WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden sonra makul süre içerisinde yüklenici tarafından inşaat ruhsatı için müracaatta bulunulduğu ve belediye tarafından verilen cevabi yazıda dava konusu taşınmazın bir kısmının yeşil alana ayrılması nedeniyle inşaat ruhsatı verilmediği bildirildiğinden artık yüklenicinin edimini süresinde ifa etmediğinden bahsedilemez. Ancak dava konusu taşınmazın bir kısmının yeşil alan olarak ayrılması ve sözleşmenin ifasını imkansız kılabilir. Bu durumda, mahkemece mahallinde keşif yapılıp belediyenin yeşil alan ile ilgili karar uygulanarak kalan arsada sözleşmenin ifasının mümkün olup olmayacağı değerlendirilerek, sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır....

    HD 11/10/2017 tarih ve 2017/5558 E 13783 K) Somut olayda, uyuşmazlık kiralanın tahliyesi istemine ilişkin olup kamu düzenine ilişkin kesin bir yetki kuralı olmadığına göre, genel yetki kuralına göre uyuşmazlık çözülmelidir. Tahliye davası para borcu olmayıp, somut olayda davalı yerleşim yeri ile sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemeleri yetkili mahkemedir. Davalının yerleşim yeri Atakum/Samsun olduğu, tahliye borcunun para borcu olmadığı, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi olduğu, davacının yerleşim yerinin yetkili mahkemelerden biri olmadığı ortadadır. Taraflar tacir olmayıp sözleşmede kararlaştırılan yetki şartı da geçerli değildir....

    Mahkemece, davanın taşınmazın aynına ilişkin olduğu ve bu nedenle taşınmazın bulunduğu yer olan İhsaniye Mahkemelerinin yetkili bulunduğu gerekçesiyle, yetkisizlik kararı verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı eldeki davada, davalıyla aralarında yapılan hisseli gayrimenkul satış sözleşmesinin feshini, tapuların iptalini ve ödediği bedelin iadesini istemekte olup, davanın tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılmak üzere açıldığı, davacının tüketici olduğu ve taraflar arasındaki ihtilafın 4077 sayılı yasa kapsamında bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacı eldeki davada, iradesinin sakatlandığından bahisle sözleşmenin feshini, ödediği bedelin tahsilini ve adına olan tapuların iptalini istemekte olup, davacının asıl talebi sözleşmenin feshi ile ödediği bedelin istirdadına ilişkindir. Sözleşmenin feshine karar verilmesi halinde, davacı adına olan tapuların iptali uyuşmazlığın ve davanın doğal sonucudur....

      Asliye Hukuk (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: -KARAR- Dava, devremülk sözleşmesinden cayma nedeniyle sözleşmenin feshi ve verilenlerin iadesi istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu 6. Tüketici Mahkemesince, davanın taşınmazın aynına yönelik olması nedeniyle taşınmazın bulunduğu Yalova Tüketici Mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizliğine karar verilmiştir. Karar davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18....

        Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/636 E. sayılı dosyası ile sözleşmenin feshi davası açtığını, müvekkilinin de hata, hile ve gabin nedeniyle sözleşmenin feshi için karşı dava açtığını, eldeki davanın 2009/636 E. sayılı dosya ile birleştirilmesini talep ettiklerini, ayrıca müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Birleşen davada davacı-karşı davalı ... vekili; müvekkilinin sözleşmenin feshine ilişkin 6.4. ve 6.5. maddeleri gereğince hiçbir ihbar ve ihtara gerek kalmaksızın ortaklık sözleşmesini feshetme hakkı mevcut olmasına rağmen iyi niyet göstergesi olarak ve ticari etik gereği defalarca davalıya sözlü uyarılarda bulunduğunu, bu uyarılardan sonuç alamayınca Beyoğlu 18....

          Ancak, bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” denilerek mülkiyetin kazanılması ve tescil koşulları düzenlendiği, İcra İflas Kanunu'nun 134/1 maddesinde ise “İcra dairesi tarafından taşınmaz kendisine ihale edilen alıcı, o taşınmazın mülkiyetini iktisap etmiş olur. İhale kesinleşinceye kadar taşınmazın ne şekilde muhafaza ve idare edileceği icra dairesi tarafından kararlaştırılır.” hükmüyle, cebri ihale sonucu mülkiyetin kazanılması ve ihale kesinleşinceye kadar taşınmazın idare ve korunma şekli belirlendiği, bu yasal düzenlemelere göre ihale ile taşınmazı satın alan kişinin veya kurumun taşınmazın mülkiyetini ihalenin kesinleşmesi halinde ihale tarihinde kazanmış olacağı, (Yargıtay 1. HD. 2014/14110E.-2014/20225K. sayılı 25/12/2014 tarihli ilamı) sabittir....

          İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, davalı tarafların murisi ile yapılmış olan gayrimenkul satış sözleşmesinin feshi nedenine dayalı müdahalenin önlenmesi ve taşınmazın tahliyesi talebine ilişkindir....

          Mevcut uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülmesi için davaya konu sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi gerekli olmayıp, şekil şartına uyulup uyulmadığı hususunun tüketici mahkemesince tartışılarak bir karara varılması gerektiğinden, 6502 sayılı Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. Somut olayda, dava taraflar arasındaki devremülk sözleşmesinin cayma hakkı kullanıldığından bahisle sözleşmenin feshi ve verilenin iadesi istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Sözleşmenin feshi ve verilenlerin iadesi istemine ilişkin davalarda yetki konusunda özel bir düzenleme bulunmadığına göre, yetkili mahkeme genel yetki kuralı gereği davalının yerleşim yeri mahkemesidir. HMK'nın 6/1. maddesi uyarınca "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir."...

            Mevcut uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülmesi için davaya konu sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi gerekli olmayıp, şekil şartına uyulup uyulmadığı hususunun tüketici mahkemesince tartışılarak bir karara varılması gerektiğinden, 6502 sayılı Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. Somut olayda, dava taraflar arasındaki devremülk sözleşmesinin cayma hakkı kullanıldığından bahisle sözleşmenin feshi ve verilenin iadesi istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Sözleşmenin feshi ve verilenlerin iadesi istemine ilişkin davalarda yetki konusunda özel bir düzenleme bulunmadığına göre, yetkili mahkeme genel yetki kuralı gereği davalının yerleşim yeri mahkemesidir. HMK'nın 6/1. maddesi uyarınca "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir."...

              Noterce önce 55/A kapı numarası ile çıkarılan tebligatın iade edildiği, daha sonra 35/A kapı numarasına göre ihtarnamenin 26.03.2020 tarihinde ve yeni dönem başlamazdan 3 aydan daha uzun bir süre önce tebliğ edildiği görülmektedir. İhtarnamede kira sözleşmesinin tarihi doğru bir şekilde gösterildiğine ve bu sözleşmenin feshi talep edildiğine göre davalı bu kira sözleşmesi uyarınca kiraladığı yerin 35/A olduğunu bilebilecek durumdadır. İhtarnamede kapı numarasının hatalı gösterilmesi sonuca etkili olmayan yazım hatası niteliğindedir. Buna göre 10 yıllık uzama süresinin somut olayda dolmuş olduğu, TBK'nun 347.maddesi uyarınca süresinde ihtarname çekildiği ve fesih talep edildiği anlaşılmakla mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya uygundur....

              UYAP Entegrasyonu