tutulmasının mümkün olmadığını, faiz talebinin haksız olduğunu, bankaya sözleşmeden dönme iradesini içeren bir ihtâr göndermediğini savunarak, öncelikle davanın husumet ve hukuki yarar yokluğundan reddine, davanın esasına girilmesi halinde davacının bankaya ödediği bedellerin iadesi bakımından davanın kabulüne, diğer kısımlar bakımından davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
-TL ödeme yaptığı, bir kısım malların davalı satıcı tarafça davacıya teslim edildiği, ancak bir kısım malların ise teslim edilmediği, davacı alıcı tarafından malların teslim edilmemesi nedeniyle borçlu temerrütüne dayanılarak sözleşmeden dönmek suretiyle ödediği bedelin iadesi istemiyle eldeki dava açılmışsa da, dava konusu olayda davalı satıcı tarafından siparişi yapılan malların davacıya teslim edilmesi hususunda noter ihtarnamesi gönderilerek malların teslim alınmasının veyahut teslim adresi bildirilmesinin istenilmesine rağmen bu konuda davacı tarafça bir şey yapılmadığı, dolayısıyla davacı alıcının satılanı devralma konusunda temerrüte düştüğü, her ne kadar davacı alıcının temerrütü nedeniyle davalının malı teslim borcu sona ermese de, davacı tarafça TBK'nın 123 ve 125.maddeleri uyarınca davalı taraf usulünce temerrüte düşürülmediğinden borçlu temerrütüne dayalı olarak sözleşmeden dönme ve ödediği bedelin iadesini talep etmekte haklı olmadığı, davanın sübuta ermediği değerlendirilmiş...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, öncelikle müvekkilinin sadece ipoteğin fekkini talep etmediğini, aynı zamanda tapunun hacizlerden ari olarak müvekkiline teslim edilmemesi halinde sözleşmeden dönerek bedel iadesi talep edildiğini, nitekim müvekkili tüketici olup, genel kredi sözleşmesinin tarafı olmadığı gibi, genel kredi sözleşmesinin geçersizliğini ileri sürmediği gibi, bu sözleşmeden kaynaklı borç ya da alacağın varlığı konusunda herhangi bir talepte de bulunmadığını, yerel mahkemenin gerekçeli kararında, davanın temelinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığını belirtmiş ise de, bu hususu gözardı ettiğini ve yine ayrıca tapunun takyidatlardan ari olarak müvekkiline teslim edilmemesi halinde sözleşmeden dönerek bedel iadesi talebini dahi görmediğini, talep konusu sanki sadece ipoteğin ve haczin kaldırılması gibi değerlendirildiğini, müvekkilinin genel kredi sözleşmesinin tarafı olmadığını...
Davacının davalı T3 Ltd.Şti. den 20.08.2015 tarihinde satın aldığı motorsikletin 07.04.2016 tarihinde seyir halindeyken arıalanması üzerine davalı tarafça gönderilen çekici ile servise çekildiğini 10 iş günü içinde tamir işleminin tamamlanmadığı gibi kendisine ikame araç verilmediğini beliterek seçimlik hakkını kullama hakkının doğduğunu belirterek sözleşmeden dönme bedel iadesi ve zararlarınıj giderilmesi yönünde talepte bulunmuştur....
Bölge Müdürlüğü tarafından ihale edilen "(Gölhisar - Altınyayla) Ayr - Çameli 2bl Hd Yolu (Takriben Km: 00+000 - 16+000 Arası) Toprak İşleri, Sanat Yapıları, Bsk Üstyapı İşleri İnşaatı İşi" uhdesinde kalan davacı tarafından, ihale kararı üzerine düzenlenen sözleşmeden doğan damga vergisi ile noter harcının iadesi istemiyle yapılan düzeltme başvurusunun reddi üzerine yapılan şikâyet başvurusunun reddine dair işlemin iptali ve ödenen vergi ile harcın faiziyle birlikte iadesi istemiyle dava açılmıştır. ......
Dava, araçtaki gizli ayıp iddiası nedeniyle, aracın yenisi ile değiştirilmesi veya sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebiyle birlikte manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili araç satıcısı ve ithalatçısı olan şirketlere karşı açtığı davada, araçtaki gizli ayıp nedeniyle aracın misli ile değiştirilmesini, olmadığı takdirde de sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talep etmiş, ilave olarak da manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı şirketler vekilleri ise ayrı ayrı sundukları cevap dilekçeleri ile, ayıp iddialarını kabul etmediklerini, talebin zamanaşımına uğradığını, araçtaki ayıp nedeniyle ithalatçı firmadan bedel iadesi talebinde bulunmanın mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir....
