"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, Tehdit Hüküm : TCK'nın 106/1-1. cümle, 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi, TCK'nın 53, 58/9; TCK'nın 314/3 ve 220/6 maddeleri delaletiyle 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi, TCK'nın 220/6, 53, 58/9. maddeleri uyarınca mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: 1-Müştekinin hayat dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit ettiği iddia ve kabul olunan sanığın, söz konusu suçu silahlı terör örgütü adına gerçekleştirip gerçekleştirmediği yeterli gerekçe ile tartışılıp değerlendirilmeden, silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan mahkumiyetine karar verilmesi ve tehdit suçundan tayin olunan cezada 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi uyarınca artırım yapılmak suretiyle fazla ceza tayini, 2-Kabul ve uygulamaya göre de; a-Örgüt adına suç işleme suçundan öncelikle temel ceza tayin edilip...
TMK'nın 163. maddesine göre; Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenmezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir. TMK'nın 166/1 maddesine göre: Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden herbiri boşanma davası açabilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma HÜKÜM : TCK'nın 155/2, 62/1, 52/2-4, 53/1. maddeleri gereği mahkumiyet Hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma suçundan sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmü sanık müdafi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü; Sanığın, 5237 sayılı TCK'nın 43/1. maddesi kapsamında, 2009-2012 yılları arasında aynı suç işleme kararıyla Kanun'un aynı hükmünü değişik zamanlarda birden fazla kez ihlal ederek haksız menfaat temin etmiş olması karşısında, zincirleme suç hükümlerinin uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmesi, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır....
Hukuk Dairesinin 2020/3065 E.- 2020/4678 K. sayılı kararı ile hükmün kaldırılmasına karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, aynı nedene dayalı olarak boşanma davası açılamayacağı hususuna rağmen davalı tarafın davacıya karşı tehdit ve hakaret eylemleri nedeniyle Giresun 3....
kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisine göre cezanın en fazla (1/2) oranında artırılmasının öngörülmüş olması karşısında, mağdur hakkında düzenlenen adli raporda vücudundaki kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisinin hafif (1.) derece olduğunun belirtilmesine rağmen, TCK'nin 3. maddesine göre orantılılık ilkesine aykırı olarak sanıkların cezasında (1/3) oranında artırım yapılması suretiyle fazla ceza tayini, c)Sanık ... hakkında kurulan hükme ilişkin olarak; sanıkların aynı suç işleme kararının icrası kapsamında iştirak halinde eylemlerini gerçekleştirmeleri nedeniyle TCK'nin 86/1. maddesine göre temel ceza belirlendikten sonra, sanık ... hakkında 86/3-e maddesi gereğince artırım yapılması gerektiği gözetilmeyerek eksik ceza tayin edilmesi, Kabule göre de; ç)Sanık ... hakkında kurulan hükümde 5237 sayılı TCK'nin 86/1 ve 87/3. maddelerine göre belirlenen 2 yıl 8 ay hapis cezasının TCK'nin 62/1. maddesine göre (1/6) oranında indirilmesi sırasında "2 yıl 2 ay 20 gün" hapis...
da meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesince tanzim olunan 01/11/2014 tarihli raporda, müştekide kemik kırığı bulunduğunun ifade edildiği ve fakat söz konusu kırığın hayat fonksiyonlarına etki derecesinin belirtilmediği, adli tıp kriterleri açısından kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisinin hafif (1), orta (2-3), ağır (4-5-6) derece şeklinde sınıflandırılması ve 5237 sayılı TCK'nin 87/3. maddesinde kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisine göre cezanın en fazla (1/2)'ye kadar artırımının öngörülmüş olması karşısında, katılan hakkında düzenlenen bahse konu adli raporun hüküm kurmaya elverişli bulunmadığı dikkate alınarak, en yakın Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğünden alınacak yeni rapor ile kırığın derecesinin belirlenmesi ve raporun sonucuna göre orantılı şekilde cezanın belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 2) Sanık hakkında, üzerine atılı kasten yaralama suçunu kamu görevlisine karşı yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle işlediğinin...
Bu durumlarda eylemlerin gerçekleş- tirildiği yer ve araya giren zaman aralığı, yeni bir suç işleme kastı fiili kesintinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti açısından önem arz etmektedir. Bu bilgiler ışığında sanıklar ...'un değişik yer ve zamanlarda piyasaya sahte para sürme şeklindeki eylemlerinin birden fazla suç oluştur- masına karşın yazılı şekilde tek suçtan hüküm kurulması ve sanıklar hakkında temel ceza tayin edilirken gerekçesi gösterilmek suretiyle adli para cezasına esas alınan birim gün sayısı alt sınırdan uzaklaşılarak belirlendiği halde, hapis cezasının alt sınırdan tayini aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır....
Öğretideki görüşler de dikkate alınarak müşterek faillik için iki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir: 1-Failler arasında birlikte suç işleme kararı bulunmalıdır. 2-Suçun işlenişi üzerinde birlikte hakimiyet kurulmalıdır. Müşterek faillikte, birlikte suç işleme kararının yanısıra fiil üzerinde ortak hakimiyet kurulduğu için herbir suç ortağı 'fail' konumundadır. Fiil üzerinde ortak hakimiyetin kurulup kurulmadığının belirlenmesinde suç ortaklarının suçun icrasında üstlendikleri rolleri ve katkılarının taşıdığı önem gözönünde bulundurulmalıdır. Suç ortaklarının suçun işlenmesinde yaptıkları katkının diğerinin fiilinin tamamladığı durumlarda müşterek faillik sözkonusu olacaktır. Buna göre her müşterek fail suçun icrasına ilişkin etkin, fonksiyonel bir katkıda bulunmaktadır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafça terditli olarak ikame edilen suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme özel nedeni ile açılan boşanma davasının feragat nedeni ile reddine karar verilmiş; davacı tarafça ikame edilen evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı dava yönünden yapılan değerlendirmede; davacı tanıklarının beyanlarının görgüye dayalı olmadığı, ayrıca dava dilekçesinin 9. paragrafında bu olaylar nedeniyle davacı asilin ayrılmayı düşündüğünü, ancak ortak çocuk Buğlem'in yaşının küçük olduğu ve davalının borçlar ödenince düzeleceğine inandığı belirtmesi karşısında söz konusu iddia her ne kadar dava konusu yapılmışsa da; dava dilekçesindeki söz konusu iddiaların geçtiği belirtilen tarihlerde nazara alındığında bu hususların davacı tarafından affedilmiş yahut en azından hoşgörü ile karşılanmış sayılacağı belirtilerek davacı kadının sübut bulmayan evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı...
Bu nedenle, kamuya açık alanda bulunulması, bu alandaki her görüntü veya sesin dinlenilmesine, izlenilmesine, kaydedilmesine, sürekli ve izinsiz olarak elde bulundurulmasına rıza gösterildiği anlamına gelmez. Kamuya açık alanda bulunulduğunda dahi, “kalabalığın içinde dikkat çekmezlik, tanınmazlık, bilinmezlik” prensibi geçerli olup, kamuya açık alandaki kişinin, gün içerisinde yaptıkları, gittiği yerler, kiminle niçin, nasıl, nerede ve ne zaman görüştüğü gibi hususları tespit etmek amacıyla sürekli denetim ve gözetim altına alınması sonucu elde edilmiş bilgileri ya da onun başkalarınca görülmesi ve bilinmesini istemeyeceği, özel yaşam alanına girdiğinde şüphe bulunmayan faaliyetleri özel hayat kavramı kapsamına dahildir; ancak, süreklilik içermeyen ve özel yaşam alanına dahil olmayan olay ve bilgiler ise bu kapsamda değerlendirilemez....