Somut olayda, davacı tarafından sızıntıların meydana gelmesine rağmen davalıya bildirimde bulunulması neticesi davalı tarafından yalıtım gereçleri ile slikon çekilmek vs. surette yapılan işlemlerin davacı tarafından kabul edildiği ve ilk sızıntının gerçekleştiğini gördüğü zamanda davacının sözleşmeden dönme iradesini göstermemesi karşısında, sözleşmeden dönme iradesinden zımnen vazgeçtiğinin mahkememizce kabulü gerekmiştir. Sözleşmeden dönmenin mahkememizce kabulünün mümkün olmamasının anlaşılması karşısında, ayıp nedeniyle davacının talep edebileceği miktarın ne olduğunun uzman bilirkişiler tarafından değerlendirilmesi gerekmiştir....
Sözleşmeden Dönme" başlıklı 45. maddesinde; "(1) Ön ödemeli konut satışında sözleşme tarihinden itibaren yirmidört aya kadar tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı vardır....
Mahkemece; iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafa sözleşme ile öngörülen iki dizi ücretinin ödenmediği, her bölüm ücretinin 12.000.00 TL+KDV olduğu, ödendiği kanıtlanamayan iki bölüme davacı tarafın alacaklı bulunduğu, alacağın sözleşmeden kaynaklandığı, sözleşmede taraf olmayan TRT Kurumu'nca mali hakların diğer davalı şirketten yasal yoldan devralındığı, eserde herhangi bir tecavüz iddiası da bulunmadığından sözleşmeden doğan alacak için davalı TRT'ye husumetin düşmediği gerekçesiyle, TRT Kurumu hakkındaki davanın husumetten reddine, fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 10.000.00 TL maddi tazminatın diğer davalı Uğur Böceği Film ve Prodüksiyon San. Tic. Ltd. Şti’nden ihtarname tebliğ edilemediğinden dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
Aksinin kabulü halinde mahkemece İİK'nun 4.maddesine aykırı olarak yargı çevresinde bulunmayan icra dairesi ile ilgili bir karar verilmiş olur ki bunun kabul edilmesi mümkün değildir (Yargıtay HGK'nun 20.03.2002 gün ve 2002/13-241E, 2002/208 K. 28.03.2001 gün ve 2001/19-267 E,2001/311 K.sayılı kararları).Dava konusu uyuşmazlık, sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili talebine ilişkindir ve dava icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır. İİK. madde 50 gereğince “Para veya teminat borcu için takip hususunda HUMK.’nun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile takip olunur.”HUMK.’nun 10. maddesi gereğince,“ Sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda, sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesi yetkili olduğu gibi sözleşmenin yerine getirileceği yer mahkemesi de yetkilidir....
Mahkemece kurulan hükümde inşaat sözleşmesine istinaden oluşturulan kat irtifakı tapularının iptâli ile tapunun taraflar arasında sözleşmeden önceki hale iadesine karar verilmiştir. Parselin sözleşmeden önceki halinde ..., ..., ... ve ... paydaş olarak görülmektedir. Mahkemece iptâline karar verilen kat irtifakında ise 4 numaralı bağımsız bölüm ..., 5 numaralı bağımsız bölüm ise.... adına tapuda kayıtlıdır. Kat irtifakının iptâline ilişkin karardan ... ve ...’nun da etkilenmeleri doğaldır. Tapu kaydı sözleşmeden önceki haline döndürüleceğine göre, ... ve .... tapuda paydaş olarak yer almayacaklardır. Böyle bir sonuca varılabilmesi için karardan hakları etkilenen ... ve ...’nun açılan asıl davanın tarafı olmaları gerekir. Birleşen davada bu kişiler davalı olarak gösterilmemişlerse de, bu dava feragatla sona ermiştir....
Dosya içinde bulunan 28.03.2007 tarihli kira sözleşmesinin birinci maddesi ile kiralayan tarafından yapılacak işler belirtilmiş, ikinci madde ile, birinci maddede sayılan işler dışında kiralayan tarafından başkaca bir ... yapılmayacağı, dördüncü madde ile de sözleşmeden doğan her türlü damga vergisi ve harçların kiracıya ait olduğu, kiracının geriye dönük herhangi bir hak talep edilemeyeceği hususları taraflarca hüküm altına alınmıştır. Mahkemece, kiracının sözleşmenin düzenlendiği tarihte taşınmazın iskan ruhsatının olmadığını bilerek kiraladığı, tarafların sözleşmeye bağlılığının esas olduğu, kiracı tarafından iskan ruhsatının alınması için yapılan giderlerin davalı-kiralayandan istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında akdedilen sözleşme ile, sözleşmeden doğan harç ve vergiler hüküm altına alınmış olup ferdi iskan izni için gereken harç ve masrafların kime ait olduğu hususunda taraflarca bir kararlaştırılma yapılmamıştır....
Kontrolörlüğü tarafından düzenlenen soruşturma raporu sonucunda davalının sözleşmeye uygun hareket etmeyerek bir kısım unu iç piyasada satışa sunduğunun anlaşıldığını, davacının sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle uğradığı zararın tazmini gerektiğini belirterek fazlaya ilişkin hak ve talepleri saklı kalmak kaydı ile 29 Aralık 2005 tarihli sözleşmeden kaynaklanan KDV dahil toplam 371.627,00 TL alacağın buğdayın davalı şirkete teslim tarihi olan 30 Aralık 2005 tarihinden itibaren işleyecek % 35 faiziyle, 10 Mayıs 2005 tarihli sözleşmeden kaynaklanan KDV dahil toplam 119.176,07 TL alacağın buğdayın davalı şirkete teslim tarihi olan 11 Mayıs 2005 tarihinden itibaren işleyecek % 35 faiziyle, 11 Mayıs 2005 tarihli sözleşmeden kaynaklanan KDV dahil toplam 121.460,58 TL alacağın buğdayın davalı şirkete teslim tarihi olan 12 Mayıs 2005 tarihinden itibaren işleyecek % 35 faiziyle, 28 Ekim 2005 tarihli sözleşmeden kaynaklanan KDV dahil toplam 81.838,90 TL alacağın buğdayın davalı şirkete teslim...
Dava ayıptan doğan hakların kullanılmasına ilişkin olduğundan mahkemece yapılması gereken öncelikle ayıbın açık veya gizli olup olmadığı tespit edilerek süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığının belirlenmesi, süresinde ayıp ihbarında bulunulmuş ve zamanaşımı süresi de dolmamışsa (zamanaşımı definde bulunulduğundan) sözleşmeden dönme hakkının kullanılmasının dosya kapsamına ve duruma göre hakkaniyete uygun olup olmadığının değerlendirilmesi, durum sözleşmeden dönmeyi haklı kılıyorsa bu talebe göre, durum sözleşmeden dönmeyi haklı kılmıyorsa satış bedelinden indirime gidilerek, sonucuna göre bir karar vermekten ibaretken yazılı gerekçeyle ve eksik incelemeyle karar verilmesi doğru olmadığından bu husus her iki davalı yararına bozmayı gerektirmiştir. 3- Kabule göre de davanın görülmesi sırasında ve hüküm fıkrasında nisbi harcın davalılardan alınmasına dair karar verilmemiş olması doğru olmamıştır....
Dava ayıptan doğan hakların kullanılmasına ilişkin olduğundan mahkemece yapılması gereken öncelikle ayıbın açık veya gizli olup olmadığı tespit edilerek süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığının belirlenmesi, süresinde ayıp ihbarında bulunulmuş ve zamanaşımı süresi de dolmamışsa (zamanaşımı definde bulunulduğundan) sözleşmeden dönme hakkının kullanılmasının dosya kapsamına ve duruma göre hakkaniyete uygun olup olmadığı değerlendirilmesi, durum sözleşmeden dönmeyi haklı kılıyorsa bu talebe göre, durum sözleşmeden dönmeyi haklı kılmıyorsa nisbi yönteme göre bedel tazminatı belirlenip sonucuna göre bir karar vermekten ibaretken yazılı gerekçeyle ve eksik incelemeyle karar verilmesi doğru olmadığından bu husus her iki davalı yararına bozmayı gerektirmiştir. 3- Kabule göre de davanın görülmesi sırasında ve hüküm fıkrasında nisbi harcın davalılardan alınmasına dair karar verilmemiş olması doğru olmamıştır....
Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme. 2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme. 3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme. 4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme. Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir. Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir....