Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Boşanma veya evliliğin iptaline ilişkin kararlarda; tarafların Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi, baba ve ana adları ile kadının evlenmeden önceki soyadı ve aile kütüğünde kayıtlı olduğu yer bilgileri ile evlilik içinde doğmuş çocuklar ve bunların kimlik bilgilerine yer verilmesi zorunludur (5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu m. 27 HMK m. 297/1-b). Mahkemece; hükümde tarafların doğum yeri ve tarihi, baba ve ana adları ile kadının evlenmeden önceki soyadı ve aile kütüğünde kayıtlı olduğu yer bilgilerine yer verilmemiştir. İnfazda duraksamaya yol açacak şekilde, Nufüs Hizmetleri Kanununun 27. maddesi hükmüne aykırı hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

    nin soyadının kendi soyadı olan....olarak değiştirilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı ... dava dilekçesinde, boşanma nedeniyle velayeti altındaki kızı ...'nin soyadının kendi soyadı olan .... olarak değiştirilmesini talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava boşanma sonucu velayeti kendisine bırakılan annenin çocuğunun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi istemine ilişkindir. Somut olayda Türk Medeni Kanununun velayet hükümleri uygulanacağından ve Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen içtihatlara (HGK.'...

      Köyü 38, 644 ve 801 parsellerin sicil kayıtlarında murisin soyadı ve baba adının sehven yazılmadığını, yine miras bırakanı ... 'ın da 644 sayılı parselde paydaş olduğunu, ancak onun da soyadının sicile yazılmadığını ileri sürerek, 38, 644 ve 801 parsellerin tapu kaydında soyadı ve baba adı bulunmayan 'in soyadının baba adının ise ... olarak; 644 parselde ise soyadı bulunmayan ...'nin soyadının ... olarak yazılması suretiyle belirtilen yanlışlıkların nüfus kaydına uygun olarak düzeltilmesi isteğinde bulunmuştur. İlgili Tapu Müdürlüğü, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'nun raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Boşanma veya evliliğin iptaline ilişkin kararlarda; tarafların Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi, baba ve ana adları ile kadının evlenmeden önceki soyadı ve aile kütüğünde kayıtlı olduğu yer bilgileri ile evlilik içinde doğmuş çocuklar ve bunların kimlik bilgilerine yer verilmesi zorunludur (5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu m. 27 HMK m. 297/1-b). Mahkemece; hükümde tarafların doğum yeri ve tarihi, baba ve ana adları ile kadının evlenmeden önceki soyadı ve aile kütüğünde kayıtlı olduğu yer bilgilerine yer verilmemiştir. İnfazda duraksamaya yol açacak şekilde, Nüfus Hizmetleri Kanununun 27. maddesi hükmüne aykırı hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Boşanma veya evliliğin iptaline ilişkin kararlarda; tarafların Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi, baba ve ana adları ile kadının evlenmeden önceki soyadı ve aile kütüğünde kayıtlı olduğu yer bilgileri ile evlilik içinde doğmuş çocuklar ve bunların kimlik bilgilerine yer verilmesi zorunludur ( 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu m. 27 - HMK m. 297/1- b). Mahkemece; hükümde tarafların doğum yeri ve tarihi ile baba ve ana adları ile kadının evlenmeden önceki soyadı ve aile kütüğünde kayıtlı olduğu yer bilgilerine yer verilmemiştir....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...velayet hakkına sahip davacı annenin kendi soyadı ile çocuğun soyadının farklı olmasının çocuğu olumsuz şekilde etkilediğini ve babanın çocuğu ile ilgilenmediğini ileri sürerek çocuğun soyadının kızlık soyadı olan "Dağ" olarak değiştirilmesini talep ettiği, ortak çocuk T4 01/07/2016 doğumlu olup çocuğun mevcut soyadının gülünç veya başkaca bir şekilde çocuğun yaşamında zorluk yaşatacak şekilde olmadığı, çocuğun soyadının annenin kızlık soyadı ile değiştirilmesinde haklı ve meşru nedenlerin ispatlanamadığı ve çocuğun üstün yararının bulunduğunun kanıtlanamadığı, davacı annenin 2020 yılında ikinci bir evlilik yaptığı ve davacı annenin hali hazır soyadının evlilikten dolayı "Dağ Sönmez" olduğu, küçüğün soyadının değiştirilmesi halinde dahi çocuğun ne anne ne de baba ile aynı soyadı taşımayan bir soyada sahip olacağı, bu durumun ise çocuk açısından daha sıkıntılı durumlara neden olabileceği ve çocuğun menfaatini zedeleyeceği kanaatine varılmış...

            Davacı dava dilekçesinde özetle; velayeti kendisine verilen müşterek çocuk T4 nun, okul hayatında ve sosyal çevresinde arkadaşları tarafından soyadı ile dalga geçildiğini, Demo soyadının taşıdığı anlam itibariyle senin aslın nerede, yeni sürümün nerde gibi birçok farklı şekilde alay konusu yapıldığını, çocuğun büyümesiyle beraber bu durumdan rahatsız olmaya başladığını, alaya alınma durumunun psikolojisini bozduğunu, derslerini etkilediğini, bu sebeple soyadının değiştirilmesinin zorunlu hale geldiğini, Demo olan soyadının, kendisinin baba kızlık soyadı olan UYAR ile değiştirilmesini talep ve dava etmiştir. İstanbul Anadolu 13.Asliye Hukuk Mahkemesince ; "Görüldüğü gibi, çocuk soyadını; doğumla, soybağının kurulmasıyla, evlat edinme yoluyla ve idari yolla kazanmaktadır....

            Ad ve soyadı kişiliğin ayrılmaz bir öğesidir. Kişi bununla anılır ve tanımlanır. Ad veya soyadı niteliği gereği onu taşıyan kişi tarafından benimsendiğinde anlam taşır. Adını benimsemeyen kişiliği ile özdeşleştirmeyen kimsenin, adını değiştirmek istemesi en doğal hakkıdır. Böyle bir durumda, ad ve soyadı değiştirme istemlerini içeren davalarda davacının tercih ve arzusunun ön planda tutulması ve öncelikle dikkate alınması gerekir. Türk Medeni Yasasının öngördüğü "haklı neden" bu kapsam içinde değerlendirildiğinde hakimin bu konudaki takdiri; ileri sürülen nedenin ve yeni alınmak istenen ad veya soyadının toplum değerlerine ve yasanın buyurucu kurallarına ters düşmeyen, özellikle başkalarına veya çevreye zarar vermeyen, incitmeyen nitelikte bulunduğunun saptanmasıyla sınırlı olmalıdır....

            Aile Mahkemesinin 28.12.2018 tarihli ilamı ile "Alınan sosyal inceleme raporu dikkate alındığından çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilmesi nedeniyle çocuğun üstün yararı bakımından ruhsal gelişimini olumsuz yönde etkileyeceği tespit olunmadığı gibi dinlenen tanık beyanları ile de çocuğun soyadının anne soyadı ile değiştirilmesinin çocuğun üstün yararına olabileceği, evlilik birliğinin sona ermesiyle kendisine velâyet hakkı tevdi edilen annenin kendi soyadı ile değiştirilmesini engelleyen yasal bir düzenlemenin bulunmadığı ve söz konusu değişikliğin çocuğun üstün yararına da aykırı olmadığı, çocuğun soyadı değişmekle kişisel durumun değişmeyeceği" gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, bu karar üzerine davalı-karşı davacı baba tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş, ... Bölge Adliye Mahkemesi 2....

              Dava Evlilik birliği dışında doğan küçük Helin'in babasının tanımasıyla kazandığı "Kurşunoğlu" soyadının velayet hakkı kapsamında annenin kızlık soyadı olan "Gülseven" soyadı ile değiştirilmesi istemine ilişkin olup velayet hakkına dayanılarak açılmıştır. Başka bir ifade ile, soyadının değiştirilmesi istenilen Helin ergin kişi değil, çocuktur, davacı annenin velayeti altındadır. Buna göre; taraflar arasındaki uyuşmazlık, evlilik birliği dışında doğan, velayeti annede olan çocuğun, babanın tanımasıyla kazandığı soyadının, davacı annesinin soyadı ile değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı noktasındadır. Çocuğun soyadı TMK'nun soybağının hükümleri başlıklı beşinci ayırımda yer alan 321 ve devamı maddelerinde, velayet hakkı ve kapsamı ise, 6. ayırımda yer alan 335 ve devamı maddelerinde düzenlendiğinden, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi mi, yoksa Aile Mahkemesi mi olduğu hususunun öncelikle çözümlenmesi gerekir....

                UYAP Entegrasyonu