ürünlerin tamamının arızalı ve ayıplı çıktığını, bu nedenle davalı tarafa ihtarname keşide ettiğini ileri sürerek; ayıplı ürünlerin yenileriyle değiştirilmesine, mümkün olmazsa ödenen paranın iadesine karar verilmesini istemiştir....
den satın aldığı televizyonun 4K yayınının çekmediği, bu nedenle ayıplı olduğunu, iade talebinin de davalı tarafından kabul edilmediği gerekçesi ile sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinde bulunmuştur. Davalı vekili ise üründe üretimden kaynaklı ayıp bulunmadığını, 4K yayınlarının henüz test aşamasında olduğunu, bu yayının çekmemesinin TRT'nin teknik çalışmalarından ve kodlamalarından kaynaklandığını, ürünün satışı sırasında tüketiciye gerekli bilgilendirmelerin yapıldığını belirterek davanın reddine karara verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş bu karara karşı davalı Teknosa A.Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Bu ürünlerin de hangi sözleşme kapsamında satın alındıkları tespit edilememiştir. 6098 Sayılı TBK' nun 230/1 fıkrası uyarınca, birden çok mal veya birden çok parçadan oluşan bir mal, birlikte satılmış olup da bunlardan bazıları ayıplı çıkarsa, dönme hakkı bunlardan ancak ayıplı çıkanlar için kullanılabilir. Ancak, alıcıya veya satıcıya önemli bir zarar vermeksizin ayıplı parçanın diğerinden ayrılmasına imkân yoksa, dönme hakkının satılanın tamamını kapsaması zorunludur. Asıl davaya konu 01/02/2016 tarihli sözleşme 2000 adet ürün satışına, diğer değişle birden çok mal satışına ilişkindir. Asıl davacı bu sözleşme ile satın alınan ürünlerden bir kısmının ayıplı çıktığını öne sürerek, sözleşmenin tamamından dönme hakkını kullandığını beyan etmiştir. Oysa anılan hüküm uyarınca birden çok mal satışında, yalnızca ayıplı çıkan mallar yönünden dönme hakkı kullanılabilir. Zira birden çok mal satışı, aslında satılan mal adedi kadar satış sözleşmesinin mevcut olduğu anlamına gelir....
Hukuk Dairesi Asıl ve birleşen dava, ticari nitelikteki araç satış sözleşmesinden kaynaklı satılan aracın ayıplı olduğundan bahisle sözleşmeden dönme ve bedel (iade) istemine ilişkindir. Davanın açıklanan niteliğine göre hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca Yargıtay 11. Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine 01/10/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: HMK 353 maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır. Dava, ayıp nedeniyle, sözleşmeden dönme ve bedel iadesi, aksi durumda ayıplı aracın ayıpsız misli ile değişimi talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; "..Davacının, davalı Nissan marka Otomotiv AŞ. Acentesi Erik Otomotiv Ltd....
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, davacı iş sahibi ile davalı yüklenici arasında yapılmış, davacının taşınmazına yapılacak prefabrik ev inşaatına ilişkin eser (istisna) sözleşmesinden kaynaklı, ayıplı ve eksik iş ve imalatlar nedeniyle sözleşmeden dönülmesi,feshi,ödenen bedelin iadesi,ödenmeyen bedel yönünden borçlu olmadığının tespiti ve ayıp nedeniyle uğranılan zararlardan dolayı söküm bedeli alacağı taleplerine ilişkindir....
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde 17/12/2019 tarihli kararla; "(...) dava konusu aracın davacı tarafından dava açıldıktan sonra üçüncü kişilere satıldığı, davacının dava konusu araç üzerinde tasarruf yetkisinin sona erdiği, davacının iş bu davada talep ettiği sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin kabulü halinde dahi, sözleşmenin tasfiyesi gereği aracı satıcıya iade etme edimini yerine getirmesine imkan bulunmadığı, dolayısıyla iş bu dava ve talep açısından davacının aktif husumet ehliyetini haiz olmadığı anlaşılmakla (...)" gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; aracın ayıplı olarak satıldığını, davalıların sorumlulukları bulunduğunu, Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette de bulunduklarını, davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu beyanla istinaf talebinde bulunmuştur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yüklenicinin temlikine dayalı tapu iptal ve tescil ile hukuka aykırı tesis edilen ipoteğin ve kötüniyetli haczin fekki, olmadığı taktirde rayiç değerin tahsili istemine ilişkindir. Dava dosyası içerisinde mevcut tapu kaydı ile bilgi ve belgelerden dava konusu 169 bağımsız bölüm nolu daire niteliğindeki taşınmazın dava açılmadan önce davacı adına tapuya tescil edildiği, taşınmazın tapu kaydında davalı Şekerbank T.AŞ.'nin alacaklı olduğu haciz şerhi bulunduğu sabittir. 6502 Sayılı Kanunun 8. maddesinde ayıplı mal tanımlanmış olup 11. maddesinde ayıplı mal halinde tüketicinin seçimlik hakları ve ayıplı maldan sorumluluk düzenlenmiştir. Buna göre tüketici aldığı malın ayıplı olduğu iddiasında ise ayıbın giderilmesini ve giderilmemesi halinde de sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir. Eldeki davada da aynen bu şekilde davacı tüketici davayı sözleşmenin tarafı olan davalı satıcı-yüklenici Emay İnşaat...AŞ.'...
tüketicinin davalı inşaat şirketine karşı sözleşmeden dönme hakkı ve bedel iadesi talebinde de bulunduğu hususunun nazara alınmadığını, halbuki davacı ile davalı Emay arasında edimler sona ermemiş olup, tapunun üzerindeki haciz ve ipoteklerin kaldırılamaması halinde sözleşmeden dönerek bedel iadesi talebi de bulunduğundan ticaret mahkemelerinin görevli olmadığını, nitekim dava bakımından davanın temelinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmadığını, aksine dava konusunun 6502 sayılı kanun kapsamında ayıplı mal olduğunu bir kez daha belirtmekte fayda gördüğünü, satıcı ya da sağlayıcının tüketici sözleşmesinde ki borcunu gereği gibi ifa etmemesi halinde, örneğin satılanın ayıplı olmasından doğan uyuşmazlıklar tüketici mahkemelerinde görüleceğini, açıklanan nedenlerle İstanbul Anadolu 2....
Nitekim bilirkişiler motor değişimi yapılarak dolaylı olarak ayıbın giderilebileceğini, imalatçı firmanın da çift motor numaralı araç üretiminin mümkün olduğunu kabul etmeleri karşısında davacının ayıp iddiası nedeniyle TKHK da tanınan bedel iadesi isteminin yasaya uygun meşru bir talep olduğu kabul edilmelidir. Öte yandan davalının ağır kusuru olduğu için zamanaşımı süresinin işlemeyeceğinde duraksama olmamalıdır. Ayıp ihbarının süresinde yapılmadığına ilişkin davalıların açık bir savunması da yoktur. Ne var ki yerel mahkemenin süresinde ayıp ihbarı yapılmadığı bu nedenle davacının ayıbı kabullenmiş sayılacağına ilişkin gerekçesi usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca tüketicinin seçimlik haklarından sözleşmeden dönme ile bedel iadesi isteğinde bulunması haklıdır....