Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

araç satışına dayalı trafik kaydının iptali ve tescil istemlerine ilişkindir....

    , kullanım bedelinin hakkaniyet gereği araç bedelinden mahsubu gerektiğini, terditli talebin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

      Somut olayda davalının temerrüdü nedeniyle davacı tarafından sözleşmeden dönüldüğü ve kesin teminatın irat kaydedildiği sabit olduğuna göre, davacının ifadan vazgeçerek yukarıda belirtilen seçimlik haklarından sözleşmeden dönme ve sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini isteme hakkını kullandığı açıktır. Sözleşmede aksi kararlaştırılmadığına göre davacı hem ifadan vazgerek sözleşmeden dönme hakkını kullanıp hem de ifa ile birlikte istenebilecek gecikme cezasını talep edemez. Hal böyle olunca mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, peşin alınan 531,70 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Davacı’nın dava dilekçesindeki talebi aracın ayıpsız misli ile değişimi, bu mümkün olmadığı takdirde araç bedelinin iadesi ve bunun da mümkün olmaması halinde ayıp oranında bedel indirimine hükmedilmesi yönündedir. Ne var ki, ilk derece mahkemesince HMK.nun 31.maddesinde düzenlenen Hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında, davacıya bu talebi hakkında değişim hakkını mı, ya da sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedel indirimi hakkını mı kullanacağı hususu açıklattırılmamış ve hükmün 1.fıkrasında ayıp oranında bedel indirimine hükmedilmiş; daha sonra Bölge Adliye Mahkemesinde bu karar kaldırılarak ayıpsız misli ile değişimi yönünde hüküm kurulmuştur....

          BORÇLAR KANUNU [ Madde 161 ] "İçtihat Metni" Davacı vekili tarafından, davalılar, aleyhine 18/09/1996-24/01/1997 tarihlerinde ve verilen dilekçe ile kişisel hakka davalı tapu iptali ve tescil veya tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, tazminat isteğinin kabulüne dair verilen 17/11/1998 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: Davacı, eser sözleşmesi uyarınca yapmakta Olduğu binadan 4. kat 2 nolu bağımsız bölümü yükleniciden satın aldığını, binanın tamamlanma oranına göre tescil olanağının doğduğunu ileri sürerek, arsa sahiplerine karşı tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil KARAR Davacılar vekili, 176 ada 1 sayılı parselin 10.09.1974 tarihinde harici satış senediyle 3000 m2'sinin, 29.10.1974 tarihli yine harici satış senediyle 5000 m2'sinin vekil edeni tarafından parselle ilgili olarak Kadastro Mahkemesinde dava devam ederken satın alındığını açıklayarak tapu kaydının iptaliyle vekil edenleri adına tapuya kayıt ve tesciline, olmadığı takdirde geçersiz sözleşmeye dayalı olarak bedelin tahsiline karar verilmesini istemiş, mahkemece tapu iptali ve tescil konusunda herhangi bir hüküm kurulmadan sadece 445696 TL bedelin davalılardan alınarak muris ...'ın veraset ilamındaki payları oranında davacılara verilmesine karar verilmiş olup, bu hüküm yalnızca bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacıların tapu iptali ve tescil yönünden herhangi bir temyizleri bulunmamaktadır....

              -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalıdan temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 102.47.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 12.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                ye satış sözleşmesinin gabin nedeniyle iptali istemiyle dava açtığı ve bu davanın reddedilerek kesinleştiği, davacının, söz konusu davayı açmakla satış işlemlerinin esasen geçerli olduğunu kabul ettiği ve yine davacı kooperatif ile ilk alıcı ..... tarafından davalı .... aleyhine satış bedeli taksitlerinin geç ödenmesi nedeniyle akdi faiz, temerrüt faizi ve munzam zarar istemli olarak başka bir mahkemede daha dava açıldığı, bu davada davacılar vekilinin sözleşmeden dönme iradelerinin bulunmadığını açıkladığı, hal böyle olunca, taşınmazların satışına ilişkin tüm işlemlerin usulüne uygun olduğu, davalıların tapuda güven ilkesine dayalı olarak taşınmazları satın aldıkları, tapu kaydının iptalini gerektirir bir hukuki olgu bulunmadığı gerekçesiyle, asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir. Kararı, asıl ve birleşen davalarda davacı kooperatif vekili temyiz etmiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davalı ve davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira alacağı ve elektrik tüketim bedelinin tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar vermiş, hüküm davalı ve davacı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir....

                    Eser sözleşmeleri yönünden ise (tapu devrini içeren sözleşmeler hariç) mahkeme kararına gerek olmaksızın tek taraflı irade beyanı ile sözleşmeden dönme her zaman mümkündür. Dosyadaki delil ve belgeler, bilirkişi raporları, defter kayıtları ve sözleşme hükümlerine göre davacı yüklenicinin peşin ödenen ve ihtilaf konusu olmayan iş bedelinden davalı yanca süresi içerisinde bitirilmeyip eksik bırakılan işlerden dolayı alacaklı olup, alacağın muaccel olduğu ve ihtara rağmen davalı taşeron tarafından ödenmediğinden davalının temerrüde düştüğü ve davacının TBK'nın 475. maddesinde sayılan seçimlik haklardan “sözleşmeden dönme” hakkını kullandığı, dosya kapsamına göre davacının sözleşmeden dönmekte haklı olduğu anlaşılmaktadır. Sözleşmeden dönme-fesih halinde davacı yüklenici ispat ettiği ölçüde eksik iş bedelini davalı taşerondan talep etme hakkına sahiptir. Kaldı ki sözleşmenin 15....

                      UYAP Entegrasyonu