Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: HMK 353 maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır. Dava, ayıp nedeniyle, sözleşmeden dönme ve bedel iadesi, aksi durumda ayıplı aracın ayıpsız misli ile değişimi talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; "..Davacının, davalı Nissan marka Otomotiv AŞ. Acentesi Erik Otomotiv Ltd....

    Bu ürünlerin de hangi sözleşme kapsamında satın alındıkları tespit edilememiştir. 6098 Sayılı TBK' nun 230/1 fıkrası uyarınca, birden çok mal veya birden çok parçadan oluşan bir mal, birlikte satılmış olup da bunlardan bazıları ayıplı çıkarsa, dönme hakkı bunlardan ancak ayıplı çıkanlar için kullanılabilir. Ancak, alıcıya veya satıcıya önemli bir zarar vermeksizin ayıplı parçanın diğerinden ayrılmasına imkân yoksa, dönme hakkının satılanın tamamını kapsaması zorunludur. Asıl davaya konu 01/02/2016 tarihli sözleşme 2000 adet ürün satışına, diğer değişle birden çok mal satışına ilişkindir. Asıl davacı bu sözleşme ile satın alınan ürünlerden bir kısmının ayıplı çıktığını öne sürerek, sözleşmenin tamamından dönme hakkını kullandığını beyan etmiştir. Oysa anılan hüküm uyarınca birden çok mal satışında, yalnızca ayıplı çıkan mallar yönünden dönme hakkı kullanılabilir. Zira birden çok mal satışı, aslında satılan mal adedi kadar satış sözleşmesinin mevcut olduğu anlamına gelir....

      Mahkemece yapılan yargılama neticesinde 17/12/2019 tarihli kararla; "(...) dava konusu aracın davacı tarafından dava açıldıktan sonra üçüncü kişilere satıldığı, davacının dava konusu araç üzerinde tasarruf yetkisinin sona erdiği, davacının iş bu davada talep ettiği sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin kabulü halinde dahi, sözleşmenin tasfiyesi gereği aracı satıcıya iade etme edimini yerine getirmesine imkan bulunmadığı, dolayısıyla iş bu dava ve talep açısından davacının aktif husumet ehliyetini haiz olmadığı anlaşılmakla (...)" gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; aracın ayıplı olarak satıldığını, davalıların sorumlulukları bulunduğunu, Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette de bulunduklarını, davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu beyanla istinaf talebinde bulunmuştur....

      Somut olayın özelliklerine göre, ayıplı ürünleri davacı alıcı kabule zorlanamaz. Satılanın alıcı tarafından kullanılması mümkün değil, önemli nitelikleri yok veya satıcı alıcıyı aldatmış ise hakim bedelden indirime karar veremez. ../.. Sözleşmeden dönme halinde, TBK. m. 229/1-III ve II'de alıcıya ayıplı mal devrinden dolayı uğramış olduğu doğrudan zararları ile diğer (dolaylı) zararların giderilmesini isteme hakkı tanınmıştır. Ayrıca alıcının TBK. m. 227/II'ye göre genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı da bulunmaktadır. Mahkemece, yukarıda açıklanan esaslara göre, davacı alıcının sözleşmeden dönme isteminin kabulü ile varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde bedelden indirim kararı verilmesi doğru olmamış mahkeme kararının bozulması gerekmiştir....

        HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, davacı iş sahibi ile davalı yüklenici arasında yapılmış, davacının taşınmazına yapılacak prefabrik ev inşaatına ilişkin eser (istisna) sözleşmesinden kaynaklı, ayıplı ve eksik iş ve imalatlar nedeniyle sözleşmeden dönülmesi,feshi,ödenen bedelin iadesi,ödenmeyen bedel yönünden borçlu olmadığının tespiti ve ayıp nedeniyle uğranılan zararlardan dolayı söküm bedeli alacağı taleplerine ilişkindir....

        Nitekim bilirkişiler motor değişimi yapılarak dolaylı olarak ayıbın giderilebileceğini, imalatçı firmanın da çift motor numaralı araç üretiminin mümkün olduğunu kabul etmeleri karşısında davacının ayıp iddiası nedeniyle TKHK da tanınan bedel iadesi isteminin yasaya uygun meşru bir talep olduğu kabul edilmelidir. Öte yandan davalının ağır kusuru olduğu için zamanaşımı süresinin işlemeyeceğinde duraksama olmamalıdır. Ayıp ihbarının süresinde yapılmadığına ilişkin davalıların açık bir savunması da yoktur. Ne var ki yerel mahkemenin süresinde ayıp ihbarı yapılmadığı bu nedenle davacının ayıbı kabullenmiş sayılacağına ilişkin gerekçesi usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca tüketicinin seçimlik haklarından sözleşmeden dönme ile bedel iadesi isteğinde bulunması haklıdır....

          ün adresine gönderildiğini, telefon 14.07.2017 tarihinde sevk yapılsa da kargoya 18.07.2017 tarihinde verildiğini, telefonun garanti servisi tarafından düzenlenen teknik servis raporunda ücretsiz tamir yapılarak telefonun müvekkiline gönderildiğini, 23.07.2017 tarihinde tekrar Reeder servisine iade istemi olarak götürüldüğünü, davalı teknik servisin bedel iadesi kararı vermeden iade yapılamayacağını servisle görüşülmesi gerektiğinin bildirildiğini, müvekkilinin bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme hakkının kullanılması için davalıya yaptığı müracaatın reddedildiğini belirterek ayıplı malın iadesi ve satım bedeli olan 1999,00 TL'in iadesini talep ve dava etmiştir....

            Davacının dava konusu su yumuşatma cihazını kullanıma zorlanamayacak derecede ayıplı olduğu bu nedenle sözleşmeden dönme hakkını kullanabileceği kabul edilerek davanın kabulüne, dava konusu cihazın davalıya teslimi ile bedelinin davacıya ödenmesine ve fazla tüketim bedeli olarak KDV dahil 639,71 TL'nin davalıdan alınmasına karar vermek gerekmiş aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

              tüketicinin davalı inşaat şirketine karşı sözleşmeden dönme hakkı ve bedel iadesi talebinde de bulunduğu hususunun nazara alınmadığını, halbuki davacı ile davalı Emay arasında edimler sona ermemiş olup, tapunun üzerindeki haciz ve ipoteklerin kaldırılamaması halinde sözleşmeden dönerek bedel iadesi talebi de bulunduğundan ticaret mahkemelerinin görevli olmadığını, nitekim dava bakımından davanın temelinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmadığını, aksine dava konusunun 6502 sayılı kanun kapsamında ayıplı mal olduğunu bir kez daha belirtmekte fayda gördüğünü, satıcı ya da sağlayıcının tüketici sözleşmesinde ki borcunu gereği gibi ifa etmemesi halinde, örneğin satılanın ayıplı olmasından doğan uyuşmazlıklar tüketici mahkemelerinde görüleceğini, açıklanan nedenlerle İstanbul Anadolu 2....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yüklenicinin temlikine dayalı tapu iptal ve tescil ile hukuka aykırı tesis edilen ipoteğin ve kötüniyetli haczin fekki, olmadığı taktirde rayiç değerin tahsili istemine ilişkindir. Dava dosyası içerisinde mevcut tapu kaydı ile bilgi ve belgelerden dava konusu 169 bağımsız bölüm nolu daire niteliğindeki taşınmazın dava açılmadan önce davacı adına tapuya tescil edildiği, taşınmazın tapu kaydında davalı Şekerbank T.AŞ.'nin alacaklı olduğu haciz şerhi bulunduğu sabittir. 6502 Sayılı Kanunun 8. maddesinde ayıplı mal tanımlanmış olup 11. maddesinde ayıplı mal halinde tüketicinin seçimlik hakları ve ayıplı maldan sorumluluk düzenlenmiştir. Buna göre tüketici aldığı malın ayıplı olduğu iddiasında ise ayıbın giderilmesini ve giderilmemesi halinde de sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir. Eldeki davada da aynen bu şekilde davacı tüketici davayı sözleşmenin tarafı olan davalı satıcı-yüklenici Emay İnşaat...AŞ.'...

              UYAP Entegrasyonu