Esas Sayılı Dosyada DAVA TÜRÜ : Sözleşmenin iptali-Müdahalenin meni-Elatmanın önlenmesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı sözleşmenin iptali, müdahalenin meni ve elatmanın önlenmesi davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davalı-karşı davacı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde davalı-karşı davacı asil ... geldi. Hazır bulunanın sözlü beyanı dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosya kapsamına ve bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm verilmiş bulunmasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma gereklerine uygun olan hükmün ONANMASINA ve temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 22.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Kabule göre de, asıl dava terditli dava olup, davacıların birinci talebi sözleşmenin geçersizliğinin tespiti, bunun kabul edilmemesi halinde sözleşmenin feshi ile var ise müdahalenin meni ve ecri misil istemine ilişkin olup, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti halinde meni müdahale ve ecri misil talepleri bulunmamaktadır. Mahkemece sözleşmenin geçersizliğinin tespitine karar verildiğinden, feri talep olan meni müdahale ve ecri misil konusunda karar verilmesi hatalı olmuştur....
DAVA TARİHİ : 30.01.2009 HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul-Kısmen Ret Taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi,müdahalenin men’i ve tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemesince sözleşmenin feshi talebinin kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı mirasçılar vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 09.05.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir. Belli edilen günde davacı asil ... ile vekili avukat ... geldi. Tebligata rağmen karşı taraftan gelen olmadığı anlaşılmakla hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacıların yapılan inşaattan sonra dairelerine taşınmış oldukları ve her bir davacının kendisine isabet eden daireyi fiilen kullandığı, inşaattaki imara aykırı bölümlerin de yapılacak bir tadilat projesiyle giderilebileceği ve bu tür tadilatlara belediye tarafından onay verildiği, davacı tarafın taleplerinde iyiniyetli olmadığı, var olan eksikleri tamamlama imkanının olduğu, yapılan sözleşmeyi ayakta tutma çabasında olmaları gerekirken bu çabayı göstermedikleri, imar tadilatı ile telafisi mümkün olan eksiklerin tamamlanması çabasına girmedikleri veya inşaatın eksik yapılan kısmının bedelinin talebi yönüne gitmeyerek yapılmış iş ve işlemler var iken sözleşmenin feshi, tapu iptali ve tescili, tecavüzün meni ve tahliye talebi gibi taleplerde bulunmalarının iyiniyetle bağdaşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir....
Davalı, tahliye talep etme hak ve yetkisinin kiraya verene ait bir hak olduğunu, dava konusu kiralananın kiracısının davacı, kiraya vereninin ise yeni malik olması nedeniyle davalı olduğunu, bu nedenle davacının tahliye talebinde bulunamayacağını belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, tahliye talebinin kabulü ile davalının dava konusu taşınmazdan tahliyesine, ecrimisil talebi ile ilgili olarak ise talep atiye terk edildiğinden karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş; Hükmün davalı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 25/02/2013 tarih ve 2013/952 Esas-2013/3073 Karar sayılı ilamı ile dava dilekçesi ve duruşma gününün davalıya usulüne uygun tebliğ edilmediği ve taraf teşkilinin sağlanmadığı gerekçesi ile hüküm bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiş, bu defa davacı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 6....
Anılan kararın kesinleşmesinden sonra Karadeniz Tüpgaz A.Ş 01.09.2006 tarihinde Aytemiz A.Ş.tarafından tahliye edilmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar ve tarihler gözetildiğinde, davacı ve davalı şirketler tahliye kararının verildiğini bilmelerine rağmen, tahliye kararı kesinleşmeden ikinci kez 25.04.2005 tarihli Bayilik Sözleşmesini imzalamışlardır. İmzalanan bu sözleşmenin ifa edilmemesinde davanın tarafları müterafik kusurludur. Mahkemece bu yönler gözetilerek BK.nun 44. ve devamı maddelerine göre hüküm kurulması gerekirken, tahliye kararı bulunduğu ve kesinleştiği gözardı edilerek 25.04.2005 tarihinde sözleşme imzalanması ve sonra mücbir sebepten bahsedilerek, davanın reddi kararı verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında kendini vekille temsil ettiren davacı yararına takdiren 750.00....
Kanuna aykırı olacak şekilde yeni sona erme nedenleri benimsenmek suretiyle, sözleşmenin feshine karar verilemez. Bu bağlamda, sözleşmenin feshi ile, sözleşmenin sona ermesi terimlerinin aynı anlam ifade ettiğini belirtmekte yarar vardır. Zira fesih, bozma, bozulma, dağılma, dağıtma, kapatma, kapatılma anlamlarına gelmektedir. Sözleşmenin feshi denildiğinde, sözleşmenin sona erdirildiği herkesçe bilinen bir gerçektir. Öte yandan, bir taraftan tahliye istemi reddedilirken, diğer taraftan sözleşmenin feshine karar verilmesi açık bir çelişkidir. Çünkü sözleşme feshedilmekle (sona erdirilmekle) kanuna aykırı olarak taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi sona erdirilmektedir. Bu şekilde kiracı fuzuli şagil durumuna düşmekte, ikinci aşamada meni müdahale yoluyla, reddine karar verilen tahliye fiilen gerçekleşmektedir....
Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 31/12/2014 NUMARASI : 2014/816-2014/1576 Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı müdahalenin meni davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira sözleşmesi bulunmadığından bahisle meni müdahale ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacının dava konusu taşınmazın yeni maliki olduğunu,davalının ise taşınmazda herhangi bir hukuki gerekçe olmadan taşınmazı işgal ettiğini beyanla taşınmazın tahliye ve teslimi suretiyle müdahalenin menine karar verilmesini talep etmiştir....
TEMYİZ SEBEPLERİ Katılan vekilinin temyiz istemi katılanın suça konu taşınmazı 31.10.2011 tarihinde satın alıp taşınmazı tahliyesi için noterden sanığa ihtarname göndermelerine rağmen taşınmazı tahliye etmediğine bu sebeple sanık hakkında Müdahalenin meni davası açtıklarına, sanığın müdahalesinin menine karar verildiğine, haksız işgaline devam eden sanığın icraya verilmesine rağmen taşınmazı işgale devam ettiğine,taşınmazı işgal için hiçbir haklı nedeni olmadığına, atılı suçun unsurlarının oluştuğuna ilişkindir. III. OLAY VE OLGULAR 1. Dava konusu olay, katılanın sanığın oturmuş olduğu taşınmazı satın aldıktan sonra sanığın taşınmazdan tahliyesi için müdahalenin meni davası açıp davanın katılan lehine sonuçlanmasına rağmen sanığın işgaline devam ederek hakkı olmayan yere tecavüz suçunu işlediği iddiasına ilişkindir. 2. Mahkemece suça konu taşınmaz hakkında açılan Mersin 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/214 Esas 2014/263 karar sayılı dosyası ve Mersin 6....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tahliye Dava konusu uyuşmazlık, mülkiyeti davacıya ait olan taşınmazda davalının fuzuli işgalci olarak oturması sebebiyle müdahalenin meni istemine ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 09.07.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....