Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tek taraflı irade beyanı ile dönme (fesih) mümkün olmakla birlikte, sözleşmeyi haksız ya da kusuruyla fesheden taraf, fesih bildiriminin sonuçlarına da katlanmak durumundadır. Fesih sonucu zarara uğrayan kimse koşulları mevcutsa haksız fesih sebebiyle uğradığı zararlarının tazminini isteyebilir. Bu suretle fesih ile sona eren sözleşme nedeniyle hiç kimsenin sona eren sözleşme ile bağlı kalmaya zorlanamayacağından feshin iptali ya da bu şekilde yaratılan muarazanın men’ine karar verilemez. Yukarıda izah edilen ilke ve kurallar ışığında somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında 03.07.2014 tarihinde sanayi tipi çamaşır yıkama makinası teminine ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu, daha sonra davalı iş sahibi ... tarafından yüklenicinin taahhüdünü yerine getirmemesi nedeniyle sözleşmenin feshedildiği anlaşılmaktadır....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 21/10/2019 NUMARASI: 2017/1090 Esas, 2019/864 Karar DAVANIN KONUSU: Sözleşmenin İptali KARAR TARİHİ: 28/09/2023 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 352. maddesi uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalı arasında 07-10 Şubat 2018 tarihinde ......

      Tüm dosya içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Taraflar arasında imzalandığı iddia olunan 24/02/2017 tarihli sözleşmenin davalı tarafça tek taraflı fesih edilmesi nedeniyle cezai şart alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemi ile açılmıştır. Davacı vekilinin 28/08/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile davayı tamamen ıslah ile alacak davasına çevirdiği anlaşılmaktadır....

        Tüm dosya içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Taraflar arasında imzalandığı iddia olunan 24/02/2017 tarihli sözleşmenin davalı tarafça tek taraflı fesih edilmesi nedeniyle cezai şart alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemi ile açılmıştır. Davacı vekilinin 28/08/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile davayı tamamen ıslah ile alacak davasına çevirdiği anlaşılmaktadır....

          Davalı tarafça davacı ile imzalanan sözleşmenin belirli süreli iş sözleşmesi olduğu savunulmuşsa dosyaya sunulan sözleşmenin belirli süreli iş akdi olmadığı, bu savunmanın da ispat edilemediği, fesih bildiriminde fesih sebebi de bildirilmemiştir, davalı taraf feshin haklı ve geçerli sebebe dayandığını savunmadığından Mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından başvurunun duruşma açılmadan HMK'nın 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          Somut uyuşmazlıkta; davalı işveren tarafından davacının iş akdinin feshedildiği, davalı tarafından fesih bildiriminin dosyaya sunulmadığı görülmüştür. Davalı işveren fesih bildiriminde bulunmayarak fesih sebebini açık ve kesin olarak davacıya bildirmemiştir. 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 19.maddesi gereğince aynı Kanun'un 18. maddesi kapsamında kalan işçinin iş sözleşmesini geçerli sebeple feshetmek isteyen işveren, fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. Yazılı fesih bildiriminin de, fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde içermesi zorunludur. Bu durum işçi açısından da, işverenin bildirdiği fesih nedeni ile bağlı olması, fesih nedeninin değiştirilememesi için bir teminattır. Söz konusu şekil şartı geçerlilik şartı olup resen nazara alınması gerekir. Fesih sebebinin açık ve kesin olarak belirtilerek yazılı yapılmaması ve fesih öncesi savunma alınmaması fesih işlemini geçersiz kılar. Bu yönüyle yapılan fesih geçersizdir....

          KARAR Davacı avukat olduğunu, davalı şirketin hukuk danışmanlığını yürütmek üzere aralarında 1.06.1996 tarihli, bir yıl süreli sözleşme yaptıklarını, sözleşmenin 6.maddesi ile sözleşmenin sona erme tarihinden en az iki ay önceden taraflardan birince diğer tarafa yazılı ihbarda bulunularak feshedilmediği takdirde aynı süre ile kendiliğinden uzayacağının kararlaştırıldığını, sözleşmede ücretinin yıllık 30.000 USD olarak belirlendiğini, davalının haksız ve sebebsiz olarak 13.06.2005 tarihinde sözleşmeyi feshettiğini, sözleşmenin 6.maddesi uyarınca usülüne uygun feshi ihbarda bulunmadığı için sözleşmenin 1.06.2006 tarihine kadar uzadığını, sözleşmeden doğan yıllık 30.000 USD alacağının tahsili için başlattığı icra takibine davalının itirazda bulunduğunu ileri sürerek, icra takibine vaki itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı serbest muhasebeci olduğunu, davalı şirket ile 2008 yılı için 12.02.2008 tarihinde sözleşme imzaladıklarını, sözleşmenin davalı tarafından usulüne uygun fesih edilmediğinden 2008 yılı için ücret hakkının doğduğunu ileri sürerek sözleşme gereğince muaccel olmuş bir yıllık ücret alacağının tahsili için başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı , davanın reddini dilemiştir....

              İlk Derece Mahkemesi tarafından; Taraflar arasındaki davacının son sayfasını imzaladığı sözleşmenin içerik, anlam ve devam eden maddeler ile bütünlük taşıması nedeniyle önceki sayfaların imzalanmamış olmasının sözleşmenin geçersizliği sonucunu ortaya çıkarmadığı, sözleşmenin geçerli olduğu, dosya kapsamı ve bilirkişi raporuna göre sözleşmenin 18. maddesine göre davalının sözleşmede kararlaştırılan faiz oranını esas alarak vade farkı düzenleyebileceği, davalı tarafından düzenlenmiş iki adet vade farkı faturasının davacı tarafça ödendiği, davacının ürün bedellerini sözleşmede belirlenen sürede ödemediği, vade farkı faturasının sözleşme hükümlerine uygun olduğu, fesih bildiriminin haklı nedene dayandığı kabul edilse dahi taraflar arasındaki sözleşmenin 12. maddesinde sözleşmenin davalı şirket tarafından herhangi bir neden gösterilmek zorunda kalınmaksızın ve herhangi bir ceza veya tazminat ödenmeksizin distribütöre 7 gün öncesinden yazılı haber vermesi şartı ile tek taraflı olarak feshedebileceğinin...

                Hukuk Dairesince; inşaatın geldiği seviye itibariyle davacıların fesih isteminde haklı olup olmadıkları hususu değerlendirilip fesih ve tapu iptali konularında karar verilmesi gerekçesiyle bozulması üzerine bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; bu kez sözleşmenin feshine bağımsız bölüm tapularının arsa sahibince intikal ettirildiği gerekçesiyle tapu iptal ve tescil taleplerinin reddine, menfi zarar talebinin kabulüne karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yüklenicinin edimlerini süresende yerine getirmediği gerekçesiyle sözleşmenin feshi, sözleşme uyarınca 3. kişilere devredilen tapu kayıtlarının iptali ile menfi ve müsbet zararların tazmini istemine ilişkindir. Her ne kadar bozma ilamına uyularak karar verilmiş ise de; inşaatın devamına ilişkin tedbir talebinde bulunulmamış, davalı yüklenicinin inşaatı devam ettirmesine davacılar .../... S.2....

                  UYAP Entegrasyonu