WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA Davacı iş sahibi vekili dava dilekçesinde; müvekkil ile davalı arasında düzenlenen 27.05.2003 tarihli sözleşme ile buharlı ısı kazanı yapımının kararlaştırıldığını, iş süresinde tamamlanmadığından sözleşmenin feshedildiğini ileri sürerek, ödenen bedelin iadesi ile menfi zararın tahsilini talep etmiş, terditli olarak ise menfi tespit, ödenen bedelin iadesi ile menfi zararın tahsilini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı yüklenici vekili cevap dilekçesinde; davacı sözleşme gereği yapması gerekenleri yapmadığından işin zamanında bitirilemediğini, tamamlanan kısmın da ayıplı ya da eksik olmadığını, kalan işlerin tamamlanıp teslim edilebileceği halde sözleşmenin haksız şekilde feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. III....

    (Özkaya, Eraslan; Vekâlet Sözleşmesi ve Kötüye Kullanılması; s. 866) Davacının talebi 6098 sayılı TBK m. 512'de düzenlenmiş olan menfi zarar kapsamına giren zararlara ilişkin değil sözleşmenin feshedildiği 28.11.2018 tarihinden sözleşmenin olağan bitiş tarihi olan 10.04.2022 tarihine kadar davacının yoksun kalacağı kâra ilişkin müspet zararlara ilişkindir. Bu nedenle gerek 6102 sayılı TTK m. 102/II'nin yollamasıyla 6098 sayılı TBK m. 512'ye göre gerekse menfi ve müspet zarar konularında Yargıtay'ın yukarıya alıntıladığımız yerleşik kararlarına göre davacının müspet zarar talep etme hakkı bulunmamaktadır. Bu gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir....

      -TL'nin" tahsiline karar verildiği belirtilmiş, tavzih suretiyle düzeltilen gerekçeli kararın hüküm kısmında ise "menfi zararın "denmek suretiyle kısa karar ve gerekçeli karar çelişkisi yaratılmıştır. Mahkeme gerekçesinde “ "davalının eksik ve ayıplı ifasından kaynaklı zararın" tazmini olarak nitelendirdiği zararlarının menfi zarar olduğu ve mahkememizce bu hukuki nitelendirme ile hüküm kurulduğu ve fakat hüküm fıkrasında sehven "davacının müspet zararların tazmini gideri" olarak ifade edilmiştir. Hükümde yer alan "müspet" ifadesinin "menfi" olarak diğer bir deyimle hüküm fıkrasındaki müspet zararlara ilişkin alacak ve tazminat talebinin menfi zararlar olarak anlaşılması gerekmekle buna ilişkin ayrıca 6100 Sayılı HMK m.305 uyarınca tavzih şerhi düzenlenmiştir.” yönünde açıklama yapılmıştır. Bu durumda, gerekçeli kararda çelişkinin varlığını ortaya koyacak nitelikte yapılan açıklamalar ile çelişkinin giderilmiş olduğundan söz edilemez....

        nedeni ile uğradıkları menfi ve müspet zararlar olduğu, müvekkilinin ipotek için ve intifa hakkı için 25.000,00 TL.-26.000,00 TL.harç yatırmış, çalışma ruhsatı için 8.731,25 TL. harç ödemiş, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 9.000,00 TL. talep edildiği, Müspet zararlarının (yoksun kalınan kar) sözleşmenin 3.md. bakıldığından ----- litre fiyatı ortalama--------. müvekkili kar elde etmiş olacaktı, bu rakam müvekkilinin yoksun kaldığı kar olup müspet zararını oluşturmakta olduğu, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL. talep edildiği, müvekkillerinin maliki bulundukları ---------, fazlaya dair talep ve dava haklan saklı kalmak kaydı ile şimdilik,----davalıdan avans faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik------ ticari avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalılara yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir ....

          faizi ile bilikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesini ve haksız rekabate karşı verilecek kararın TTK 61 uyarınca ilanını talep ve dava etmiş ve mahkememizce netice-i talep kısmının ayrıştırılması yönünde verilen süre için sunmuş olduğu 30/08/2008 tarihli tavzih dilekçesi ile 7.000 TL'nin müspet zarar, 7.000 TL'nin menfi zarar ve 6.000 TL'nin ise portföy tazminatı için talep edildiğini beyan etmiştir....

