Mahkemece, davacının sözleşmeden caymış olması nedeniyle fesih bildirimi haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. 6502 Sayılı Kanun’un 50/9. maddesinde “Devre tatile konu taşınmazın ön ödemeli satılması durumunda, devir veya teslim tarihine kadar tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı vardır. Sözleşmeden dönülmesi durumunda satıcı, sözleşme bedelinin yüzde ikisine kadar tazminat talep edebilir. Satıcı, yükümlülüklerini hiç ya da gereği gibi yerine getirmezse tüketiciden herhangi bir bedel talep edemez. Sözleşmeden dönülmesi durumunda, tüketiciye iade edilmesi gereken tutar ve tüketiciyi borç altına sokan her türlü belge, dönme bildiriminin satıcıya ulaştığı tarihten itibaren en geç doksan gün içinde tüketiciye geri verilir....
Aynı maddenin son bendine göre de sözleşmeden dönme halinde taraflar verdiklerini geri isteyebilir ve kusur halinde menfi zararlarını da talep edebilirler....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, araç satış sözleşmesine konu aracın ayıplı çıkmasından dolayı sözleşmeden dönme ve tazminat talebine ilişkindir. HMK'nın 389/1 Maddesinde; "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir" hükmü düzenlenmiştir. Dava, sözleşmeden dönme ve buna bağlı tazminat talebine ilişkin olup, üzerine tedbir konulması istenen, davalıya ait malvarlığı, araç ve banka hesaplarının uyuşmazlık konusu olmaması ve ayrıca para alacağı yönünden HMK'nın 389/1 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesine yasal olanak bulunmaması nedeniyle ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararı yerindedir....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 17/05/2018 NUMARASI : 2016/1993 ESAS, 2018/511 KARAR DAVA KONUSU : Sözleşmeden Dönme ve Bedel İadesi KARAR : Taraflar arasındaki sözleşmeden dönme ve bedel iadesi davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı pasif husumet yokluğundan usulden reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi Filiz Güngör tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin bayisi Maslak Otomotiv San. Ve Tic....
tutulmasının mümkün olmadığını, faiz talebinin haksız olduğunu, bankaya sözleşmeden dönme iradesini içeren bir ihtâr göndermediğini savunarak, öncelikle davanın husumet ve hukuki yarar yokluğundan reddine, davanın esasına girilmesi halinde davacının bankaya ödediği bedellerin iadesi bakımından davanın kabulüne, diğer kısımlar bakımından davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : 6100 Sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, resmi şekilde ön ödemeli konut satış vadi sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti, aksi halde sözleşmeden haklı sebeple dönme hakkının kullanıldığının tespiti ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir....
Davalı tarafın ise eseri teslim edeceğine yönelik bir beyanını gösterir bir delil ya da ihtarnamesi dosyada yer almamaktadır.Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafça üretimi talep edilen ürünün bedelinin davalıya ödendiği, ödeme yapılan en son tarihin 21.10.2020 tarihi olduğu, TBK 125/3 maddesi gereğince eser sözleşmesinde yüklenicinin edim borcunun eseri teslim etmek olduğu, sözleşmeye konu eserin davacıya teslim edildiğine ilişkin bir delilin dosyada bulunmadığı(sözleşmeye konu cihazın teslim alınmasına davete yönelik bir delil dosyada bulunmamaktadır),davacının ödediği bedelin iadesi isteminin sözleşmeden dönme iradesini olarak değerlendirilmesi gerektiği, sözleşmeye konu eserin teslimi ve teslimini ispat külfeti davalıda olup bu edimin ifa edilmemesi nedeniyle davalının temerrüde düştüğü, temerrüt nedeniyle davacının sözleşmeden döndüğü, sözleşmeden dönme halinde tarafların, birbirlerine kazandırdıkları edimleri sebepsiz zenginleşme kapsamında birbirlerinden talep edebileceği, bu kapsamda...
Davalı tarafın ise eseri teslim edeceğine yönelik bir beyanını gösterir bir delil ya da ihtarnamesi dosyada yer almamaktadır.Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafça üretimi talep edilen ürünün bedelinin davalıya ödendiği, ödeme yapılan en son tarihin 21.10.2020 tarihi olduğu, TBK 125/3 maddesi gereğince eser sözleşmesinde yüklenicinin edim borcunun eseri teslim etmek olduğu, sözleşmeye konu eserin davacıya teslim edildiğine ilişkin bir delilin dosyada bulunmadığı(sözleşmeye konu cihazın teslim alınmasına davete yönelik bir delil dosyada bulunmamaktadır),davacının ödediği bedelin iadesi isteminin sözleşmeden dönme iradesini olarak değerlendirilmesi gerektiği, sözleşmeye konu eserin teslimi ve teslimini ispat külfeti davalıda olup bu edimin ifa edilmemesi nedeniyle davalının temerrüde düştüğü, temerrüt nedeniyle davacının sözleşmeden döndüğü, sözleşmeden dönme halinde tarafların, birbirlerine kazandırdıkları edimleri sebepsiz zenginleşme kapsamında birbirlerinden talep edebileceği, bu kapsamda...
dönme hakkının kullanılabilmesi için ayıbın önemli/büyük olması ve dönme talebinin iyiniyetli olmasının gerekli olduğunu, ayıbın önemli olması şartının gerçekleşmiş olarak kabul edilebilmesi için satılandaki ayıp sonucunda satışa konu malın değerinin veya elverişliliğinin ciddi derede azalması veya tamamen kaybolması gerektiğini, somut olayda ayıp olduğunu kabul etmemekle birlikte, olduğu iddia edilen ayıbın, değersiz olduğu gibi davacının ayıp hususunda iyi niyetli olmadığını, davacının olduğunu iddia ettiği ayıpların onarılabilecek nitelikte olduğundan sözleşmeden dönme talebinin haklı olmadığını, davacının sözleşmeden dönme iradesiyle müracaat ettiğini belirtmişse de davacının herhangi bir şekilde müvekkili şirkete ilettiği sözleşmeden dönme talebi bulunmadığını, davacının ürünü görerek, muayene ve tecrübe ederek satın almış olması nedeni ile sözleşmeden hakkı süresinin sona erdiğini, zira alıcının satılanda bir ayıp görmesi halinde bunu imkan bulur bulmaz derhal satıcıya bildirmek...
a geçmiş olduğu görülmektedir. 6098 sayılı Borçlar Kanunu m.235/2'nin "Satılan zilyetliği satış bedeli ödenmeden alıcıya devredilmiş ise, alıcının temerrüdü sebebiyle satıcının dönme hakkını kullanarak satılanı geri alması bu hakkın sözleşmede açıkça saklı tutulmasına bağlıdır." şeklindeki hükmü gereği davacının davalı ... ile yapmış olduğu hisse devir ve temlik sözleşmesinden dönebilmesi için sözleşme ile sözleşmeden dönme hakkının korunmuş olması gerekmektedir. Bu yönüyle davacı ile davalı ... arasında akdedilen 19/12/2019 tarihli sözleşme incelendiğinde davacının sözleşme ile sözleşmeden geri dönme hakkını saklı tutmamış olduğu görülmektedir....