Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava; davacı ile davalılardan T3 A.Ş. arasındaki 06.10.2011 tarihli sözleşme gereği, Devremülkün teslim tarihi olan 15.06.2013 tarihinde teslim edilmemesi nedeniyle 01.05.2014 tarihinde davacının gönderdiği dilekçe ile sözleşmenin feshinden dolayı ödediği 24.500 TL’nin iadesini ilişkin alacak davasıdır. Davalı T3 A.Ş. vekili davaya karşı cevabında, taraflar arasındaki sözleşmenin şirket yetkililerince imzalanmadığını iddia etmekte ise de, sözleşme hükümlerine dayalı olarak davanın reddini talep ettiği göz önüne alındığında, vekaletnamedeki vergi numarasıyla sözleşmedeki vergi numarasının aynı olduğu değerlendirildiğinde, davacının dayanağı olan sözleşmenin T3 yapıldığı, bu nedenle davalının sözleşmeden dolayı sorumluluğunun bulunduğu kabul edilmiştir. Davacı tarafından ibraz edilen ödeme belgelerinden davacının yaptığı ödemelerin diğer davalı İntel Alyans ......

Sözleşmenin bu şekilde feshi, fuardan çıkarma veya fuarın kısmen veya tamamen iptali durumunda katılımcı, fuar katılım bedelinden başka, masraf, gecikme faizi ya da zarar ziyan adıyla bir talepte bulunma hakkına sahip olmadığını önceden beyan kabul ve taahhüt eder " düzenlemesinin bulunduğu, sözleşme de düzenleyici olan davalıya, fuarın düzenleme tarihini değiştirme de dahil olmak üzere geniş yetkiler tanındığı, davacı/katılımcının, bu madde ile düzenleme tarihinde davalı/düzenleyici tarafından yapılabilecek değişiklikleri ve bunun sözleşmenin fesih sebebi olmayacağını kabul ettiği, her iki tarafın tacir olup, davacı tarafından imzalanan sözleşmenin davacı şirket açısından bağlayıcı olduğu, bu nedenle davacının fuar tarihinin ertelenmesi nedeniyle sözleşmeden dönme ve ediminin iadesi talebinin haklı olmadığı kanaatine varılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: Açılan davanın REDDİNE, 1-Alınması gereken 179,90...

    Taraflar arasında imzalanan ........2013 tarihli sözleşmenin .... maddesinde; sözleşmeye konu olan taahhütler zamanında ve sözleşmeye uygun yerine getirilmediği ve makinalar kararlaştırılan tarihte belirtilen yerde teslim edilmediği takdirde teslim edecek şirket tarafından 30.000,00 TL cezai şart ödeneceği kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin bu maddesinde öngörülen cezai şart 6098 sayılı TBK’nın 179/I. fıkrasında tanımlandığı üzere sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için kararlaştırıldığından seçimlik ceza niteliğindedir. Bu halde alacaklı, ya borcun ifası ya da cezanın ödenmesini isteyebileceğinden sözleşmeden dönülmesi halinde seçimlik cezanın sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa talep edilmesi mümkün değildir. Mevcut sözleşmede dönme ve fesih halinde de cezanın istenebileceğine dair hüküm bulunmamaktadır....

      Buna göre yüklenicinin temel borcu, yükümlendiği işi sözleşmeye, amacına uygun tamamlayarak teslim etmek, iş sahibinin temel borcu ise iş bedelini ödemektir.Sözleşmeden dönme, sözleşmeyi sona erdiren ve tarafların iradelerine bağlı sebeplerden birisidir. Bedel karşılığı eser sözleşmelerinde dönme beyanı tek taraflı bozucu yenilik doğuran bir irade beyanı olduğundan, karşı tarafa ulaşması ile hukuki sonuçlarını doğurur (Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 17/03/2010 gün, 2010/98-1538 sayılı kararı). Fesih veya dönme sözcüğü kullanılmasa da iş bedelinin geri istenmesi gibi dönme iradesini gösteren beyanlarda bulunulmuş ise sözleşmeden dönme iradesinin bildirildiğinin kabulü gerekir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10/02/2010 gün, 2010/19-38 ve 2010/69 sayılı kararı)....

