Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak sözkonusu ihtarnameye rağmen konut taksit tutarlarının ödenmemiş olduğunu ve davalı tarafından konutun teslimi yapılmamış olup, davalı ile müvekkil İdare arasında akdedilen satış sözleşmesinin “Sözleşmenin Feshedilmesi” başlıklı 9.1 maddesinde; “Alıcı, sözleşmeden veya yasalardan doğan yükümlülüklerini yerine getirmezse ve İdarenin yazılı ihtarına rağmen, ihtar tarihinden itibaren 20 gün içerisinde yerine getirmezse veya 20 gün içerisinde yerine getirse bile bu durum bir takvim yılı içinde iki kez tekrar ederse İdare işbu sözleşmeyi feshedebilir. “9- 2) Sözleşmenin İdarece feshi halinde, İdare fesih tarihine kadar alıcı tarafından yapılan ödemeleri .......... emsal kira bedeli ve varsa tahribat karşılığını düşerek, Alıcı'ya iade eder. Alıcı'nın sözleşmenin feshi tarihine kadar yaptığı ödemeler için faiz tahakkuk ettirilmez.” | “9- 4) Alıcı sözleşmenin feshi halinde taşınmazını 15 Çonbeş) gün içinde tahliye ederek İdare 'ye teslim ile yükümlüdür....

Uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan iki kira sözleşmesinden hangisinin daha önce imzalandığı ve kira süresinin üç yıl mı, beş yıl mı olduğu noktasında toplanmaktadır. 10.11.2009 tarihli, 9 no'lu şirket yetkisine istinaden imzalanan başlangıç tarihi belli olmayan kira sözleşmesinde kira süresinin 5 yıl olarak belirlendiği ve sözleşmenin 13. maddesinde yer alan düzenlemeye göre imzalanan bu sözleşmenin geçici olduğu belirtilmektedir. 03.06.2009 tarihli 8 no'lu şirket yetkisine istinaden daha sonra ikinci defa düzenlenen 01.12.2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde ise kira süresinin 3 yıl olarak belirlendiği ve sözleşmenin 13. maddesinde yer alan düzenlemeye göre imzalanan sözleşmenin kesin olduğu belirtilmektedir. Dosya içerisinde yer alan imzalanma tarihi belli olmayan tahliye taahhütnamesinde ise tahliye tarihi olarak 01.12.2012 tarihinin belirlendiği görülmüştür....

    Kiralanan yer bu niteliğine göre, üzerine sonradan musakkaf bina yapılsa dahi 6570 sayılı kanunun 1. maddesi kapsamında kalmaz ve hakkında bu yasa hükümleri uygulanamaz. Öyle olunca davacının dayandığı kira sözleşmesi Borçlar Kanununun hükümlerine tabi adi kira niteliğindedir. Sözleşmede belirtilen bir yıllık sürenin sonu olan 1.1.2003 tarihinden itibaren de BK. 263. maddesi hükmüne göre gayrimuayyen süre uzamıştır. Mal sahibi olan kiralayanın ancak BK. 262. maddenin 2. fıkrasının 1.bendi hükmüne göre altı aylık müddetin bitiminden üç ay evvel feshi ihbarda bulunması lazımdır. Taraflar arasındaki kira sözleşmesinin feshi ve tahliye istenebilmesi için 1.1.2007 tarihinde başlayan altı aylık dönemin bitmesinden üç ay önce davalının feshi ihbarda bulunması ve dönem sonunda da tahliye istemesi gerekir. Bu nedenle davalının 23.11.2006 tarihli ihtarla kiralananın yedi gün içinde boşaltılmasını istemesi ve çekişme yaratması doğru değildir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tahliye ve müdahalenin meni davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın görev yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 18.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        DAVA Davacı; davalı ile 16.09.2011 tarihinde gayrimenkul satış sözleşmesi imzalandığını, dava konusu taşınmazın davalıya teslim tutanağı ile teslim edildiğini, davalının sözleşme gereği ödenmesi gereken taksit tutarlarını ödemediğini, davalıya banka tarafından gönderilen noter ihtarnamelerinin tebliğ edildiğini ancak taksitlerin yine ödenmediğini, sözleşmenin feshi şartların oluştuğunu iddia ederek; sözleşmenin feshini, davalı tarafça işgal edilen taşınmaza vaki müdahalenin men'ini ve taşınmazın tahliyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı, davaya cevap vermemiştir. III....

          Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre sözleşme konusu taşınmazda kat irtifakı kurulmadığı, yapı ruhsatı olmadığını, kaçak bina olduğu ancak davacıların daha önce eksik işlerin bedelinin tahsili için dava açtığı, bu davada sözleşmenin tahsilini talep etmedikleri, sözleşmenin devamından yana seçimlik haklarını kullandıkları bundan sonra sözleşmenin feshi taleplerinin iyi niyetle bağdaşmadığı, sözleşmenin tarafı olan ...’ın sözleşmenin feshi yönünde bir talepte bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, asıl ve birleşen davalarda davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dava arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi, müdahalenin meni ve yıkıp taleplerine ilişkindir. Sözleşmenin feshi ancak sözleşmenin tarafı olan tüm arsa sahipleri tarafından istenmelidir. Bu nedenle tüm arsa sahipleri ya davacı veya davalı olarak davada taraf olmalıdır. İhbar olunan davada taraf olmamıştır....

            , zira taşınmazların gerçek rayiç değerlerinin müvekkiline faiz karşılığı verilen borcun çok ama çok üzerinde olduğunu, davacının, geri iade etmek ile yükümlü olduğu taşınmaz hakkında müdahalenin meni ve tahliye talebinde bulunduğunu, haksız ve yasal dayanaktan yoksun olarak, yasal şartları olmaksızın ve kötüniyetle ikame olunan davanın hak ve hakkaniyet gereği reddinin gerektiğini, davacıların kötü niyetli olmasından ötürü, İstanbul Barosu Resmi Ücret Çizelgesinin dayanak alınarak H.M.K. 329/1 ve 329/2 maddelerinin uygulanmasına,yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiğini belirtmiştir....

            gerekçesi ile, Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu müdahalenin meni davasının konusu kalmadığından HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.05.2007 gününde verilen dilekçe ile müdahalenin meni ve ecrimisil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 01.02.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, dava konusu 141 Ada 3 parsel sayılı taşınmazı 7.3.2005 tarihinde satın aldığını, davalının taşınmazı işgal ettiğini, müdahalenin menini ve satın aldığı tarihten tahliye tarihine kadar aylık 200 YTL ecrimisilin tahsilini talep etmiş, davalı davacıya yapılan satış işleminin muvazaalı olduğunu, dava konusu taşınmaz için temliken tescil davası açacağını, davanın reddini savunmuş, mahkemece müdahalenin meni davasının kabulüne ve ecrimisil talebinin kısmen kabulüne karar...

                Gerekçesiyle, davacının Sivas ili Merkez işhan köyü 123 ada 61 parselde ki satış ofisi binasının yıkılması ve müdahalenin men'i hakkında aktif husumet yokluğundan reddine, davacı vekilinin 22/05/2018 günlü sözleşmenin feshi; yıkılan bina sökülen ve kesinlen ağaç ve tahrip edilen yapılan ve tesisat bedeli talebi ile menfi zarar talepleri ile ilgili davasının reddine, karar verilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu