Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

dönme seçimlik hakkını kullanabileceği, davacı şirket dava konusu cihazı satıcı şirkete göndererek ayıplı malı geri vermiş olup sözleşmeden dönme seçimlik hakkını kullandığı, cihazın mevzuat gereğince---- cihaz 9 aydır davalı firmada olup cihazın bedel iadesi veya ayıpsız misli ile değişimi yapılmadığı açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür....

    Davacı tacir olup ---- ithalatçıya getirdiği yükümlülükler ticari satışta söz konusu olmadığından ithalatçı firma olan davalı ---- sadece ----- taahhüt ettiği hususlarda sorumludur. --- aracın bedelinin iadesi taahhüt edilmemiştir. Bu durumda mahkemece davalı --- yönünden davanın husumet yönünden reddi ise yerindedir. ------ Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince" kaldırılmasına karar verilmiştir. İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, tacirler arasındaki satım aktinden doğan, sözleşmeden dönme ve araç bedelinin iadesi talepli, alıcı tarafından satıcı ve ithalatçı şirkete karşı açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır....

      Ödenen iş bedelinin iadesinin istenmesi sözleşmeden dönme niteliğindedir. Davacı iş sahibi sözleşmeden dönüp ödediği bedelin iadesini istediğine ve mahkemece de davacı elinde kalan DVD bedellerinin iadesi istemi kabul edildiğine göre, davacı iş sahibinin davalı yüklenici şirket tarafından teslim edilen ve elinde kalan DVD’lerin davacı tarafından davalı yüklenici şirkete iadesine karar verilmesi gerekir. Mahkemece DVD’lerin yüklenici şirkete iadesine karar verilmemiş olması doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle bozulması gerekirse de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HMK’nın 3. maddesi yollamasıyla HUMK’nın 438/VII. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur....

        Dava konusu olayda, davacı 10.04.2007 tarihinde satın almış olduğu aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek, tercih hakkını öncelikle aracın yenisi ile değiştirilmesi, olmadığı takdirde bedel iadesi olarak kullanmışsa da, daha sonra 04.05.2009 havale tarihli ıslah dilekçesi ile araç bedelinin ödetilmesini istemiştir. Davacının, dava dilekçesinde ve az yukarıda belirtilen, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 4. maddesinde kendisine tanınan seçimlik haklardan olan "bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme" seçeneğini tercih etmiş olmasına ve yargılama aşamasında ve 7.5.2009 günlü celsede de islaha karşı çıkılmamış olmasına göre, davacının bu talebi dikkate alınarak, araç bedelinin ödetilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde aracın ayıpsız yeni misli ile değiştirilmesine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

          Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin sabit olduğu, davacının şirketlerle ilgili istihbarat bilgisi alabilmek için davalının sunduğu internet hizmetinden kontör yüklemek suretiyle faydalandığı ancak davacının ... tarihli iade faturası ile sözleşmeden dönme iradesini davalıya ilettiği, davalı vekilinin de duruşmadaki beyanlarında davacının kalan bakiye kısmını kullanmak istemediğini söyleyerek ücret iadesi talep ettiğini bildiklerini beyan ettiği, taraflar arasında varlığı ihtilafsız sözleşmede de "taraflar sözleşme tarihinin bitiminden önce her hangi bir nedenle sözleşmeyi sona erdirmesi halinde, ... Şti....

            KARAR Davacı, davalıdan satın aldığı yemek odası takımının ayıplı olduğunu ileri sürerek ürünlerin iadesi ile 5.100-TL satış bedelinin yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

              satın alırken araçta belirtilmeyen aracın değerini azaltan aracın pert kaydı, ağır hasarlı olduğu, hava yastıklarının ayıplı olduğu hususlarının davalı tarafından gizlendiğini, müvekkilinin sözleşmeden dönme ve bedelin iadesi talepli ihtarnameyi davalıya gönderdiğini, ancak cevap verilmediğini belirterek, sözleşmeden dönme nedeni ile ödedikleri araç bedeli 26.794,00 TL'nin satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

              Mahkemece, davacının sözleşmeden caymış olması nedeniyle fesih bildirimi haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. 6502 Sayılı Kanun’un 50/9. maddesinde “Devre tatile konu taşınmazın ön ödemeli satılması durumunda, devir veya teslim tarihine kadar tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı vardır. Sözleşmeden dönülmesi durumunda satıcı, sözleşme bedelinin yüzde ikisine kadar tazminat talep edebilir. Satıcı, yükümlülüklerini hiç ya da gereği gibi yerine getirmezse tüketiciden herhangi bir bedel talep edemez. Sözleşmeden dönülmesi durumunda, tüketiciye iade edilmesi gereken tutar ve tüketiciyi borç altına sokan her türlü belge, dönme bildiriminin satıcıya ulaştığı tarihten itibaren en geç doksan gün içinde tüketiciye geri verilir....

                Aynı maddenin son bendine göre de sözleşmeden dönme halinde taraflar verdiklerini geri isteyebilir ve kusur halinde menfi zararlarını da talep edebilirler....

                  DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, araç satış sözleşmesine konu aracın ayıplı çıkmasından dolayı sözleşmeden dönme ve tazminat talebine ilişkindir. HMK'nın 389/1 Maddesinde; "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir" hükmü düzenlenmiştir. Dava, sözleşmeden dönme ve buna bağlı tazminat talebine ilişkin olup, üzerine tedbir konulması istenen, davalıya ait malvarlığı, araç ve banka hesaplarının uyuşmazlık konusu olmaması ve ayrıca para alacağı yönünden HMK'nın 389/1 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesine yasal olanak bulunmaması nedeniyle ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararı yerindedir....

                  UYAP Entegrasyonu