin geçersizliğine ilişkin davanın ancak sözleşmenin taraflarınca açılması gerekir ise de, sözleşmenin mutlak butlanla malûl olması halinde, yokluğun tespiti ilgili herkes tarafından ileri sürülebilir. İlgili sıfatıyla somut olayda ortakların önce genel kurula başvurmaları gerekmeden, sözleşmenin geçersizliğinin tespitini doğrudan dava açarak mahkemeden istemelerinde hukuki yararları vardır....

        Asliye Hukuk Mahkemesince (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) davacı ile davalı şirket arasında ön ödemeli satış sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmenin konusunu teşkil eden daireye ilişkin tapunun davacıya devredildiği, sözleşmenin iptal edilmesi halinde tapununda iptalinin gerekeceği, taşınmazın aynına ilişkin değişiklik içerecek davanın taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerekeceği kabul edilerek yetkisizlik kararı verildiği ancak davacının talebi sözleşmenin geçersizliğinin tespiti ile ödediklerini iddia ettikleri bedelin tahsiline ilişin olup, yargılama esnasında taşınmazın aynına ilişkin araştırmayı ve tartışmayı gerektiricek bir husus olmadığı, davanın taşınmazın aynına ilişkin dava gibi değerlendirilmesinin mümkün bulunmadığı, davacı tüketicinin yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur....

          K A R A R Davacı, davalı ve dava dışı ... ile imzaladıkları 18.12.1998 tarihli sözleşme gereğince davalının taahhüdünü yerine getirmediğini, 17.12.1999 tarihinde ihtar çekmesine rağmen sözleşme konusu taşınmazı satmadığı gibi borcu da ödemediğini, sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili için başlattığı takibe davalının itiraz ettiğini ileri sürerek,takibe vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı, sözleşmenin şarta bağlı olduğunu, sözleşmede belirtilen taşınmaza anılan değerde alıcı bulunamadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, sözleşmenin şarta bağlı olup ancak taşınmaz 232.200USD bedelle satıldığı taktirde 40.000USD’nin davalı tarafından davacıya ödeneceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmedeki şartın gerçekleşmediği, sözleşmedeki sürenin belirli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....

            İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, taraflar arasında düzenlenen hisseli gayrımenkul satış vaadi sözleşmesinin feshi, geçersizliğinin tespiti ve ödemelerin iadesi ile munzam zarar ve manevi zararın tazmini istemiyle açılmış olup ilk derece mahkemesince açılan davanın kısmen kabulüne, taraflar arasında düzenlenen Yalova ili, Termal ilçesi, killi orman mevki, G22D14C2D pafta, 424 Ada, 23, 25, 27 parsellerinin 7/3650 hissesinin satışına ilişkin ÇM01- 0065 numaralı sözleşme ile ÇM01- 0065A numaralı sözleşmelerin geçersizliğinin tespiti ile sözleşmeler nedeniyle ödenen 17.610,00- TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının şartları oluşmayan munzam zarar talebininin reddine, davacının şartları oluşmayan manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı tarafça istinaf isteminde bulunulmaktadır....

            Mahkemece, kiraya verenin mutlaka malik olmasının gerekmediğini, halen geçerli bir sözleşmenin mevcut olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında bulunan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı davalıdan kiralamış olduğu yerin belediyeye ait olup 1.1.2006 tarihinden itibaren belediyeye ecrimisil ödediğinden bahisle sözleşmenin geçersizliğinin tespiti ile ödediği ocak 2006 ayına ait bedelin tahsili ile Şubat-Eylül aylarının kiraları için davalı tarafından başlatılan icra takiplerinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemi ile eldeki davayı açmıştır.Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi kira sözleşmesinin geçerli olması için kiralayanın malik olması şart değilse de, dava konusu olayda davacı, kiralanan ile ilgili belediye üstün...

              Kabule göre de, asıl dava terditli dava olup, davacıların birinci talebi sözleşmenin geçersizliğinin tespiti, bunun kabul edilmemesi halinde sözleşmenin feshi ile var ise müdahalenin meni ve ecri misil istemine ilişkin olup, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti halinde meni müdahale ve ecri misil talepleri bulunmamaktadır. Mahkemece sözleşmenin geçersizliğinin tespitine karar verildiğinden, feri talep olan meni müdahale ve ecri misil konusunda karar verilmesi hatalı olmuştur....

              Taraflar arasında, 01/07/2013 düzenleme, 30/08/2013 başlangıç tarihli, 10 yıl süreli kira sözleşmesi düzenlendiği anlaşılmaktadır. 22/04/2014 tarihli sağlık kurulu raporunda, davacıda şizoaffektif bozukluk saptandığı, 01.07.2013 tarihinde kudretine haiz olmadığı ve akli melekelerinin yerinde olmadığı bildirilmiştir. Mahkemece, sözleşmenin imzalandığı tarihte davacının temyiz kudretinden yoksun bulunması sebebi ile taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin hükümsüz olduğu gerekçesiyle kira sözleşmesinin iptaline karar verilmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 15. maddesi uyarınca, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere ayırt etme gücü bulunmayan kimsenin fiilleri hukuki sonuç doğurmaz....

                Noterliğinin 02/04/2015 gün ... sayılı genel kurul kararının 100.000,00 TL hisse devir temlik sözleşmesinin sahteliği nedeniyle ayrı ayrı geçersizliğinin tespiti ile davalı ... adına olan hissenin iptali ile davalı ... adına tesciline, 2-Masrafları davacı vekilince karşılanmak üzere kararın ticaret sicil gazetesinde ilanına, 3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile eksik 144,00 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına, 4-Davacı tarafından yapılan 1.831,00 TL posta masrafı ile toplam harç gideri 77,00 TL ki toplam 1.908,00 TL. yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, 5-HMK'nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine, 6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca...

                  UYAP Entegrasyonu