        Ayrıca yasalarda sözleşmenin feshinin bazı koşullara bağlı tutulduğu istisnalar dışında, sözleşmeden dönme (fesih), mahkeme kararına gerek olmaksızın ileri sürülebilen, karşı tarafın kabulüne bağlı olmayan, karşı tarafa ulaşmakla sonuç doğuran, karşı tarafa ulaştıktan sonra tek taraflı geri alınması mümkün bulunmayan bozucu yenilik doğuran tek taraflı irade beyanıdır. Genel kural bu olsa da kat karşılığı inşaat sözleşmesi, kira sözleşmesi, iş sözleşmesi gibi bazı sözleşmeler yönünden yasalarda öngörülen sınırlayıcı kurallardan doğan istisnalar da mevcuttur. Nakit bedel karşılığı eser sözleşmeleri yönünden ise sınırlayıcı istisnai bir kural bulunmadığından mahkeme kararına gerek olmaksızın tek taraflı irade beyanı ile sözleşmeden dönme mümkündür....

          olduğunu, huzurdaki davada, bağımsız bölüm 10.12.2019 tarihinde satılmış ve 12.12.2019 tarihinde davacıya teslim edildiğini, (dosyada mübrez). davacının fesih talebi ise 19.12.2019 tarihli olduğunu, bu durumda sözleşmenin imza tarihi olan 10.12.2019 ile davacının fesih talebi olan 19.12.2019 arasında dokuz gün geçmiş olduğu görüldüğünü, davacı, dava konusu bağımsız bölümü teslim aldıktan sonra, -herhangi bir gerekçe göstermeksizin- fesih talebinde bulunduğunu, davacının devir veya teslime kadar gerekçe göstermeksizin sözleşmeden dönme hakkı bulunurken, devir veya teslimden sonra ancak genel hükümler çerçevesinde, malın ayıplı olması halinde sözleşmeden dönme hakkı bulunmaktadır. bu doğrultuda davacı talebinin dönme olarak değerlendirilemeyeceği ve taraflar arasındaki sözleşmenin 8. maddesi hükmü doğrultusunda işlem yapılamayacağı aşikar olduğunu, yani davacının dönme hakkı dahi bulunmamasına rağmen, müvekkil şirket, mağduriyet yaşanmaması için davacının talebini değerlendirmeye almış...

          Dava, satıma konu ayıplı mal nedeniyle açılan ayıplı malın iadesi ile satış bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece satıma konu malın ayıplı olduğu kabul edilmiş olup,bu husus da kararın davalı tarafından temyiz edilmemesi sebebiyle kesinleşmiştir. 6098 sayılı TBK'nın 227. maddesi hükmü uyarınca, satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hallerde alıcı sözkonusu maddede belirtilen seçimlik haklarını kullanabilir. Aynı maddenin 227/1 cümlesinde de alıcı satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme hakkına sahiptir.Satıcı tarafından yapılan onarımlara rağmen ayıbın tamamen giderilememesi nedeniyle davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanması haklı olup,mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

            Buna göre borçlu kararlaştırılan cezayı ödeyerek sözleşmeden dönebilecek veya feshedebilecek ve bu suretle sözleşmeye bağlılık ile borçtan kurtulacaktır. Dönme cezasına uygulamada ifadan kaçınma imkanını verdiğinden cayma cezası adı da verilmektedir. Yasal düzenlemeye göre kararlaştırılan cezanın niteliği konusunda ihtilâf bulunması halinde, bunun dönme cezası olduğunu ispat yükü, iddia eden borçluya ait olacaktır....

              Sözleşmenin teslim olgusunun da gerçekleşmemesi sebebiyle, TMK nın 706, TBK nın 237 maddesi ve Tapu Kanunun 26. maddesi ile Noterlik Kanunun 89. maddesine aykırı olarak tanzim edilmiş olması sebebiyle artık geçersiz bulunduğu anlaşılmıştır. Bu durum da, sözleşme tarihine göre 4077 sayılı yasa hükümleri nazara alınacak olup, Türk Borçlar Kanunu' nun 124. Maddesine göre, davalı yüklenicinin temerrüdü sonucu, borcun ifasının imkansız olduğu ve davacı alacaklının artık ifayı kabul edemiyeceği ve sözleşmeden dönme hakkını haklı olarak kullandığı ve talep ettiği anlaşılmıştır. Aynı kanunun seçimlik haklar başlıklı 125. Maddesinde, "Sözleşmeden dönme halinde taraflar , karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu, temerrüde düşmekte kusurlu olmadığını ispat edemezse alacaklı sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir." hükmü yer almıştır....

              Mahkemece, taraflar arasında 11.06.2014 tarihli devremülk satış vaadi sözleşmesi tanzim edildiği, 6502 sayılı yasanın 50/9. maddesi uyarınca devre tatile konu taşınmazın ön ödemeli satılması durumunda devir veya teslim tarihine kadar tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı mevcut olduğu, davalı vekilinin 13/05/2015 tarihli beyan dilekçesinde de belirttiği üzere sözleşmeye konu devre mülkün davacı tüketiciye devir ve teslim edilmediği, bu nedenle sözleşmeden dönme ve ödediği toplam 9.900,00 TL'yi talep etme hakkı bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa ki taraflar arasında imzalanan devremülk satış sözleşmesinin “SÖZLEŞME KONUSU” başlıklı 2. maddesinde 'İş bu sözleşmenin konusu; ......

                UYAP Entegrasyonu