Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2016/282 esas sayılı dosyası ile sabit olduğunu, davacı tarafından kötü niyetli bir şekilde ikame edilen davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında ise araç bedelini icra yoluyla tahsil ettiklerinden araç devrini davacıya vermeyi kabul ettiğini beyan etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından; "her ne kadar dava konusu edilen 34 XX 931 plakalı aracın devri hususunda taraflar arasında geçerli ve bağlayıcı bir sözleşme mevcut değil ise de, yargılama sırasında toplanan deliller ışığında davalının dava konusu edilen aracın devrine razı olduğu ve bu bağlamda vekalet verdiği, söz konusu araç bedelinin de Büyükçekmece 1....
ın araç maliki olduğu kabul edilerek sorumluluğuna karar verilmiştir. Oysa bu davalı tarafından sunulan 15/06/2007 gün ve 14940 yevmiye no lu ... 14. Noterliğinin satış belgesinden, davalının trafik kazası yapan aracı diğer davalıya sattığı anlaşılmaktadır. Noterlerce gerçekleştirilen devir işlemleri, araç mülkiyetinin devri için yeterlidir. Tescil işleminin yaptırılmaması mülkiyetin devri için kurucu nitelik taşımaz. Aracı noter satışı ile devralan, adına tescil işlemi yaptırmamış olsa dahi aracın maliki sayılır. Somut olayda davalı ...'ın, trafik kazasından önce aracı noterden sattığı anlaşıldığından hakkındaki davanın reddedilmesi gerekirken, mahkemece adıgeçen davalının araç maliki olduğunun kabul edilmesi ve sorumluluğuna karar verilmesi bozma nedenidir....
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre dava konusu ... plakalı aracın kayıt malikinin davacı olup, satış için davalılara yetki veren vekaletnamenin tek taraflı bir hukuki işlem olduğundan aracın mülkiyetinin devri için yeterli bir belge olmadığı, aracın devri için gerekli olan noter satış senedinin taraflar arasında yapılmadığı, dolayısıyla ortada geçerli bir araç satışından söz edilemeyeceği, davaya konu araç davacı adına kayıtlı olup, maliye tarafından araç maliklerine tahakkuk ettirilen borçtan davalının sorumlu tutulmasının yasal bir dayanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....
- ₺ olduğunu, aracın sözleşme yapıldığı 10.10.2017 tarihinden bu yana fiili olarak müvekkilde bulunmadığını, aracın TEB Taşıt Kredisi ile davalı tarafından satın alındığını ve kredilerin bitmediğinden araç üzerinde tedbir olduğu için aracın müvekkili adına devri yapılamadığını, davalıya sözleşmeden sonra ulaşamadığını, duyumlar sonucu davalının maddi ve ekonomik durumunun iyi olmadığı bir çok davaya taraf olduğu şeklinde haberler alındığını, müvekkili tarafından kalan taksitlerin ödenmesi durumunda araç üzerindeki tedbirin kalkması ile davalının aracın devrini bir başkasına yapabileceği gibi araca tedbir konulabileceği veya haciz işlemi yapılacağı endişesi taşıdığını, davaya konu araç üzerinde davalının hiç bir hakkı bulunmadığını belirterek 34 XX 925 plaka sayılı aracın müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ve Ekipman Bedel Tespit Listesi"nde yer alan araç-ekipman için güncellenen tutar olan 8.874.524,90 TL'nin davalı idareye ödenmesi gerektiğine dair kısmına gelince; Davacı tarafından; sözleşmenin 2.1.4. maddesinde belirtilen araç-ekipman davacıya devredilmediğinden bedelin istenilemeyeceği, anılan ekipmanın mülkiyetinin devredilmediği, sadece teslim edildiği, listenin 10, 11, 12, 13, 14, ve 15. sıralarındaki varlıkların araç-ekipman olmadığı ve fazlası ile sahada olduklarından bedelinin güncellenmemesi gerektiği, araç-ekipmanın ekonomik ömrünü tamamlamadığı gözetilerek bedelin indirilmesi veya araç-ekipmanın davacıya devrinin gerekli olduğu iddia edilmiş ise de; imtiyaz sözleşmesinde, sözleşme süresi sonunda davacı tarafından EKAY tesisleri ile EKAY ek tesislerinin, makine ve ekipmanın her türlü borçtan âri, bakımlı, kullanılabilir durumda davalı idareye teslim edileceği, davalı idare tarafından yükleniciye teslim edilecek olan ve sözleşme eki araç ve ekipman bedel tespit listesinde...
aracın satışının iptali ile, dava konusu aracın satışının iptali ile mülkiyetinin müvekkiline ait olduğunun tespitini aracın müvekkiline iadesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıdan alınarak taraflarına verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece, tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemlerine ilişkindir. Taşınmaz mülkiyetinin kazınılması tescil ile olur. Mülkiyetin naklini sağlayan sözleşmelerin de resmi biçim koşuluna uygun olarak yapılması gerekir (TBK m. 237). Ancak, miras payının mirasçılar arasında devri için yazılı sözleşmenin bulunması yeterlidir (TMK m. 677) Somut uyuşmazlıkta, dava konusu taşınmazlardaki paylar davalı tarafından 21.03.1990 ve 05.05.2013 tarihlerinde satınalma yoluyla edinilmiştir. Davacı ile davalı arasında mülkiyetin kazanılmasını sağlayacak resmi biçimde düzenlenmiş bir sözleşme bulunmamaktadır. Ayrıca miras paylarının devrini içeren yazılı bir anlaşma da sunulmamıştır. Bu nedenle, dava konusu taşınmazların mülkiyetinin naklini sağlayacak taraflar arasında bir sözleşme bulunmaması nedeniyle davanın reddi gerekir....
oldukları, davacının öncelikle dava konusu aracı davalıya iade ederek, araç için ödemiş olduğu bedelin iadesini isteyebileceği, davacının dava konusu aracı davalıya iade yükümlülüğü olduğu halde iade etmediği, davacı aracı teslim etmeden ödemiş olduğu bedelin iadesini istediği ve bu bedel için icra takibinde bulunduğu, kendi edimini yerine getirmeden davalıdan araç bedelinin iadesini istediği anlaşılmakla davanın ve davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir....
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, araç mülkiyetinin tespiti talebine ilişkindir....
Açıklandığı gibi, geçerli bir sözleşme bulunmadan gerçekleştirilen zilyetlik devri de motorlu araç mülkiyetini geçirmeyeceğinden, zilyetliği devralan üçüncü kişi, iyiniyetli olsa dahi, aracın mülkiyetini kazanamaz (Özçelik, B., s. 847). 32. Kanun’un açık hükmü karşısında, trafik sicilinde kayıtlı araçların satımına ilişkin bir sözleşmenin hukuki sonuç doğurabilmesi için o sözleşmenin KTK’nın 20/d maddesi gereğince resmî biçimde yapılması bir geçerlilik koşuludur. Anılan hüküm ile kanun koyucu bir aracın mülkiyetinin geçişi için noterde resmî bir sözleşme yapılmasını zorunlu kılmakla, tarafların iradelerinin ancak yasada öngörüldüğü biçimde birleşmeleri durumunda bir değer ifade edebileceğini, aksi hâlde sonuç doğurmayacağını ve geçersiz olduğunu düzenleme altına almak istemektedir. 33....