Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi 5237 sayılı TCK'nin 43/1. maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla kanunun aynı hükmünü değişik zamanlarda birden fazla kez ihlal ederek mağdurdan haksız menfaat temin etmiş olması karşısında, sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmayarak eksik ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından; bozma sebebi yapılmamış, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında Anayasa Mahkemesini 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Suça sürüklenen çocuk ... hakkında hükmedilen 2 yıl 9 ay hapis cezası bakımından, suça sürüklenen çocuklar hakkında TCK’nın 51. maddesi gereği erteleme hükümlerinin uygulanma sınırı 3 yıl olduğu halde, ceza süresi açısından ertelenmediğine ilişkin yanlış gerekçe kurulmuş ise de, suça sürüklenen çocuk hakkında iş yeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından hükmedilen hapis cezalarının ertelenmeme gerekçesinde “suça sürüklenen çocuğun adli sicil kaydı itibariyle hakkında daha önce mahkumiyet kararları verilmiş olması, suç işleme hususundaki olumsuz eğilimi” gerekçesiyle yeniden suç işlemekten çekineceği hususunda olumlu kanaat oluşmadığının belirtilmesi karşısında bu husus bozma sebebi yapılmamış, tebliğnamede bu yöndeki görüşe iştirak edilmemiştir....

      Ancak; Aynı suç işleme kastı ile hareket eden suça sürüklenen çocuk ... hakkında hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde, suça sürüklenen çocuk ... hakkında herhangi bir teşdit sebebi ve farklı uygulamanın gerekçesi gösterilmeden hapis cezasının alt sınırın üzerinde belirlenmesi suretiyle hükümde çelişkiye neden olunması, Bozmayı gerektirmiş suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile suça sürüklenen çocuğun ceza süresi dikkate alınmak suretiyle 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın korunmasına, 17/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı "aynı" boşanma davasında birden çok hukuki sebebe dayanarak öncelikle Türk Medeni Kanunu m.161 (zina sebepli) olmadığı takdirde, Türk Medeni Kanunu m.166/1'de gösterilen hukuki sebeple boşanma isteminde bulunmuştur. Öncelikle özel boşanma sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasında, özel boşanma sebebi değerlendirilmeden, genel boşanma sebebine (TMK m.166/1) dayalı olarak karar verilmesi mümkün değildir. Zira, hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup (HMK m.26), davacının öncelikli talebinin esastan reddine karar vermedikçe, ikincil talebini inceleyemez ve hükme bağlayamaz....

          Davacı-karşı davalı kadın dava dilekçesinde hayata kast, pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış sebebine (TMK m.162) dayalı olarak boşanmaya karar verilmesini talep etmiş, mahkemece evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/2) hukuksal sebebine dayalı olarak boşanma kararı verilmiştir. Özel boşanma sebebine dayalı olarak açılan davada genel boşanma sebebiyle (TMK m.166/2) boşanma kararı verilemez. O halde mahkemece, davacı-karşı davalı kadının boşanma davasında, delillerin özel boşanma (hayata, kast, pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış) sebebi yönünden değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/2) sebebi ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

            GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2013 yılında evlendiklerini ve bu evliliklerinden müşterek bir kız çocuklarının olduğunu, davalının evlilik devam ederken hırsızlık suçu işlediğini ve bu suç nedeni ile hükümlü olduğunu, davalının bu eylemi nedeni ile davacının ve ailesinin çok zor durumda kaldığını, kimsenin yüzüne bakamaz olduklarını ileri sürerek TMK'nun 163. m.sine göre küçük düşürücü suç işleme hukuksal nedenine dayalı olarak tarafların boşanmalarına, müşterek çocuk 2013 d.lu Elif'in velayetinin davacıya verilmesine, çocuk yararına aylık 500 TL tedbir-iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA : Davalının hükümlü olduğu anlaşılmakla vasi tayinine ilişkin İskenderun 2....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece verilen ilk hükmün, taraflarca temyizi üzerine, Dairemizin 23.01.2018 tarihli ilamı ile "kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratıldığı, tefhim edilen ve duruşma tutanağına geçirilen hüküm sonucu ile gerekçeli karar arasındaki aykırılığın diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olduğu, 10.04.1992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek yeniden karar oluşturulması gerektiği" sebebiyle bozulmasına karar verilmiş, bozma sebebine göre karşılıklı açılan boşanma davaları hakkında yeniden hüküm tesis edileceği için tarafların sair temyiz itirazları da incelenmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla bu ilam doğrultusunda işlem yapmak gereklidir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma HÜKÜM : Beraat Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan, sanığın beraatine ilişkin hüküm O yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Avukat olan sanığın, adli yardım sebebi ile müştekinin eşi aleyhine boşanma davası açtığı, Çorlu Aile mahkemesi’nin 2009/651 E., 2010/357 K. sayılı ilamı ile müşteki lehine nafaka ve tazminat alacaklarına hükmedildiği, sanığın bunun üzerine Çorlu 2....

                GEREKÇE Ele geçen sahte para miktarı, meydana gelen zararın ağırlığı ve suç işleme kastının yoğunluğu gözetilerek temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi suretiyle sanık hakkında eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Tekerrüre esas adli sicil kaydı bulunan sanık hakkında, 5237 sayılı Kanun'un 58. maddesinde düzenlenen hükümlerin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. 1.Dosya kapsamında yer alan, mağdur beyanları, 18.10.2015 tarihinde düzenlenen teşhis tutanakları, rızaen teslim tutanakları ile T.C. Merkez Bankasının 02.11.2015 tarihli raporu dikkate alındığında, sanığın, sahte olarak üretilmiş paraları piyasaya sürdüğü anlaşılmakla, suç işleme kastının bulunmadığına yönelik temyiz sebebi yerinde görülmemiştir. Mahkemece, sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır. 2....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma-Ziynet ve Eşya Alacağı Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı (koca) tarafından; her iki boşanma davası, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı, 2.9.2010 tarihli cevap dilekçesiyle "evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle" açtığı karşı boşanma davasını, 22.4.2011 tarihinde ıslah etmiş, ıslahla hukuki sebebi değiştirerek boşanma talebini "terk" (TMK.m.164) sebebine dayandırmıştır....

                    UYAP Entegrasyonu