Zaten dava dilekçesinde de davacı sözleşmeden dönme hakkını kullanarak, ayıplı ürünü davalıya iadeye hazır olduğunu belirtmiştir. taraflar arasında tüketici işlemi bulunmadığından cayma iradesinin TBK madde 223 ve 227 uyarınca sözleşmeden dönme ile ödenen bedelin iadesi yönünde olduğu, davacının seçimlik hakkını sözleşmeden dönme ile bedel iadesi yönünde kullandığı Davacının ürünü alırken teşhir ürünü olduğunu bilerek eş değer buzdolabı değerinden düşük bedelle 9.500,00 TL'ye satın aldığı bu kapsamda eş değer buzdolabı güncel fiyat bedelinin davacıya iadesine karar verilmesi durumunda davacı lehine sebepsiz zenginleşme durumu ortaya çıkacağından satın alma bedelinin davacı nezdinde bulunan 1 adet ... marka ... model buzdolabının söküm ve nakliye masrafları davalı yana ait olmak üzere davalıya iadesine, satın alma bedeli olan 9.500,00 TL buzdolabı bedelinin buzdolabının davalıya iade edileceği tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine...
Davacı, davalıdan internet üzerinden verilen siparişle ürünü almış, ürünü teslim aldığı gün ürünün bozuk olması nedeniyle ürünü iade etmiş ve bedelin iadesini talep etmiş, ürün teslim alınmayıp bedel iade edilmedigi için cayma hakkını kullanarak sözleşmenin feshi ve bedelin iadesi için eldeki davayı açmıştır.Davacının mesafeli sözleşmeden aldığı ürünle ilgili olarak süresinde sözleşmeden caydığı ve ürünü iade ettiği anlaşılmaktadır.Mesafeli sözleşmelere dair yönetmeliğin 8/1 maddesinde "Tüketicinin cayma hakkını kullanması halinde satıcı veya saglayıcı, cayma bildiriminin kendisine ulaştığı tarihten itibaren en geç on gün içerisinde almış olduğu toplam bedeli ve tüketiciyi borç altına sokan her türlü belgeyi tüketiciye hiçbir masraf yüklemeksizin iade etmek ve 20 gün içerisinde de malı geri almakla yükümlüdür" şeklinde düzenleme getirilmiştir. Bu düzenleme karşısında iade edilen ürünü geri alma yükümlülüğü davalı taraftadır....
Söz konusu bononun taraflar arasındaki finansal kiralama sözleşmesi nedeniyle, sözleşmeden kaynaklanan kira bedellerinin teminatı olarak verildiği uyuşmazlık konusu değildir. Mahkemece, finansal kiralama sözleşmesi uyarınca davalının bu sözleşmeden kaynaklanan alacağı bulunup bulunmadığının tespiti, buna göre teminat fonksiyonunun devam edip etmediği ve ne kadar TL borçtan dolayı teminat fonksiyonunun devam ettiğinin belirlenmesi gerekir. Davacı tarafından aynı finansal kiralama sözleşmesi nedeniyle... Asliye Ticaret Mahkemesinde sözleşmenin feshi ve finansal kiralamaya konu malın iadesi için dava açıldığı ve söz konusu davada taraflar arasındaki alacak borç durumu da incelendiğinde söz konusu davanın kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak kesinleşmiş ise o davanın bu davada kuvvetli delil olduğu göz önüne alınarak bir karar verilmesi gerekirken mahkemece yanılgılı gerekçe ve eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....
Buna göre imâl edilen eser, iş sahibinin kullanamayacağı ve nısfet kaidesine göre kabule icbar edilemeyeceği şekilde ayıplı ise sözleşmeden dönerek eseri reddedebilir, ayıp eserin reddini gerektirmeyecek derecede ise bedelden indirim ya da onarımını isteme hakkına sahiptir. Davacı yüklenici eldeki davada ödemiş olduğu iş bedelinin iadesini istemekle sözleşmeden dönme hakkını kullanmıştır. Ancak iş sahibinin Borçlar Kanunu'nun 360. maddesinde sayılan seçimlik haklarından hangisini kullanabileceği alınacak bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre saptanması gerekir....