            Başka bir anlatımla, genel olarak menfi zarar, sözleşmenin kurulmamasından veya geçerli olmamasından; müspet zarar ise, ifa edilmemesinden doğan zararı ifade eder (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, 12. Baskı, İstanbul 2010, s. 482). Nitekim aynı hususlara Hukuk Genel Kurulunun 07.06.2022 tarihli ve 2020/3-688 Esas, 2022/846 Karar sayılı kararında da değinilmiştir. Müspet veya menfi olsun zararın tazmini isteyen tarafın sözleşmenin feshinde kusurunun bulunmaması ve diğer tarafın kusurlu olması gerekmektedir. Somut olayda, taraflar arasında .... tarihinde ... ili Merkez ilçesi ... ada ... parsel ticaret merkezi inşaatı ve alt yapı ve çevre düzenlemesi konulu taşeron sözleşmesi imzalanmış, sözleşme ile işe başlama tarihi .... belirlenmiştir....

              GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili arasında 27.12.2016 tarihli "Merkezi Tedarik ve Talep Takip Yöntemi Sistemi ile Klinik Mühendislik Sistemi" hizmet alımına ilişkin sözleşme imzalandığını, 01.01.2017 tarihinde müvekkilince sözleşme kapsamında hizmet verilmeye başlandığını, davalının 31.03.2017 tarihinde müvekkili ile olan sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini, davalının sözleşmeyi feshinin haklı bir gerekçesinin bulunmadığını, haksız fesih uyarınca müvekkilinin müspet zararlarının oluştuğunu, bu bağlamda sözleşme kapsamında bakiye süre için hak edeceği paradan mahrum kalındığını ileri sürerek sözleşmenin feshinin haksız olduğunun tespiti ile müvekkilinin müspet zarar kapsamında mahrum kaldığı 108.000,00- TL'nin fesih tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              İşte müspet zarar bu iki bedel arasındaki farktan ibarettir. Müspet zarar, alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi halinde söz konusu olur. Sözleşme ortadan kalkmamaktadır, yalnız alacaklının ifaya ilişkin talep hakkının yerini müspet zararının tazminine dair talep hakkı olmaktadır. Burada borcun ifa edilmemesinden doğan zararın söz konusu olduğu gözardı edilmemelidir. Menfi zarar ise; uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar (Hâluk Tandoğan, age., s. 427). Bu husus BK’nun 108. Maddesindeki düzenlemeden kaynaklanmıştır. Burada alacaklı sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur....

              Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olacağı gibi, menfi zarar da olabilir. Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki fark müspet zarardır. Diğer bir anlatımla müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Borçlu borcunu zamanında ifa etmiş olsaydı alacaklının uğramayacağı yoksun kaldığı kazançlar müspet zararın en önemli kısmını oluşturur. Borcun yerine getirilmesinin kusurla olanaksız hale gelmesinde, temerrüde düşen borçludan, gecikmiş ifa ile birlikte gecikme dolayısıyla tazminat istenmesinde, yahut borçlunun temerrüdü halinde ifadan vazgeçilip, ifa yerine tazminat istenmesinde ve sözleşmenin olumlu biçimde ihlalinde, müspet zararın giderimi söz konusu olur. (Prof. Dr. H. Tandoğan Türk Mesuliyet Hukuku 1961 s. 426 vd.)....

                Davacı tarafça, teminatın iadesi, ödenmeyen 8 günlük hakediş bedeli ve sözleşmenin haksız feshi dolayısıyla eldeki dava açılmış, yargılama aşamasında teminat mektuplarının iadesi dolayısıyla teminat mektupları ile ilgili bir talepleri bulunmadığı yönünde davacı vekili tarafından beyanda bulunmuştur. Öncelikle, sözleşmenin davacı şirketin kusuru olmadan feshedilmesi nedeniyle davacının uğradığı zararın niteliği ve miktarı üzerinde durulması gerekir. Sözleşmeden kaynaklanan zarar, müspet zarar olabileceği gibi menfi zarar da olabilir. Bu tür bir zarar ayrımı, sözleşme sorumluluğunda söz konusu olmaktadır. Genel olarak menfi zarar, sözleşmenin kurulmamasından veya geçerli olmamasından; müspet zarar ise sözleşmenin ifa edilmemesinden doğan zararı ifade eder....

                UYAP Entegrasyonu