Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

- K A R A R - Asıl davada davacılar vekili, davacı yükleniciler ile davalı arsa sahipleri arasında 20.05.2002 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, davacıların sözleşme uyarınca inşaata devam etmelerine rağmen davalıların açtıkları dava neticesinde sözleşmenin geriye etkili şekilde feshedildiğini ileri sürerek davacıların yaptıkları imalat bedeline ilişkin olarak şimdilik 7.500,00 TL'nin sözleşmenin feshinin kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek avans faiziyle tahsilini talep ve dava etmiş, bilahare talebini 182.092,64 TL olarak ıslah etmiştir. Asıl davada davalılar vekili, asıl davanın reddini istemiş, karşı davasında ise, davalı yüklenicilerin sözleşme nedeniyle ikamet ettikleri villayı sözleşmenin geriye etkili feshine rağmen tahliye etmediklerini ileri sürerek toplam 15.120,00 TL ecrimisil bedelinin reeskont faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir....

    Bu durumda Sulh Hukuk Mahkemesinin görevinden söz edebilmek için taraflar arasında başlangıçta geçerli bir kira sözleşmesinin yapılması sonradan sözleşmenin feshinin istenilmesi gerekir. Oysa davacı, kira sözleşmesinin başlangıcından beri geçerli olmadığını, taraflar arasında hüküm ifade etmediğini ileri sürerek sözleşmenin geçersizliğini ve bu sözleşme nedeniyle davalıya yaptığı ödemeleri işlemiş olmakla her ne kadar davada sözleşmenin geçersizliği ve hükümsüzlüğü tabiri kullanılmış olsa da davacının istemine göre dava, sözleşmenin iptali davası niteliğindedir. Durum böyle olunca bu davaya bakmak Asliye Hukuk Mahkemesinin görevi içindedir. Mahkemece işin esasına girilerek taraf delileri toplanıp, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken bu yön gözönünde tutulmadan yazılı şekilde görev yönünden dava dilekçesinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

      Davacı, taraflar arasında düzenlenen 12.3.2004 tarihli kira sözleşmesinin ifasının mümkün olmaması, nedeniyle geçerli olmadığını, taraflar için hüküm ifade etmediğini ileri sürerek sözleşmenin feshini ve davalıya borçlu olmadığının tesbitini isteyerek eldeki davayı açmıştır. Davalının görev yönünden karşı çıkması üzerine de mahkemece, Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan sözedilerek görevsizliğe karar verilmiştir. HUMK'nun 8.maddesinde Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu dava ve işler açıkca belirtilmiş bulunmaktadır. Anılan yasanın 8/II,1 maddesi uyarınca kira sözleşmesine dayanan her türlü "akdin feshi" davaları (BK md 248 vd) yönünden Sulh Hukuk Mahkemesi görevli kılınmıştır. Bu durumda Sulh Hukuk Mahkemesinin görevinden sözedebilmek için taraflar arasında başlangıçta geçerli bir kira sözleşmesinin yapılması sonradan sözleşmenin feshinin istenilmesi gerekir....

        Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının cezai şart talebini 22.10.1996 tarihli sözleşmenin 27. ve 15.01.2003 tarihli sözleşmenin 8. maddelerine dayandırdığı, inceleme ve değerlendirmenin bu hususlar gözetilerek yapıldığı, 22.10.1996 tarihli sözleşmenin 27. maddesindeki “150” rakamının HUMK.nun 298. maddesi anlamında çıkıntı niteliğinde olup, yanların onayını taşımadığı, bu nedenle davacının bu sözleşmenin 27. maddesindeki diğer koşullar gerçekleşse bile, cezai şart tutarının hesaplanmasının mümkün olmadığı, davacının bahse konu sözleşme nedeniyle cezai şart talebinin haklı nedenlere dayanmadığı, 15.01.2003 tarihli sözleşmenin ise davalı yanca, davacının gaz sevkiyatını kesmesi nedeniyle 08.04.2003 tarihinde feshedildiği, Karaman Sulh Hukuk Mahkemesi’nce delil tespit işleminin sözleşmenin yürürlükte olmadığı 05.06.2003 tarihinde yapıldığı, sözleşmenin yürürlükte olduğu süre içerisinde davalının başka firmalardan ... temin ettiği hususunun davacı yanca iddia ve...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ -KARAR- Dava, sözleşmenin feshinin iptali isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 SayılıK Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 13.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 5.5.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sözleşmenin feshinin haksız olduğunun tespiti ve iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 28.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MUARAZANIN ÖNLENMESİ -KARAR- Dava, sözleşmenin feshinin iptali isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 13.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 07.09.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki dava, taraflar arasındaki sözleşmenin haksız feshinin istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 10/06/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Mahkemece bu yön gözetilmeden asıl dava yönünden sözleşmenin feshinin iptaline ve birleşen dava yönünden sözleşme süresinin uzamış olduğunun kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir....

                    Davalı vekili, müvekkili ve davacı şirket arasında bayilik sözleşmesinin akdedildiğini, sözleşmenin karşılıklı yükümlülükleri içerdiğini, davalının fatura bedellerini ödemediğini, borç ödeme yükümlülüğünün ihlal edilmesi nedeni ile sözleşmenin feshedildiğinin Noter marifeti ile bildirildiğini, davacının cevabi ihtarname ile sözleşmenin feshinin haksız olduğunu iddia ettiğini, sözleşmenin davacı tarafın kusuru nedeni ile feshedildiğini, bu nedenle kâr kaybı veya portföy tazminatı isteminin reddi gerektiğini savunmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu