Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HUKUK DAİRESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen akde aykırılık nedeniyle sözleşmenin feshi ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkin davada verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun ise kabulüne ilişkin verdiği karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, bölge adliye mahkemesince ek kararla temyiz isteminin reddedilmesi üzerine, davacı vekili bu defa ek kararı temyiz etmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I İstinaf incelemesi sonucunda verilen karar hakkında, bu kararın 6100 sayılı HMK' nun 362. maddesi uyarınca temyiz edilemeyen kararlardan olduğu, HMK'nun 366.maddesi yollaması ile 346.maddesi uyarınca temyiz yoluna başvurulamayacağı doğru olarak Bölge Adliye Mahkemesince saptanmış ve başvurunun reddine karar verilmiştir....

    SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen akde aykırılık nedeniyle sözleşmenin feshi ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkin davada verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun ise kabulüne ilişkin verdiği karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, bölge adliye mahkemesince ek kararla temyiz isteminin reddedilmesi üzerine, davacı vekili bu defa ek kararı temyiz etmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I 1- Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4....

      Mevcut uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülmesi için davaya konu sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi gerekli olmayıp, şekil şartına uyulup uyulmadığı hususunun tüketici mahkemesince tartışılarak bir karara varılması gerektiğinden, 6502 sayılı Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 73/5. maddesinde tüketici davalarının tüketicinin yerleşim yerinin bağlı bulunduğu mahkemelerde de açılabileceği hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda, dava devremülk sözleşmesinden cayma nedeniyle sözleşmenin feshi, verilenlerin iadesi ve tapu iptali istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın, dava konusu taşınmazın bulunduğu yer olan Yalova 4. Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....

        Hukuk Dairesince, taraflar arasındaki sözleşmenin devre mülk sözleşmesi olduğu ve sözleşmeye konu taşınmazın ise davacı adına 09/09/2014 tarihinde tapuya tescil edildiği, sözleşmenin feshi ve ödenen bedelin iadesi halinde aynı zamanda tapu iptal ve tescil de gerekeceğinden davacı talep etmese de bu yönde karar verilmesi gerektiği, bu durumda taşınmazın aynına ilişkin olması nedeniyle taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin HMK m.12 gereği kesin yetkili olduğu, kesin yetki hususunun mahkemece resen yargılamanın her aşamasında göz önünde bulundurulması gerektiği, somut olayda dava konusu taşınmazı ...ilçesinde olduğundan ... Asliye Hukuk Mahkemesi (tüketici mahkemesi sıfatıyla) ihtilafa bakmakla görevli olduğu gerekçesiyle İstinaf Başvurusunun kabulü ile ...7. Tüketici Mahkemesi'nin 2017/54 Esas, 2017/387 Karar sayılı mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın yetkili ve görevli ......

          Temyiz Sebepleri Davalı borçlu temyiz dilekçesinde; takibe dayanak sözleşmenin alt kira sözleşmesi niteliğinde olduğunu, sözleşmenin dayanağı olan ana sözleşmede mecurun alt kiraya verilmesi ve devredilmesinin kesin olarak yasaklandığını, bu nedenle sözleşmenin hükümsüz olduğunu, sözleşmenin itirazın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte belgelerden olmadığını, mahkemece tahliyesine karar verilen taşınmazın dava konusu taşınmazdan farklı olduğunu, davacı alacaklının kötü niyetli olarak takip başlatması nedeniyle aleyhine tazminata hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının itirazın kaldırılmasına ilişkin kısmının bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, adi kiraya ve hasılat kiralarına ilişkin ilamsız takipte itirazın kaldırılması ve taşınmazın temerrüt nedeniyle tahliyesi istemine ilişkindir. 2....

            Davacı tarafından kiralananın tahliyesi talep edilmiş ise de taşınmazın mesken olarak kiralandığı anlaşılmaktadır. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 347.maddesinde de konut ve çatılı işyeri kiralarında kiraya verenin ancak on yıllık uzama süresi sonunda bildirim yoluyla kira sözleşmesine son verebileceği belirlenmiştir. Aynı Kanun'un 350. ve müteakip maddelerinde ise, kira sözleşmesinin hangi hallerde dava yoluyla sonlandırılacağı; TBK'nun 354. maddesinde ise dava yoluyla kira sözleşmesinin sona erdirilmesine ilişkin hükümlerin kiracı aleyhine değiştirilemeyeceği düzenlenmiştir. Kiralananın niteliği ve tabi olduğu Yasa itibariyle fesih ve tahliye sebepleri sınırlı olup, kanunda yazılı olmayan bir neden kiraya verene tek taraflı bildirimle fesih hakkı vermediğinden, Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kiralananın tahliyesi - Ecrimisil Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye ve ecrimisil davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, feshi ihbar nedeniyle tahliye, baz istasyonunun kal' ine ve ecrimisil istemlerine ilişkindir. Mahkemece kal ve tahliye talebi konusunda davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığın, ecrimisil bedeli olan 3.183,78 TL nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından alacağa ilişkin olarak temyiz edilmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen tahliye ve alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalının 25/01/2013 tarihli kira sözleşmesi ile dava konusu taşınmazda kiracı olduğunu, 2700 TL kira borcunu ödememesi üzerine ihtar gönderildiğini, davacının 30 günlük sürede borcunu ödemeyerek temerrüde düştüğünü belirterek sözleşmenin feshi, taşınmazın tahliyesi ve ödenmeyen 9.200 TL kira bedelinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın, işlemden kaldırıldığı 29/09/2015 tarihinden itibaren üç aylık yasal süre içinde yenilenmediği gerekçesiyle davanın H.M.K.'...

                  CEVAP: Davalı T3 vekili cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesi içeriğini ve davayı kabul etmediklerini, davacının iddialarının yasal dayanağı bulunmadığını, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri kapsamında isnat edilen suçun vasfı, kiralananın açıktan fena kullanılması ve Belediyenin itibarının zedelenmemesi amacı ile Belediye tarafından kira sözleşmesinin fesih edildiğini, dava konusu taşınmazın tahliyesi konusunda 2886 sayılı yasanın 75.maddesi uyarınca Kaymakamlık makamının yetkili olduğunu, kira sözleşmesinin 9. Maddesine göre; kiracının kira süresi bitiminde derhal sözleşmenin feshi halinde tebligatı müteakip 15 gün içinde taşınmazı tahliye etmek zorunda olduğunu, kira konusu yerin Manavgat Kaymakamlığı tarafından tahliye edilerek Belediyeye teslim edilmiş olması nedeniyle bu davanın ve tedbirinin konusun kalmadığını, kiracı T1 tarafından, tahliye işleminin iptali ve yürütmenin durdurulması talebi ile Antalya 3....

                  Davacı 12.06.2013 tarihinde dava açmış, sözleşmedeki feshi ihbar süresi uyarınca 6 ay öncesinden davalıya ihtar göndermiştir. Buna göre mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, konut ve çatılı işyerlerinde sözleşmenin uzaması halinde belirsiz süreli hale gelmeyeceği, sözleşmenin belirli süreli olduğu dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın 6100 sayılı ...ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu