Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bilirkişi raporunda; davalı şirketin defterlerinin tutulduğu ve müşavirliğinin yapıldığı tarihler arasında davalı şirketin ve davalı şirketin müşteri ile tedarikçileri ile mal aldığı gerçek ve tüzel kişilerin maddi bir zarar görmediği, 2016 yılı Nisan ve Mayıs aylarına ait BA ve BS formlarının düzeltilmesinden kaynaklı herhangi bir zararın doğmadığı, davacının mesleki kusurunun bulunduğunun ispatlanamadığı, davalı şirketin davacıya adı geçen 2016 Nisan ve Mayıs aylarına ait alış, satış ve gider faturalarının eksiksiz verdiğine dair herhangi bir evrak listesinin ve yazılı belgenin de bulunmadığını, kaldı ki mali müşavirin düzeltme BA-BS formu vermesinin çok büyük bir mesleki kusuru ve hata olmadığını, davalı şirketin menfaati düşünülerek ve zarar görmemesi için düzeltmeler yapıldığını belirterek, zararın oluşmaması sebebiyle davacının kusurlu bir eyleminin bulunmadığı yönünde görüş bildirmiştir. Mahkemece bu rapor doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Sözleşmenin feshi ve tazminat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı sözleşmenin feshi ve tazminat davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenden alınmasına 31.03.2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi. (M) ./.. KARŞI OY YAZISI Dava, kiracı tarafından açılmış, kiralananın ayıplı olduğundan bahisle kira sözleşmesinin feshi ve tazminat istemine ilişkindir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 301....

    Diğer durumlarda hâkim, bütün durum ve koşulları göz önünde tutarak haklı sebeple feshin maddi sonuçlarını serbestçe değerlendirir.” şeklinde yasal düzenlemelere yer verilmiş olup, bu yasal düzenlemeler kapsamında kural olarak, hizmet akdinin tarafı olan işçi sözleşmenin haklı feshi halinde dönem sonuna kadar olan ücretini isteyebilir. Bununla birlikte işçinin sözleşmenin yerine getirilmesinden kurtulması tamamıyla başka bir iş yapmaması sonucunu vermemektedir. Çalışma gücü serbest kalan işçi mesleğine uygun bir iş aramak ve bu yoldaki çabasını ispatlamak zorunda olup, yeni bir iş bulmak yoluna gidecek ve o işten sağlayacağı kazancı, işverenden alacağı ücretten indirecektir. İşçinin bu dönem içerisinde kazanacağı para göz önüne alınarak işveren ile yapılan sözleşmeye konu işi yapmaması nedeniyle tasarruf ettiği giderler de ücretten indirilecektir....

      AMAÇ ve KAPSAM kısmında “Banka işbu sözleşmenin IV - V ve VI. maddeleri gereği belirlenen ücret ve komisyon oranlarını sözleşmenin imza tarihinden itibaren geçerli olmak üzere %100 oranında artırabilir veya işbu sözleşmenin 1X.l maddesinde belirtilen tazminatı ödemesi suretiyle sözleşmeyi sona erdirebilir.” maddesi üzerinde tarafların anlaştığı, Üye işyeri sözleşmesinin; 12.maddesinde de bir ay öncesinden haber verilerek sözleşmenin fesih edilebileceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür....

        bir borçtan söz edilebilmesi için, taraflarca akdedilmiş bir sözleşmenin bulunması ve sözleşmenin feshedilmemiş olması zorunludur....

          Süresinden önce sözleşme feshedildiği takdirde sözleşmenin sonuna kadar olan kira bedelleri kiralayana ödenecektir" şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Davalı vekili taşınmazı 04.04.2009 da tahliye ettiklerini savunmuş ise de yazılı delille tahliyeyi ispat edememiştir. Bu durumda mahkemece davacı kiraya verenin taşınmazda yaptırdığı delil tespiti nedeniyle 24.04.2009 tarihinde yapılan keşif nedeniyle, tahliye tarihinin 24.04.2009 olarak tespiti isabetlidir. Ancak sözleşmenin 4. maddesindeki düzenleme feshi ihbar niteliğinde olmayıp, makul süre olarak bu madde uyarınca makul sürenin tespiti hatalıdır....

            tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davacı ile davalı arasında bayilik sözleşmesi imzalandığını, davacının davalının bayisi olduğunu, 2009 yılının Mart ayından itibaren davalının davacıya mal vermediğini ve aralarındaki sözleşmenin feshedildiğini sözlü olarak bildirdiğini, daha sonra davacının sözleşmenin feshedildiğine dair yazıyı tesadüfen posta kutusunda bulduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin üç yıl için yapıldığını ancak zımni olarak sürenin sözleşmenin 14. maddesi uyarınca uzadığını, davacı, davalının haksız ve tek taraflı fesih işlemi nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek, davacının uğradığı munzam zararın, belirsiz alacak davası olarak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100 TL’nin fesih tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, Koruma ve Güvenlik Alımı Sözleşmesinin feshi nedeniyle uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren TTK'nın 5. maddesinde “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” hükmü yer almaktadır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/3. maddesine göre de; Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. Anılan yasa hükümleri gereği, davalı tarafın tacir sıfatı bulunmadığından davaya bakmaya görevli mahkeme genel mahkemelerdir. Görev kamu düzeni ile ilgili olup, yargılamanın her safhasında ve re'sen nazara alınmalıdır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kira alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira alacağı davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava erken tahliye nedeniyle tahliye sonrası üç aylık kira alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının davacıya ait mecurda kiracı olduğunu, kira başlangıcının 01/11/2013 olduğunu, davalının 1 yıllık süre dolmadan mecuru tahliye ettiğini ve mecurun halen kiraya verilemediğini, müvekkilinin 3 aylık kira bedeli 10.620,00 TL zarara uğradığını, 2014 yılı Şubat, Mart ve Nisan ayı olmak üzere 10.620,00 TL zararın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı davanın reddini savunmuştur....

                  K A R A R Davacı, avukat olduğunu, davalı ile imzaladıkları sözleşme ile davalıya ait hisslerin yönetimini ve açılması gereken her türlü davanın açılması işini üstlendiğini, edimlerini sözleşmeye uygun yerine getirirken haksız azledildiğini, aralarındaki sözleşmenin feshi ve ihbarı başlıklı maddesi gereği haksız azil halinde avukatın uğrayacağı zararın 24 aylık karşılığının ödenmesinin kararlaştırışldığını, sözleşmede ücretin vergiler ve masraflar hariç 2.000,00 TL olarak belirlendiğini, bu bedelin KDV ile birlikte 2.360,00 TL'ye tekabül ettiğini, bu durumda 12 aylık zarar karşılığının 56.460,00 TL olduğunu, bu zararından şimdilik 50.000,00 TL için icra takibi yaptığını, takibe haksız itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. . Davalı, davanın reddini dilemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu