TÜKETİCİ MAHKEMESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen sözleşmenin feshi - bedel iadesi davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan bölge adliye mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, hükmü temyiz eden davacı taraf harçtan muaf olduğundan 54,40 TL temyiz harcının istek halinde iadesine, dosyanın...
Herne kadar sözleşmenin feshi tek taraflı irade beyanı ile sonuç doğurur ise de, kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin feshi, taraf rızaları fesihte birleşmediği sürece, ancak mahkeme kararı ile mümkün olmaktadır. Bu itibarla, feshin tek taraflı olarak gerçekleştiğine ilişkin kabul doğru olmamıştır. Öte yandan, sözleşmenin feshi (dönme) ile sözleşmenin ifası anlamına gelen eksik, ayıplı işler bedeli ve gecikme tazminatı gibi olumlu zarar kapsamında kalan talepler birbiriyle çelişkili olduğundan, birlikte istenemezler. Başka bir anlatımla, ya sözleşmenin feshi yada müsbet zarar (ifa) istenebilir....
Dava dilekçesinde imalat bedeli ve kâr kaybı için şimdilik 200.000,00 TL'nin işlemiş faiziyle tahsili istenmiş olup mahkemece, bu miktarın ne kadarının kâr kaybı, ne kadarının imalat bedeli olduğuna ilişkin davacı taraftan herhangi bir açıklama alınmamıştır. Bu durumda mahkemece, davacıdan, talebinin ne miktarının kâr mahkumiyeti ne miktarının imalat bedeli olduğu hususunda açıklama alınıp, davacı yüklenicinin de dava dilekçesinde sözleşmenin feshi iradesini açıkladığı, sözleşmeden dönmesi nedeniyle olumlu zarar niteliğindeki kâr kaybını isteyemeyeceği gerekçesiyle, kâr mahrumiyeti isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Diğer yandan, sözleşmenin feshi durumunda taraflar sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak, birbirlerine verdiklerini talep edebilirler. 818 sayılı BK'nın 61/2. maddesinde (TBK 77.) bu kural "...muteber olmayan...bir sebebe istinaden ahzolunan şeyin iadesi lazımdır." şeklinde ifade edilmiştir....
Bu durumda mahkemece, klimadaki ayıbın imalattan mı kaynaklandığı, yoksa tüketicinin kullanım hatası veya yetkili olmayan servisin tekniğine ve yöntemine uygun olmayan montajından mı kaynaklandığını bilirkişi incelemesi ile saptanmalı, ayıbın kullanım hatası veya yetkili olmayan servisin yöntemine ve tekniğine uygun olmayan montajından kaynaklandığı saptandığı takdirde şimdiki gibi davanın reddine ayıbın imalat hatasından kaynaklandığı saptandığı takdirde davacının bedel iadesi ile ilgili istemin kabulüne karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı lehine BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 25.2.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar arasındaki sözleşme ile yükleniciye iş bedeli olarak verilecek 7 ve 20 nolu bağımsız bölümlerin toplam değerinin 04.04.2005 tarihli sözleşmeyle 180-190 milyar Türk Lirası (180.000,00-190.000,00 TL) olduğu, yapılacak işlerin bedelinin de buna göre değerlendirildiği kabul edilmiştir. Sözleşme tarihi itibariyle ayrı bir tespit yapılmadığı ve rakam net olmadığından iş bedeli olarak kararlaştırılan iki dairenin ve sonuç olarak iş bedelinin 180.000,00 + 190.000,00 : 2 = 185.000,00 TL olduğu ve iş bedelinin bu miktarda götürü bedel olduğunun kabulü gerekir....
Taraflar arasındaki sözleşme ile yükleniciye iş bedeli olarak verilecek 7 ve 20 nolu bağımsız bölümlerin toplam değerinin 04.04.2005 tarihli sözleşmeyle 180-190 milyar Türk Lirası (180.000,00-190.000,00 TL) olduğu, yapılacak işlerin bedelinin de buna göre değerlendirildiği kabul edilmiştir. Sözleşme tarihi itibariyle ayrı bir tespit yapılmadığı ve rakam net olmadığından iş bedeli olarak kararlaştırılan iki dairenin ve sonuç olarak iş bedelinin 180.000,00 + 190.000,00 : 2 = 185.000,00 TL olduğu ve iş bedelinin bu miktarda götürü bedel olduğunun kabulü gerekir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, yüklenicinin temerrüdü sonucu sözleşmenin feshi nedeniyle uğranılan menfi zarar, cezai şart alacağı, teminat güncelleme fark bedeli, fazladan ödenen imalât bedeli alacaklarının tahsili istemine ilişkindir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Hukuki niteliği itibariyle, Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin feshi dolasıyla, feshin haksız olduğunun tespiti, teminat mektubunun iadesi, sözleşmenin feshin tarihinden itibaren teminat tutarına faiz işletilerek davalıdan tahsili, sözleşmenin feshi dolasıyla kar kaybı, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar, hak ediş bedelinin tazminine ilişkin maddi tazminat ve manevi tazminat isteminin şartlarının bulunup bulunmadığına ilişkindir. 6100 Sayılı HMK.'nın 166. maddesi uyarınca, aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar....
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacının davalıdan tahsilini talep ettiği ancak dosya kapsamından bu bedeli rızaen SLS Grup Gayrimenkul Ltd Şirketi’ne temlik ettiği anlaşıldığından, artık bu bedeli ve borcun ifasını müvekkilinden isteyemeyeceğini, bu nedenle davacının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, davalı ile 29.06.2011 tarihli Devremülk satış vaadi sözleşmesi nedeniyle ödenen 6618.TL' nin sözleşmenin feshi nedeniyle iadesi talebine ilişkindir....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nde yapılan tespit ile, yüklenici tarafından yapılan işin ve hakediş miktarlarının tespit edildiğini belirterek sözleşmenin geriye etkili olarak feshi ile müvekkilinin uğramış olduğu menfi zararlarının giderilmesini talep ve dava etmiştir....