araç ve demirbaş bedeli olarak ödediği paranın iadesi için başlatılan takibe yapılan İtirazın iptali istemine ilişkin olup yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere davacı taraf, acentelik sözleşmelerinin feshi sonrasında sözleşme gereğince kendisine devredilmesi gereken araç ve demirbaşların devredilmediğini ileri sürmüş, mahkemece ise acentelik sözleşmelerinin davalı tarafça haklı nedenle feshedildiği, ancak acentelik sözleşmesi ile ona ekli protokol ve sözleşmelerde öngörülen bedellerin davacı tarafından davalıya ödendiği, dolayısıyla davacının bu miktarda alacağının bulunduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur....
KARAR Davacı, yabancı uyruklu olup Türkiye’de yaşadığını, araç almak istediğini, yabancı uyruklu olmasından dolayı alım satım işlerinin uzun ve sorunlu olacağı düşüncesiyle, ...plaka sayılı aracı 17.12.2007 tarihinde yetkili bayiden davalı adına satın aldığını, aracın parasını bizzat kendisi ödediğini, taraflar arasında aracın mülkiyetinin kendisine ait olup tarafından kullanılacağı ve talep halinde devrinin üzerine yapılacağı, yapılmaz ise araç bedelinin ödeneceği hususunda inanç sözleşmesi yapıldığını, bir müddet sonra aracın devrini alma isteğini ihtar ile karşı tarafa bildirdiğini, ancak ihtar gereğinin yerine getirilmediğini belirterek araç bedeli olan 33.674,30TL’nin yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemiş; birleşen davası ile de, aracın mülkiyetinin aidiyeti ile taraflar arasında aktedilen sözleşmenin 7.maddesinde belirlenen cezai şartın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....
nün şahsına 40.000-50.000 TL değerinde bir araç alınacaktır.” şeklindeki sözleşme hükmünün borçların ödenmesi ile ilişkilendirilmediği, borçların ödenmesi şartına bağlanmadığı, söz konusu davacının şahsına araç alınacağına ilişkin sözleşme hükmünün davalı tarafça yerine getirilmediği, yani davacı adına araç alınmadığı, sözleşme tarihi itibarıyla ... davalı şirketin yetkilisi olması itibarıyla şirket adına borçlanma yetkisinin bulunduğu gerekçesiyle, şirket hissenin devrine yönelik davanın reddine, araç değeri alacağına ilişkin talebin kabulüne, 50.000,00 TL'nin dava tarihi olan 20/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir....
ATM'nin 28.06.2010 tarihli kararıyla müvekkili şirkete kayyım tayin edildiğini, müvekkili şirketin faaliyet alanının taşınır ve taşınmaz malların Finansal Kiralama Kanununa uygun olarak kiralamaktan ibaret olmasına rağmen müvekkili şirketin önceki yöneticilerinin ... plaka sayılı aracı davalıya finansal kiralama süresi dolmadan önce kati satış sözleşmesiyle sattıklarını, davalı ile satışı yapan müvekkil şirketin eski yöneticileri arasında iş ortaklığının bulunduğunu, ayrıca Finansal Kiralama Kanunu uyarınca finansal kiralama sözleşmesinin kiracının ikametgahı noterindeki özel sicile kayıtlı olduğunu, bu sebeplerle davalının iyiniyetli olmadığını, kaldı ki, genel kurul kararının da mahkeme kararı ile iptali sebebiyle de satışın geçersiz olduğunu belirterek, kati satış sözleşmesinin iptalini ve aracın mülkiyetinin müvekkili şirkete ait olduğunun tespitini, aracın mülkiyetinin davalı tarafından 3. kişiye devri halinde yapılan satışın geçersizliğinin tespiti ile aracın tespit edilecek rayiç...
Bu gibi taşınmazlarda zilyetliğin devri geçerlidir. Fakat, ne ilk zilyet ne de zilyetliği devralan kişi taşınmazın maliki değildir. Türk Medeni Kanununun 705. maddesinin 2. fıkrasında sayılan ayrık durumlar hariç maddenin 1. fıkrasına göre taşınmaz mülkiyetinin kazanılması ancak tescil ile olur. Bu bakımdan tapusuz taşınmazların satış vaadinde bulunulması Borçlar Kanununun 213. maddesi anlamında bir satış vaadi değildir. Eğer tapusuz bir taşınmazın satış vaadine dair sözleşme yapılmışsa bu sözleşme ile vaat alacaklısına her halde zilyetlik hakkının devri vaadinde bulunulduğu düşünülebilir. Bu şekilde zilyetliğin devri şekil koşuluna bağlı olmaksızın geçerli olduğundan zilyetliği devralan kişi tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz için ferağa icbar suretiyle tescil talebinde bulunamaz ise de eklemeli zilyetlikten yararlanma koşulları varsa ancak Türk Medeni Kanununun 713. maddesine dayanarak tescil davası açabilir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin eski yöneticilerince, finansal kiralamaya konu olan... plakalı aracın finansal kiralama sözleşmesinin süresi dolmadan kati satış sözleşmesi ile 100 TL bedelle davalıya satıldığını, araç satışının müvekkili şirketin faaliyet alanı dışında olduğunu, söz konusu satış işleminin geçersiz olduğunu ileri sürerek, finansal kiralamaya konu araca ilişkin yapılan kati satış sözleşmesinin iptali ile ... plakalı aracın mülkiyetinin müvekkili şirket adına tespitine, aracın mülkiyetinin davalı tarafından üçüncü şahsa devri halinde, yapılan satışın geçersizliğinin tespiti ile aracın tespit edilecek rayiç bedelinin şimdilik 10.000,00 TL'sinin davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....
Hemen belirtmek gerekir ki 18.10.2003 tarihli sözleşme 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 20/d maddesi gereğince resmi şekilde yapılmadığı için geçersiz olduğu gibi noterde düzenlenen motor sözleşmesi de anılan yasa anlamında motorlu araç satışı niteliğinde değildir. Kural olarak motorlu aracın satışına ilişkin sözleşme geçersiz ise, herkes verdiğini sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca aynı anda iade etmekle yükümlüdürler. Ne var ki davacı kendine ait aracın mülkiyetinin devredildiğini belirttiği gibi ... plaka sayılı araçla ilgili noterde düzenlenen 23.12.2003 tarihli kati satış sözleşmesinden de söz etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Davacı, davalının sahip bulunduğu ... ve ...Bakım Evinin işletme hakkını bir sözleşme uyarınca devraldığını, bakiye borçları için senetler düzenlenerek davalıya verildiğini ve davalının tam bir güvenini sağlamak için de davacıya ait 696 parsel numaralı taşınmazın ödemenin bitmesine kadar teminat olarak davalıya temlik ettiğini, .... ve... Bakım Evinin devri ile ilgili ödemeler konusunda yanların uyuşmazlığa düştüğünü, bu nedenle sözleşme devri ile ilgili ödenmeyen borç miktarının yargı yolu ile tespitini isteyerek bedeli ödemeye hazır olduğunu, ödeme mahalli tevdiine karar verilmesini ve yapacağı ödeme ile birlikte güvence olarak 696 parsel numaralı taşınmazın davalı uhtesinde kalması için gerekli hukuki neden de kalmayacağı için bu taşınmazın mülkiyetinin kendisine geri çevrilmesini istemiştir....
Ayrıca, miras taksim sözleşmelerinde, sözleşme tarihinden sonra tüm mirasçıların ya da sözleşmede hak iddia eden tarafın katılımı ile elbirliği mülkiyetinin, müşterek mülkiyete çevrilmesi durumunda sözleşmeden dönüldüğünün kabulü gereklidir. Bir başka deyişle mirasçılar arasındaki miras payının devri, kural olarak elbirliği şeklinde mülkiyet devam ettiği sürece olanaklıdır. Bir mirasçının, miras payını diğer bir mirasçıya devretmesi halinde, miras payını devralan mirasçı elbirliği şeklindeki mülkiyet devam ederken miras payının devri sözleşmesine dayanarak iptal tescil isteğinde bulunabilir. Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesinden sonra mirasçılar arasındaki miras payının devri sözleşmesi hükümsüz hale gelir....
Ayrıca, miras taksim sözleşmelerinde, sözleşme tarihinden sonra tüm mirasçıların ya da sözleşmede hak iddia eden tarafın katılımı ile elbirliği mülkiyetinin, müşterek mülkiyete çevrilmesi durumunda sözleşmeden dönüldüğünün kabulü gereklidir. Bir başka deyişle mirasçılar arasındaki miras payının devri, kural olarak elbirliği şeklinde mülkiyet devam ettiği sürece olanaklıdır. Bir mirasçının, miras payını diğer bir mirasçıya devretmesi halinde, miras payını devralan mirasçı elbirliği şeklindeki mülkiyet devam ederken miras payının devri sözleşmesine dayanarak iptal tescil isteğinde bulunabilir. Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesinden sonra mirasçılar arasındaki miras payının devri sözleşmesi hükümsüz hale gelir....