Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bilirkişinin, ıslah ve dava tarihi itibarıyla yaptığı sepet hesabında, mahkememizce aritmetik ortala usulüyle değer tespiti yapılmış ve 1.479.673,50TL ettiği görülmüştür. Davacı taraf, talep artırım dilekçesi ile bedele ilişkin talebini 1.479.673,50TL'ye yükseltmiştir. Talep artırım dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş, yazılı cevap sunulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil ile gecikme nedeniyle cezai şart ve eksik/ayıplı imalat nedeniyle tazminat talepli açılmış olup, ıslah ile; ödenen bedelin denkleştirici adalet prensibi uyarınca ıslah tarihinden itibaren faiziyle ödenmesi ve sözleşmeye aykırılık nedeniyle müsbet ve menfi zarar tazmini istemlerine ilişkindir. Davacının, ıslah ile tapu iptal ve tescil talebinden vazgeçerek, sözleşmeden dönme hakkını kullandığı anlaşılmaktadır....

    Uyuşmazlık, davacının, noterde düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine göre bedelini ödeyip zilyetliğini edindiği taşınmazların devrinin mümkün olmaması nedeniyle rayiç bedelin tahsili istemine yöneliktir. Dosya kapsamından, davacının daha evvel Burdur İcra Dairesi'nin 2010/3108 sayılı dosyası ile ilgili taşınmaz vaadinin yerine getirilmemesi nedeniyle ödediği 10.000TL'nin iadesi amacıyla icra takibi başlattığı, itiraz üzerine görülen .... ...2010/151E. sayılı itirazın iptali davası sonucunda ise davanın kabulüne karar verildiği, davacının bu şekilde ilgili satış vaadi sözleşmesi gereğince ödediği bedeli tahsil ettiği, davacının işbu davadaki talebinde de mahsup isteğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde, davacı daha önceki bedel iadesi talebiyle sözleşmeden dönme iradesini göstermiş ve seçimlik hakkını bedel iadesinden yana kullanmış olduğundan, artık aynı sözleşmeye dayanarak rayiç bedel isteminde bulunamaz....

      Yanlar arasında ses düzeneği sisteminin kurulması konusunda akdî ilişkinin kurulduğu, avans olarak davalıya dört adet 32.000,00 TL’lik avans çeki verildiği, çek bedelinin davalı yüklenici tarafından tahsil edildiği, yüklenicinin edimini yerine getirmediği, ödenen bedelin iadesi için icra takibi yapmak suretiyle davacının sözleşmeyi feshettiği ve ödeme emrinin tebliğinden önce, takip tarihinden sonra takibe konu asıl alacağın ödendiği ve davalının sadece işlemiş faize itiraz ettiği konularında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşme feshedildiği ve davalı yüklenici iş bedeline hak kazanmadığından davacı iş sahibinin ödediği bedelin iadesini istemekte haklıdır. Ancak sözleşmeden kaynaklanan iş bedeli ya da fazla ödenen bedelin istirdadı istemlerinde talep edilen alacağa temerrüt faizi yürütülebilmesi için alacağın kararlaştırılan kesin vadede ödenmemiş ya da alacaklının yöntemine uygun ihtarıyla borçlunun temerrüde düşürülmüş olması zorunludur (BK.101. madde)....

        Cayma parası ise; kişiye sözleşmenin yapılması sırasında verdiği şeyi (parayı) yitirme pahasına dilediği zaman sözleşmeden dönme hakkını sağlayan bir paradır, şeklinde tanımlanmaktadır (Türk Hukuk Lûgatı, s. 206). 22. Sözleşmenin yapılması sırasında taraflardan biri diğerine bir miktar para verir ve aralarındaki açık ya da örtülü anlaşmaya göre parayı veren verdiği parayı karşı tarafta bırakması karşılığında sözleşmeden cayma yetkisine sahip olursa, burada cayma parası söz konusu olur. 23. Cayma parası taraflara sözleşmeden dönme yetkisi verir. Cayma parasını veren taraf, verdiğini karşı tarafa bırakmak suretiyle, karşı taraf ise aldığının iki katını, cayma parasını verene vermek suretiyle sözleşmeden dönebilir. Görüldüğü üzere, cayma parası taraflardan her ikisine de sözleşmeden cayma hakkı vermektedir. Asli edim ifa edildikten sonra, sözleşmeden dönmek mümkün değildir....

          TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 14/10/2020 NUMARASI : 2017/900 ESAS, 2020/634 KARAR DAVA KONUSU : Sözleşmeden Dönme ve Bedel İadesi KARAR : Taraflar arasındaki sözleşmeden dönme ve bedel iadesi davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen karara karşı T5 Şirketi vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi Sabiha Savaşçı tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketler çalışanları tarafından arandığını, termalde tatil kazandığından bahisle davalılara ait iş yerlerine davet edildiğini...

          tarihine kadar muhtelif zamanlarda toplam ----yapıldığını, müvekkili firma tarafından hastanenin içerisinde -------- müvekkil tarafından ödemesi yapılan ve davalı ---- ----------satın alınan --------ve bu makinelerin özelliklerini belirtir evraklar verildiğini, ------ tarafından satın alınan ---------- gerçekleştirileceğini, müvekkili şirket tarafından işbu işlemlerin gerçekleşebilmesi için de yine aynı evrak üzerinde davalı ------ kullanılacak ----- aldığını, müvekkil şirket tarafından------ ödenen bedelin iadesi ile yapmış olduğu masraflar talep edildiğini, taraflar arasında da protokol akdedilerek bedelin müvekkile ödenmesi hususunda anlaşıldığını, davalı şirket tarafından bu husus kabul edilmesine rağmen gelinen aşamada----- bedeline ve müvekkilin yapmış olduğu masraflara ilişkin hiçbir ödeme yapılmamış olduğundan işbu davayı açma zarureti hasıl olduğunu belirterek açılan davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Somut olayda davaya konu olan Bristol Koltuk Takımının minder kumaşının minder süngerinden büyük kesildiği, sırt yaslanma minder kumaşının minder süngerinden büyük kaplandığı, minderlerin öne doğru kaydığı, kumaşın kırma döşemesi yapılırken kırma döşemesi yapılırken bozuk ve yanlış düzenlendiği, potlukların oluştuğu renk farkının bulunduğu bilirkişi raporuyla tespit edilmiş olup, davacının ayıpla ilgili ihbarı üzerine davalılardan Doğtaş A.Ş. Tarafından servis hizmeti verildiği ancak ayıpların giderilemediği anlaşıldığından, davacının seçimlik haklarından 6502 sayılı yasanın 11. maddesi gereğince sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinde bulunduğu ve şartlarının oluştuğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Onarım hakkının kullanılmasına müteakip malın garanti süresi içerisinde tekrar arızalanması durumunda tüketici, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunu'nun 11....

            İddia, savunma ve tüm dosya kapsamından; Dava, taraflar arasında imzalanan devremülk sözleşmesinin iptali ile bu sözleşme kapsamında ödenen bedelin iadesi isteğine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının sözleşmenin iptalini talep hakkının bulunup bulunmadığı, tüketici mahkemelerinin görevli olup olmadığı hususlarındadır....

            Şirketi gönderilen parayı "sözleşme devamı için iade edilmiştir" açıklaması ile müvekkile geri gönderildiğini, sözleşmeden dönme tek taraflı bir irade beyanı olup karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığını, karşı tarafa varmakla hüküm ve sonuç doğuracağını, sözleşmeden dönülmesi ile birlikte akdi ilişki ortadan kalkmış olup müvekkilinin karşı taraftan aldığı ödemeyi faizi ile birlikte iade zorunluluğu bulunduğunu, müvekkili şirketin ödemekle yükümlü olduğu bedeli yatırabilmesi ve temerrüde düşmesinin önlenmesi amacıyla mahkemenizce tevdi yerinin belirlenmesine ve gerekçeli kararın bir suretinin ... Şirketine tebliğ edilmesini talep etmiştir. Tevdi mahalli tayini, HMK'nın 382/2-d-3 maddesinde de belirtildiği üzere, çekişmesiz yargı işidir. Aynı kanunun 383/1. maddesine göre, aksine düzenleme bulunmadığı takdirde çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir....

              Dava, davacının satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebine ilişkindir. Mahkemece; dosya kapsamında görüşüne başvurulan bilirkişi raporuna da atıf yapılmak suretiyle dava konusu ürün ile ilgili davacının seçimlik haklarında ücretsiz tamir hakkını kullanmış olduğu, seçimlik haklardan birisi kullanıldıktan sonra diğer seçimlik hakların kullanılamayacağı, dava konusu ürün açısından azami tamir süresi olan 30 günün aşıldığına ilişkin dosyada herhangi bir delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi cihetine gidilmiş ise de, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dayanak alınan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile ilgili olarak ... Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelik ilgili hükmü hatalı değerlendirmek suretiyle; süre aşımının ispatı külfetinin davacıya ait bulunduğu ve davacının bunu ispata yarar belge sunmamış olduğunu ifade ettiği anlaşılmıştır....

                UYAP Entegrasyonu