Kararı ile, iş bu dilekçe dikkate alınarak ihale tarihinden sonra inşaata esas emsal değerinde azalma olması nedeni ile sözleşmenin 3-e maddesi gereğince Toplam Hasılat (....) tutarında herhangi bir nedenle azalma olduğu takdirde; idare işin devamına karar vermeye veya sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetmeye yetkilidir hükmü doğrultusunda sözleşmenin tasfiyesine karar verdiği, davacının sözleşmenin feshinin usulsüz olduğu, davalı şirketin adi ortaklık adına bu yönde başvuru yapmasının mümkün olmadığı ve adi ortaklığın zararına bu yönde talepte bulunduğu iddiası ile öncelikle tasfiye kararının iptali ile sözleşmenin yürürlükte olduğunun tespiti, olmadığı takdirde menfi ve müspet zararının tazmini istemi ile eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır. Davalı yan görev, yetki ve yargı yoluna ilişkin itirazlarda bulunmuş, dosyanın geçirdiği safahat ile istinaf ilamı gözetildiğinde bu itirazlara ilişkin değerlendirme yapılmasına yer olmadığı kanaatine varılmıştır....
Bu halde APKİSin geçersizliğinin kabulü gerekmekte olup, diğer arsa maliklerinin muvafakatlarının sorulmasına gerek görülmemiştir. Bu halde gerek sözleşmenin adi yazılı yapılmış olması, gerekse davalı yüklenici tarafından tüm arsa sahibi maliklerle sözleşme yapıldığının ispatlanmaması karşısında davacının sözleşmenin geçersizliğinin tespitine ilişkin talebinin kabulü gerektiği değerlendirilmiştir. Sözleşmenin geçersizliğinin tespiti halinde sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre devrettiği hissenin davacıya iadesi, karşısında menfi zarara kapsamında davacı gecikme tazminatı istemeyecek ise de sözleşme hükümlerine bağlı bulunmayan menfi zararlarını isteyebilir. Bu kapsamda davalı yüklenici tarafından yıkılan evinin bedeli ile geçersizliğinin tespitine kadar davalı ile sözleşme yapması ve evinin yıkılmasına dayalı olarak kirada oturmasından kaynaklanan zararlarını talep edebilir....
Mahkemece anılan bu hususlar gözetilmeden hem menfi zarar mahiyetindeki yapılan masraflara, hem de müspet zarar mahiyetindeki kazanç kaybına hükmedilmesi usül ve yasaya aykırı olup davalı vekilinin istinaf talebi bu yönüyle haklı ve yerindedir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 28/01/2016 tarih ve 2015/8632 Esas, 2016/1107 karar sayılı içtihadı) Somut olayda; davacıların satış sözleşmenin feshini talep etmemeleri nedeniyle ancak müspet zararı talep edebileceklerdir....
her ne kadar davacının sözleşmenin feshi talebi kabul edilmiş ise de, sözleşmenin feshinde davalının bir kusurunun bulunmaması ve tarafların bu konuda anlaşması nedeniyle sözleşmenin feshine karar verildiğinden davacı lehine vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına ve davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir....
Dava konusu olayda taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğundan sözleşmenin sona ermesi üzerine yüklenicinin talep haklarından biri de olumsuz zararın (menfi zararın) giderilmesi talebidir. Menfi zarar uygulanacağına ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin yerine getirilmemesi sonucu güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Olumsuz zararın yasal dayanağı 6098 sayılı TBK'nın 125/III., B.K.106/II. maddesindeki genel düzenlemelerdir. Yargıtay içtihatları ve doktrinde eser sözleşmesinden dönülmesi nedeniyle uğranılan ve giderilmesi talep edilen olumsuz zararların sınırlı sayıda olmadığı kabul edilmekte; sözleşmenin yapılmasına ilişkin giderler, harçlar, posta giderleri, noter ücreti ve yapılmış bulunan imalâtın bedeli de menfi zarar kapsamında değerlendirilmektedir....
Mahkemece anılan bu hususlar gözetilmeden hem menfi zarar mahiyetindeki yapılan masraflara, hem de müspet zarar mahiyetindeki kazanç kaybına hükmedilmesi usül ve yasaya aykırı olup davalı vekilinin istinaf talebi bu yönüyle haklı ve yerindedir. (Yargıtay 19....
Buna göre ,görev kamu düzenine ilişkin olduğundan ve yargılamanın her aşamasında değerlendirilmesi gerektiğinden, uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin tespiti açısından; davalıların dayanak sözleşmedeki sıfatının açıklığa kavuşturulması, mahkemenin görevsiz olduğunun tespiti halinde davaya ilgili mahkemede devam olunmak üzere görevsizlik kararı verilmesi, davanın açıldığı mahkemenin görevli olduğunun tespiti halinde de, taraflar arasındaki sözleşmenin hukuki geçerliliğinin bulunup bulunmadığı, buna göre davacının öncelikle tapu iptali ve tescil ile rayiç bedeli, menfi ve müspet zarara ilişkin asli talepleri, sonrasında ödenen bedelin iadesine ilişkin tali nitelikteki talebinin değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar tesisi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar tesisi usul ve hukuka uygun bulunmamıştır....
Hukuk Dairesinin 16.01.2019 tarihli ilamı ile bozulması üzerine uyulan bozma ilamı gereğince, yeniden yapılan yargılamada, arsa üzerinde pay sahibi olarak görülen ve dava dışı eski hissedar Ali Kaya'dan arsa payını satış suretiyle devralan ...’ın davada taraf olması sağlandıktan ve sözleşmenin feshi yönündeki beyanı alındıktan sonra, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporuna göre kararlaştırılan inşaat süresi geçmesine rağmen binada keşif tarihi itibariyle %56 oranında imalat bulunduğu, süresi içerisinde ve sözleşmeye uygun olarak tamamlanmadığı, davacının kullandığı seçimlik hak gereğince menfi zarar talep edilebileceği, ancak müspet zarar niteliğinde olan kira kaybı yönünden zarar tazmini talep edilemeyeceği gerekçesiyle, davacıların davasının kısmen kabulü ile, davacılar ile davalılar arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geçersizliğinin tespitine, gecikme tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı temyiz etmiştir....
bildirime rastlanmadığı, sözleşmenin feshinde davalının haklı olup olmadığı hususunun mahkemenin takdirinde olduğu, sözleşmenin haksız feshinin kabulü halinde; menfi zarar kapsamında sözleşmeye güvenilerek yapılan harcamaların ......
Taraflar arasındaki sözleşmenin 29.maddesinde, franchise verenin sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğinde her türlü zararını (müspet ve/veya menfi) franchise alandan talep etme hakkına sahip olduğu düzenlenmiştir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabul gerekçesi olarak, davacının yaptığı fesih işleminin haklı fesih olduğu, ancak sözleşmenin henüz başında olunuşu, geriye kalan süre, pandemi nedeniyle henüz ifaların tam olarak başlanamaması, sözleşmenin ileriye dönük değil de geriye etkili olacak şekilde sona erdiğinin kabulü ve de menfi zararın tazmininin hakkaniyete uygun olacağı şeklindedir. Davanın kısmen kabulüne karar verilen miktar istinaf sınırı altında kaldığından, davalının kararı istinaf edememesi ve istinaf sebepleri ile bağlılık kuralı nedeniyle Dairemizce bu aşamada feshin haklı olup olmadığı konusunda değerlendirme yapılması mümkün değildir....