Mahkemece, davanın kabulüne, aracın yenisi ile değiştirilmesine, bu mümkün olmaz ise taraflar arasındaki satış sözleşmesinin feshi ile satış bedeli 34.514,4 YTL.nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, satışa konu aracın davalıya iadesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-4822 Sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı TKHK.nun 4/2 maddesi gereğince malın ayıplı çıkması halinde tüketici, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Tüketici, bu seçimlik haklarından birini kullanabilecektir. Aynı şekilde tüketici bu haklarından birini kullandığını belirterek dava açabilecektir. Davacı dava dilekçesinde öncelikle aracın değiştirilmesini, mümkün olmaz ise bedel iadesini talep etmiştir....
eksik ödeneceğinin söylendiğini, davalı şirkete Tüketici Kanunun 11.maddesi gereği seçimlik haklarını kullanabilmek adına Samsun 6.Noterliği'nin 17/11/2016 tarih ve 23913 yevmiye numarası ile ihtar çekilerek, sözleşmeden dönme ve bedel iadesinin talep edildiğini ancak reddedildiğini belirterek , Tüketici Kanunun 11.maddesi gereğince bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme hakkını kullanarak aracın alım satım sözleşmesinin iptali ile araç bedelinin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkili davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
dönme hakkını kullanarak Denizli 1....
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu çerçevesinde. bedel iadesi talebinin satıcının muhatap olması gereken bir talep olduğunu, satıcı konumunda bulunmayan müvekkili şirketin iade borçlusu olarak nitelendirilmesinin hukuken kabul edilebilecek bir durum olmadığını, uyuşmazlığa konu cihazın 13.11.2020 tarihinde diğer davalıdan satın alındığını, cihaz fatura bedelinin hiçbir aşamada müvekkili şirket uhdesine geçmediğini, Tüketicinin Korunmasına ilişkin mevzuat hükümlerinde ayıptan sorumluluk halinde ithalatçı veya imalatçı da sorumlu tutulmakla iken Borçlar Kanunu hükümleri çerçevesinde bu sorumluluğun satıcı üzerinde bırakıldığını, alıcının arasında bir sözleşme ilişkisi bulunmayan taraflara karşı sözleşmeden dönme veya bedelden indirim haklarını kullanmasının düşünülemeyeceğini, hukuk düzenimizde müteselsil sorumluluğun ancak ve atıcak hukuki işlemden veya kanundan kaynaklanabilmekte olduğunu, Müvekkili şirketin kanundan kaynaklanan bir müteselsil sorumluluğu...
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu çerçevesinde. bedel iadesi talebinin satıcının muhatap olması gereken bir talep olduğunu, satıcı konumunda bulunmayan müvekkili şirketin iade borçlusu olarak nitelendirilmesinin hukuken kabul edilebilecek bir durum olmadığını, uyuşmazlığa konu cihazın 13.11.2020 tarihinde diğer davalıdan satın alındığını, cihaz fatura bedelinin hiçbir aşamada müvekkili şirket uhdesine geçmediğini, Tüketicinin Korunmasına ilişkin mevzuat hükümlerinde ayıptan sorumluluk halinde ithalatçı veya imalatçı da sorumlu tutulmakla iken Borçlar Kanunu hükümleri çerçevesinde bu sorumluluğun satıcı üzerinde bırakıldığını, alıcının arasında bir sözleşme ilişkisi bulunmayan taraflara karşı sözleşmeden dönme veya bedelden indirim haklarını kullanmasının düşünülemeyeceğini, hukuk düzenimizde müteselsil sorumluluğun ancak ve atıcak hukuki işlemden veya kanundan kaynaklanabilmekte olduğunu, Müvekkili şirketin kanundan kaynaklanan bir müteselsil sorumluluğu...
Maddesi ile güvence altına alınan dürüstlük kuralının ihlaline sebebiyet vermekte olduğunu, keza Medeni Kanunla güvence altına alınan "hakkın kötüye kullanılmaması" kuralının, özel kanun mahiyetinde olan Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'da bu yönde bir hüküm bulunmaması nedeni ile zarar görebileceği ve bu kuralın tüketiciler tarafından ihlal edilebileceğinin açık olduğunu, bu nedenle, herhangi bir hukuk ve hak ihlaline sebebiyet vermemek adına, Türk Medeni Kanunu tüketicinin ayıplı ifa karşısında sahip olduğu sözleşmeden dönem-bedel iadesi hakkı bakımından da bir sınır teşkil etmesinin gerektiğini, dolayısıyla, uygulamada ve Yargıtay kararlarında "sözleşmeden dönme ve bedel iadesi hakkının kullanılmasının hakkın kötüye kullanılması sayılabildiği hallerde tüketicinin, diğer seçimlik haklarını kullanmak zorunda olduğu" görüşünün hakim olduğunu, *Tüm bu hususların yanı sıra bilirkişi ek raporunda dresuar mobilya kapaklarının çekmece ayarlarının yeniden yapılmasının mümkün olduğunu;...
Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme. 2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme. 3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme. 4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme. Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir. Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.", hükümleri mevcuttur. 3....
Dava, ayıplı araç satışından kaynaklı sözleşmeden dönme ve bedel iadesi isteğine ilişkindir....
İlk Derece Mahkemesince; "Davanın kabulü ile, sözleşmeden dönme beyanı doğrultusunda 06/02/2015 tarih, 393685 sıra nolu faturaya konu edilen ürünlerin davalı tarafa iadesi ile, 5.007,00 TL'nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine," yönelik karar verilmiş; bu karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir....
Dosya kapsamından, davacının daha evvel Burdur İcra Dairesi'nin 2010/3108 sayılı dosyası ile ilgili taşınmaz vaadinin yerine getirilmemesi nedeniyle ödediği 10.000TL'nin iadesi amacıyla icra takibi başlattığı, itiraz üzerine görülen .... ...2010/151E. sayılı itirazın iptali davası sonucunda ise davanın kabulüne karar verildiği, davacının bu şekilde ilgili satış vaadi sözleşmesi gereğince ödediği bedeli tahsil ettiği, davacının işbu davadaki talebinde de mahsup isteğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde, davacı daha önceki bedel iadesi talebiyle sözleşmeden dönme iradesini göstermiş ve seçimlik hakkını bedel iadesinden yana kullanmış olduğundan, artık aynı sözleşmeye dayanarak rayiç bedel isteminde bulunamaz. Mahkemece, bu yön gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....