nun, sözleşme gereği % 26 ön marj ile satılacak ürünleri zararına satması sebebiyle uğradığı zararların tazmini amacıyla, şimdilik 100,00-TL'nin tahsiline ve tazminine, sözleşmenin haksız ve belirlenen süreden daha önce feshedilmesi sebebiyle uğranılan kar mahrumiyeti taleplerinin karşılığı olarak şimdilik 100,00-TL'nin tahsiline ve tazminine, sözleşmenin haksız olarak feshi ile ...'...
Kaldı ki dosya kapsamındaki belgelerden davacının çalıştırdığı işçilerin iş akitlerini haksız yere feshetmesi nedeniyle kendisi ile birlikte davalı aleyhine çok sayıda dava açıldığı ve bundan ötürü iş sahibinin yüklenici ile birlikte alacak ve tazminat ödemeye mahkum edildiği saptanmış olmakla bu hususun dahi tek başına haklı fesih nedeni olduğunun kabulü gerekmektedir. Şu halde haklı feshi nedeniyle davalının tazminat ve kâr kaybı ödemekle yükümlü tutulması mümkün bulunmadığından asıl davanın reddi yerine kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır....
maddi ve manevi zarara uğradığını, müvekkilinin oluşturduğu müşteri çevresinden fesihten sonra davalı tarafça yararlandırıldığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle şimdilik 10.000 TL denkleştirme tazminatı ile buna bağlı şimdilik 10.000 TL haksız fesih ve uğranılan maddi zararlar ve 500.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
tazminat, bloke tutarının iadesi, teminat senedinin iadesi talepleri yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılmıştır....
Mahkemece, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, inşaatın çekme mesafelerine aykırı yapıldığı, belediyece yıkım kararı alındığı imara aykırı yapı için ifaya bağlı tazminat değil, ancak sözleşmenin feshi istenebileceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1) Mahkemece, davacının ifaya bağlı tazminat değil, sözleşmenin feshini talep edebileceği, nazara alınarak davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki, davacı yanca verilen 06.11.2014 günlü dilekçede talebin ıslah edildiği belirtilerek, öncelikle taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ve mevcut binanın kaline karar verilmesi istenmiş, anılan dilekçe karşı tarafa tebliğ edilmiş ancak herhangi bir cevap verilmemiştir. Bu durumda, davacının seçimlik hakkını değiştirdiği dikkate alınarak, öncelikle fesih ve kal talebi hakkında inceleme ve değerlendirme yapılıp, sonucuna uygun bir hüküm tesisi gerekirken, yazılı gerekçe ile sonuca varılması yerinde görülmemiştir....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 10/09/2021 NUMARASI : 2018/366 ESAS, 2021/363 KARAR DAVA KONUSU : MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı işverenler nezdinde çalışırken 18/08/2016 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle sürekli iş göremez duruma düştüğünü, kazanın meydana gelmesinde davalıların kusurlu olduğunu ileri sürerek maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Davalı T.C. T4 vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu iş kazası yönünden asıl işveren sıfatının bulunmadığını, diğer davalı şirket ile aralarında anahtar teslimi götürü bedel inşaat sözleşmesi imzalandığı müvekkili yönünden husumetten red kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı T6 Müh. Tele. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı tarafından sözleşmenin 1 yıl süre ile feshine ilişkin işlemin haksız olduğunun mahkeme kararı ile sabit olduğunu, bu fesih işlemi nedeniyle BK 108.maddesine göre uğradığı müspet zararı ve kar kaybı nedeniyle 10.000 TL maddi ve 5.000 TL manevi zararın haksız fiil tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı, maddi ve manevi tazminatın şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, manevi tazminat talebinin ise reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Dava, araçtaki gizli ayıp iddiası nedeniyle, aracın yenisi ile değiştirilmesi veya sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebiyle birlikte manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili araç satıcısı ve ithalatçısı olan şirketlere karşı açtığı davada, araçtaki gizli ayıp nedeniyle aracın misli ile değiştirilmesini, olmadığı takdirde de sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talep etmiş, ilave olarak da manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı şirketler vekilleri ise ayrı ayrı sundukları cevap dilekçeleri ile, ayıp iddialarını kabul etmediklerini, talebin zamanaşımına uğradığını, araçtaki ayıp nedeniyle ithalatçı firmadan bedel iadesi talebinde bulunmanın mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir....
Davalı taraf cevap dilekçesinde ; Görevli mahkemenin ticaret mahkemeleri olduğunu, ödenen bedelin organizasyon ücreti olduğunu, sözleşmenin ilgili maddesine göre organizasyon bedelinin karşı tarafa iade edilemeyeceğini, bu maddenin haksız şart olarak kabul edilemeyeceğini, davacının tacir olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe : Dava sözleşmenin feshi ve alacak istemine ilişkindir Dava dışı Kenan Duman tarafından tüketici hakem heyetine başvurulmuş davacı şirket tarafından da hakem heyeti tarafından verilen karar sonrası eldeki dava açılmıştır. Hakem heyetince sözleşmenin eldeki dosyanın davacısı şirket tarafından imzalandığı uyuşmazlığın ticari davaya konu olabileceği gerekçesiyle görev yönünden talebi reddetmiştir. Davacı şirket sözleşmenin feshi ve ödenen organizasyon bedellerinin iadesini istemiştir. Hakem heyeti ve kurulu uyuşmazlık bedeli 1,00 TL olup hakem heyetine başvurucu Kenan Duman'dır....
objektif iyiniyet kurallarına uygun olarak kullanılması gerektiği gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulüne; davacının portföy tazminatı isteminin, ancak taraflar arasında tekel hakkı kuran sözleşmelerde işbu tazminat talep edilebileceğinden, tekel hakkı kurulmadığı gibi davacının talep etmesi gereken tazminat miktarını ispat edemediği de dikkate alınarak reddine, manevi tazminat istemi bakımından, davalının, davacının ticari onur ve saygınlığını haksız ve hukuka aykırı olarak herhangi bir saldırısı tespit edilemediğinden ve her sözleşmeye aykırılık doğuran eylemin manevi tazminat talep hakkı vermediğinden reddine, davacının sözleşmeyi haklı sebeple feshetmesi sebebiyle kalan süre yönünden kar mahrumiyetinden kaynaklanan tazminat talebinin koşullarının oluştuğu, raporda belirlenen toplam 20.023,98 TL yoksun kalınan kar tazminatına hükmedilmesine, davacının isim hakkı bedeli olarak davalıya yaptığı ödemeler bakımından, sözleşmenin süresinden önce haklı sebeple 17/09/2009 tarihinde feshedildiği...