Dava kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuan tazminat alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. 2918 Sayılı KTK.’nun 20/d maddesi hükmü uyarınca, noterlerce gerçekleştirilen devir işlemleri araç mülkiyetinin devri için yeterli olup, işlemin tamamlanması için trafik tesciline alıcı adına tescil işlemi yapılması mutlak koşul değildir. Tescil işlemi idari bir tasarruf olup, yaptırılmaması ayrı bir yaptırıma tabidir ve mülkiyetin devri için kurucu nitelik taşımaz. Bunun sonucu olarak da, trafik kayıtları mülkiyeti gösteren sicillerden olmakla birlikte, bu karine kesin değildir. Ayrıca noter satışıyla devralan, adına tescil işlemi yaptırmamış olsa dahi aracın maliki sayılır. Somut olayda davacı vekili, müvekkiline kasko sigortalı araca zarar veren karşı taraf aracının 24.04.2009 tarihinde ... tarafından noterden yapılan işlemle davalı ...’e satıldığını, kaza tarihinde aracın davalı ... ’in mülkiyetinde olduğunu bildirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 27/09/2012 gününde verilen dilekçe ile araç satış sözleşmesinin ve trafik kaydının iptali ile araç mülkiyetinin davacı adına tescili istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın satış sözleşmesinin ve trafik kaydının iptali talebi yönünden kabulüne, araç mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine, araç mülkiyetinin davacı adına tescili talebinin ise reddine dair verilen 18/12/2014 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL-KOOPERATİF HİSSE DEVRİNİN İPTALİ Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; Davacı, asıl davada; dava dışı eşi Umut ile aralarında görülen şiddetli geçimsizliğe dayalı boşanma davası nedeniyle irsen maliki olduğu 1133 sayılı parseldeki 3/8 ve 3 sayılı parseldeki ¾ payı ile ...Moturlu Minibüsçüler Taşıyıcı Kooperatifindeki haklarını yakın akrabası olan davalıya devrettiğini, devir nedeniyle herhangi bir bedel almadığını, bu devrin yapılmasında davalı ve onun damadı olan ...’in beyanlarının etkili olduğunu, boşanma davası ve eşinin alacaklılarından dolayı malvarlığına tedbir konulabileceği telkini üzerine mal kaçırma amacıyla bu devri gerçekleştirdiğini, davalının ise anlaşmalarına aykırı olarak anılan malvarlığını iade etmediğini, içinde bulunduğu ruh halinden istifade edilerek iradesinin fesada uğratıldığını, gerçek bir satışın varlığı kabul edilse dahi resmi akitte gösterilen değer ile...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/12/2020 NUMARASI : 2019/275 ESAS, 2020/325 KARAR DAVA KONUSU : Araç Mülkiyetinin Tesbiti Ve Tescili KARAR : Ceyhan 2....
Mahkemece, dosya kapsamına göre araç mülkiyetinin devri için noterlerce yapılan satış işleminin yeterli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı (alacaklı) ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı alacaklı Şekerbank T.A.Ş.vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 956,40 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı alacaklıdan alınmasına 28.1.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar arasındaki alacak, araç satış sözleşmesinin feshi, mülkiyetin tespiti ve tescili davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı şirket kayyımı, davacı şirket ile davalı arasında imzalanan finansal kiralama sözleşmesine konu aracın kira borçlarının ödenmemesi üzerine davalıya ihtarname gönderildiğini, davalının aracın kati satış sözleşmesi ile devredildiğinden bahisle borcun olmadığını ileri sürdüğünü, kanuna aykırı olarak süresinden önce yapılmış olan araç satışının geçersiz olduğunu belirterek 27.000 kira borcunun davalıdan tahsiline, araç satışının iptali ile davacı şirket adına aracın tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
alınarak 185.000 TL olarak kabul edilmesinin uygun olacağı, ------ aracın sözleşme (02.09.2019) tarihi dikkate alınarak bu araç için 45.000 TL bedel olacağı, ----- camlı ----aracın sözleşme (02.09.2019) tarihi dikkate alınarak 185.000 TL olarak kabul edilmesinin uygun olacağı bildirilmiştir.Tüm dosya kapsamına göre davanın taraflar arasındaki araç takası nedeniyle devri yapılan araç bedelinin ve davalının hesabına gönderilen bedelin tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali davası olduğu, tarafların davacı şirketin ----- plakalı ------marka aracın davalı şirkete devri , buna karşılık davalı şirkete ait ------marka aracın devri hususunda anlaştıkları , davacı şirket tarafından davalı----- devri yapılan araç bedelinin 147.000 TL olduğu, diğer davalı şirkete 3.000 TL ödeme yapıldığı , davalı şirketin yetkilisi ile davalı----- arasında akrabalık bağı bulunduğu, davalıların, davacı şirketin göndermiş olduğu ihtarnameye cevaplarında yapılan ödemeye, aracın davalı şirket...
Davaya konu araç, trafikte miras bırakan adına kayıtlı iken, davalı ile miras bırakan arasında Noterde yapılan 10/07/2007 tarihli sözleşme ile davalıya satılıp, trafik kaydında davalı adına tescil edilmiştir. Yapısı itibariyle bir taşınır mal olmasına karşın, trafikte kayıtlı bir aracın mülkiyetinin geçişi bir taşınır, hatta taşınmazdan daha farklı bir hukuki düzenlemeye tâbi tutulmuştur. Bu düzenleme tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirlerinin devir tarihi itibariyle görevli resmi makâmlarca yapılacağı şeklinde belirtilmiştir. Böyle bir sözleşmenin geçerli olmasının resmi biçim koşuluna bağlı olduğu ve kanun koyucunun, bir aracın mülkiyetinin geçişi için resmi sözleşme yapılmasını zorunlu kıldığı kuşkusuzdur. Diğer bir deyişle devir işleminin hukuki sonuç doğurması için, o sözleşmenin resmi biçimde yapılması geçerlilik koşuludur (6098 sayılı Kanun’un 12/1, 818 sayılı Kanun’un 11/2. maddeleri ve 2918 sayılı Kanun'un 20/d maddesi)....
akışına aykırı olacağı, davacıların , devrin yapılacağı beklentisiyle davalı ile sözleşme yaptığını, devir yapılmayacaksa aracı satın almalarının bir mantığı bulunmadığını, kendilerinin de iddiasının noter tarafından yapılmayan satışın geçersiz olduğu, davalının harici sözleşme ile yüklendiği devir borcunu yerine getirmediği, haksız kazanç sağladığı, sebepsiz yere zenginleştiğini, sebepsiz zenginleşme kuralları uyarınca sorumlu olduğu yönünde olduğunu ,ancak bilirkişi ve bilirkişiye uyan yerel mahkemenin bunları kabul etmediğini, eğer aracın zilyetliği davalıya verilmişse ve satış sözleşmesi yapıyorsa, davacıların devrin yapılacağını beklemesi kadar doğal bir şey olamayacağı, kaldı ki, dava konusu sözleşmenin "Kullanım Hakkı Devri Sözleşmesi" değil "Satış Sözleşmesi" olduğu, öte yandan davacıların servis işiyle uğraşan kişiler olmadığı ,aracı servis işinde kullanmak amacıyla satın almadıkları, dolayısıyla kullanım hakkı devri için sözleşme yapıldığı savının tamamen soyut ve dayanaksız...
Bu durumda, dosyada mevcut araç devrine ilişkin sözleşmelerinin davalı ile davacı arasında yapıldığı, dava dışı Ömer Çelebi ya da araç devri yapılan Hatice Çelebi'nin sözleşmenin tarafı olmadığı, davalının sözleşme bedelinin ödendiğini ve araca ilişkin devir yükümlülüğünü de davacının gösterdiği üçüncü kişiye yapmak suretiyle borcun sona erdiğini beyan ettiği, sözleşmede üçüncü şahsa ifa yapılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, üçüncü kişiye yapılan ifanın davalıyı borçtan kurtarmayacağı, sözleşme bedelinin ödendiğinin davalının da kabulünde olduğu, bu nedenle ispat yükünün davalıya düştüğü anlaşılmakla davalının savunmasına ilişkin delilleri toplanıp yemin deliline dayandığı da gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır....