borca itiraz edildiğini, bu nedenle borçlunun itirazının iptali, takibin devamı ve borçlunun haksız itirazı sonucu alacağın %20'den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına çarptırılmasını talep ve dava etmiştir....
E. sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibine girişildiğini, takibin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiş ve takip tarihi itibari ile 1.405.713,71 USD üzerinden ihtiyati hacze hükmedilmesini istemiştir....
Bodrum kat 364 nolu dükkan nitelikli taşınmazın tapu kaydının iptali ile tamamının müvekkil şirket adına tesciline, bunun mümkün olmaması halinde, ödenen belgenin her bir vade için işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı yandan tahsili ile müvekkil şirkete ödenmesini, davacının geç teslim sebebiyle uğramış olduğu kira kaybı ve geç teslim sebebiyle uğradığı zararın karşılığı olarak fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak üzere şimdilik 2000 TL nin davalı yandan alınarak davacı şirkete ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretlinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre; dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi uyarınca taşınmazın süresinde teslim edilmediği iddiası ile sözleşmeden dönme, bedel iadesi ve tazminat istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Olduğunu, müvekkili şirket yönünden husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, davacı tarafından müvekkili şirket bayisinden satın alınan davaya konu araç, müvekkili şirket kayıtlarındaki 19/10/2016 tarihli araç teslim formunda da görüleceği üzere tüm kontrolleri yapılarak davacıya eksiksiz, hasarsız ve ayıpsız şekilde teslim edildiğini, araçta satış esnasında ve öncesinde hiçbir sorun olmadığını, davanın yetki, zaman aşımı, husumet nedenleriyle reddine, davaya konu araçta ayıp niteliğinde herhangi bir arıza olmaması, üretim ayıbı olmayan tamamen davacının kendi kusuru, ihmali ve kullanımdan kaynaklanan sorunların olması nedenleri ile haksız ve hukuka aykırı olarak açılmış olan davanın esastan da reddine, davacı sözleşmeden dönme talebinde bulunduğundan dava konusu aracı dava sonuçlanıncaya kadar müvekkilli şirkete teslim etmek zorunda olup, dava konusu aracı derhal müvekkili şirkete teslim etmesi yönünde karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine...
ye husumet düşüp düşmeyeceği araştırılmadan bu davalı hakkında da davanın kabulü, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. 2-Davacı, davalılardan satın aldığı araçta üretim hatası bulunduğunu belirterek, sözleşmeden dönme ve araç için bedelin iadesi talebiyle bu davayı açmıştır. Dosyadaki bilirkişi raporundan araçta üretim hatası olduğu anlaşılmış olup, Mahkemece dava kabul edilmiştir. Davalı tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporuna vaki itirazda da ileri sürüldüğü üzere dava konusu otomobilde kullanım aşamasında meydana gelen arka tampon sağ yan ksımında oluşan sürtme neticesinde haifi boya yıpranmasından dolayı aracın değerinde 250,00.-TL’lik bir kayıp oluşmuştur. Raporunbu kısmından da anlaşıldığı üzere dava konusu araç davacı tüketici kullanımındayken kaza geçirmiş olup, bu kaza nedeniyle oluşacak değer kaybı araç ayıplı da olsa ürünün satıcısına yüklenemez....
ve giderleri ile ücreti vekâletin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak ve takip başlatmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Mahkemece, davacının dava konusu takibe konu ettiği alacağın, sözleşmeden dönme nedeniyle verilen bedelin iadesine ilişkin olduğu, dönme ile sözleşme ilişkisi baştan itibaren ortadan kalktığı, bu nedenle davacının varlığını iddia ettiği takip ve dava konusu alacağın sözleşmeden doğduğunun kabul edilemeyeceği, HMK'nun 10 maddesinde düzenlenen özel yetki kuralının, dolayısıyla TBK'nun 89. maddesinin somut olayda uygulanma olanağının bulunmadığına karar verilmiş olup davacı sözleşmeden dönme talebi TBK 138. Maddesine dayandığı anlaşılmıştır. TBK 138. TBK’nın 138. maddesi ile getirilen "Aşırı ifa güçlüğü" başlıklı yeni düzenleme, öğreti ve uygulamada sözleşmeye bağlılık (ahde vefa) ilkesinin istisnalarından biri olarak kabul edilen bir düzenlemedir....
23 ve 6098 sayılı TBK'nun 219 v.d maddesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği, her ne kadar araç davalı ......
Ancak davacının diğer talep konusu olan ; tesisin teslim tarihi olan ---- tarihinden dava tarihine kadar olan ----- dönem kullanım hakkı verilmemiş döneme ilişkin alacağının faizi ile birlikte ödenmesinin mümkün olamayacağı, zira sözleşmeden dönme ile henüz ifa edilmemiş edimlerin ifasından kurtulacağından henüz teslim gerçekleşmediği için tatil hakkının da doğmamış olduğu " kanaatinde bulunduğu, ek raporunda özetle " Faizin başlangıç tarihi itibariyle davacının itirazlarında haklı olduğu ; Davacı devre mülklerin zamanında teslim edilmemesi üzerine------- itibaren talep edebileceği,---- Ancak kök raporda da belirttiğim üzere, Sözleşmeden dönme geriye doğru etkili olacağından borcunu yerine getirmiş olan davacı bunun iadesini talep edebilmektedir....
Aracın yakıt sarfiyatının ise şehir içi ve şehirler arasındaki kullanım ve trafik yoğunluğu gibi nedenlerle değişmesi hayatın olağan akışına uygundur. Bu nedenle 6502 sayılı Yasa'nın 8/2 maddesi kapsamında aracın ayıplı olduğunu ve sözleşmeden dönme ve bedel iadesi ya da misliyle değişim şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle mahkemece yazılı şekilde verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davacı istinaf talebinde haklı değildir. Bu değerlendirmeler doğrultusunda, tüm dosya kapsamında toplanan delillere göre; davacının istinaf başvurusunun HMK m.353/1- b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur....