Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 15.10.2009 gün ve 2009/48 Esas, 2009/925 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü: Mağdurenin aşamalardaki beyanları, hts raporları ve tüm dosya kapsamından, sanığın aynı suç işleme kararı kapsamında telefonla farklı zamanlarda birden fazla arayarak mağdureye yönelik cinsel taciz içerikli sözler sarfettiği halde cezasının TCK.nın 43/1. maddesi gereğince artırılmaması, aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır. Delillerle iddia ve savunma, duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan sanık müdafiin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 17.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece verilen ilk hükmün, davacı-karşı davalı erkeğin temyizi üzerine, Dairemizin 13.06.2016 tarihli ilamı ile" kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratıldığı, tefhim edilen ve duruşma tutanağına geçirilen hüküm sonucu ile gerekçeli karar arasındaki aykırılığın diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olduğu, 10.04.1992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek yeniden karar oluşturulması gerektiği "sebebiyle bozulmasına karar verilmiş, bozma sebebine göre karşılıklı açılan boşanma davaları hakkında yeniden hüküm tesis edileceği için erkeğin sair temyiz itirazları da incelenmemiştir....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 24/03/2021 NUMARASI : 2020/158 ESAS - 2021/255 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükme karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere mahkememize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin sarsılması, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocukların velayetlerinin müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini, boşanmaya karar verilmesi halinde müşterek çocuklar Şeref ve Eraycan'ın velayetlerinin müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmitşir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı erkek tarafından kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar, velayet ve nafakalar yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise erkeğin kabul edilen davası, kendi davasında zina ve pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış sebebiyle hüküm kurulmaması, yoksulluk nafakasının reddi ve tazminat ile nafakaların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı-birleşen davacı kadın dava dilekçesinde zina sebebi ile (TMK. md. 161) olmadığı takdirde pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış sebebi ile (TMK. md.162) bu da olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine (TMK. md. 166/1) dayalı olarak boşanmaya karar verilmesini talep ederek, terditli dava açmıştır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Bilişim sistemlerinin banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık HÜKÜM : Mahkumiyet 5237 sayılı TCK'nin 43/1. maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla kanunun aynı hükmünü değişik zamanlarda birden fazla kez ihlal ederek mağdurdan haksız menfaat temin etmiş olması karşısında, sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmayarak eksik ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından; bozma sebebi yapılmamış, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında Anayasa Mahkemesini 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür....

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Tefecilik yapma Hüküm : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelendi; Karar başlığında hatalı olarak gösterilen suç tarihinin, suça konu eylemlerin en son gerçekleştirme tarihi olan 31.12.2008 olarak gösterilmemesi mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür. Sanığın üzerine atılı sübutu kabul edilen eylemlerin aynı suç işleme kararının icrası kapsamında değişik tarihlerde işlenmesi nedeniyle hakkında TCK'nın 43/1. maddesi gereğince zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamış, 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının; Anayasa Mahkemesi'nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı gözetilerek infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüştür....

            Asliye Ceza Mahkemesi) SUÇ : Fuhuş HÜKÜM : Mahkûmiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın oluşu kabul edilen fuhuş eyleminin mağdur sayısınca suç teşkil edeceği gözetilmeden, yazılı şekilde tek suçtan hüküm kurulması ve sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında mağdurelerin birden fazla kez fuhuş yapmasına aracılık etmesi eylemlerinin TCK.nın 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasını gerektirdiği gözetilmeden eksik ceza tayini, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, hüküm fıkrasında gözaltında ve tutuklulukta geçen sürelerin TCK.nın 63. maddesi gereğince mahsubuna karar verilmemiş ise de; bu husus infaz aşamasında re'sen göz önünde bulundurulacağından bozma sebebi yapılmamış, ayrıca mağdurların isimlerinin gerekçeli kararda gösterilmemiş olması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası kabul edilmiştir....

              Davacı boşanma kararının kesinleşmesinden sonra temyize konu davayı açmış ve davalıdan maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası talebinde bulunmuştur. Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. TMK.md.178) Davacının maddi ve manevi tazminat talebi, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra Türk Medeni Kanununun 178. maddesi uyarınca talep edilmiştir. Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden sonra açılan, boşanmanın fer'i niteliğindeki tazminat taleplerinin değerlendirilmesinde esas alınacak kusur boşanma davasında belirlenen ve boşanma sebebi olarak kabul edilmiş olan kusurdur. Davacının, boşanma davasında dayanmadığı yeni vakıalara dayanması, bunlara ilişkin delil göstermesi, bu delillerin toplanması ve boşanma sebebi olarak boşanma kararında kabul edilmeyen, davalının kusurlu davranışlarına dayanarak boşanmadan sonra nafaka ve tazminata hükmedilmesi mümkün değildir....

                Ancak; Sanık ile mağdure evli iken, mağdurenin Almanya'da yaşayan ... isimli kişi ile ilişkisinin olduğu, boşanma davası öncesi ve sonrası sanığın bu ilişkiden haberdar olmadığı, ancak boşanma kararı verilmesinden sonra, ... isimli kişinin, sanığın boşandığı eşi olan mağdure ile ilişkisi olduğuna ilişkin bilgileri cep telefonunda söylediği ve ilişki görüntülerini sanığa gönderdiği, sanığın bu ilişkiden haberdar olur olmaz olayın meydana getirdiği üzüntü ile durumunu mağdureye ilettiği ve dava konusu şantaj eylemini gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında, olayın çıkış sebebi ve gelişmesi değerlendirilerek,sanık hakkında TCK'nın 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükmünün uygulanma imkanının tartışılmaması, Kanuna aykırı, sanık ...'...

                  nin yapılan yargılaması sonunda; atılı suçtan mahkûmiyetine dair Silivri Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 12.04.2013 gün ve 2013/35 Esas, 2013/77 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık ve müdafii ile Cumhuriyet Savcısı tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın, mağdureye karşı aynı suç işleme kararıyla değişik zamanlarda cinsel istismar suçunu işlediği halde hakkında TCK.nın 43. maddesinin uygulanmaması ve suçu velâyet hakkını kötüye kullanarak işlemesi karşısında, TCK.nın 53/5. fıkrasının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır....

                    UYAP Entegrasyonu