İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...velayet hakkına sahip davacı annenin kendi soyadı ile çocuğun soyadının farklı olmasının çocuğu olumsuz şekilde etkilediğini ve babanın çocuğu ile ilgilenmediğini ileri sürerek çocuğun soyadının kızlık soyadı olan "Dağ" olarak değiştirilmesini talep ettiği, ortak çocuk T4 01/07/2016 doğumlu olup çocuğun mevcut soyadının gülünç veya başkaca bir şekilde çocuğun yaşamında zorluk yaşatacak şekilde olmadığı, çocuğun soyadının annenin kızlık soyadı ile değiştirilmesinde haklı ve meşru nedenlerin ispatlanamadığı ve çocuğun üstün yararının bulunduğunun kanıtlanamadığı, davacı annenin 2020 yılında ikinci bir evlilik yaptığı ve davacı annenin hali hazır soyadının evlilikten dolayı "Dağ Sönmez" olduğu, küçüğün soyadının değiştirilmesi halinde dahi çocuğun ne anne ne de baba ile aynı soyadı taşımayan bir soyada sahip olacağı, bu durumun ise çocuk açısından daha sıkıntılı durumlara neden olabileceği ve çocuğun menfaatini zedeleyeceği kanaatine varılmış...
Davacı dava dilekçesinde özetle; velayeti kendisine verilen müşterek çocuk T4 nun, okul hayatında ve sosyal çevresinde arkadaşları tarafından soyadı ile dalga geçildiğini, Demo soyadının taşıdığı anlam itibariyle senin aslın nerede, yeni sürümün nerde gibi birçok farklı şekilde alay konusu yapıldığını, çocuğun büyümesiyle beraber bu durumdan rahatsız olmaya başladığını, alaya alınma durumunun psikolojisini bozduğunu, derslerini etkilediğini, bu sebeple soyadının değiştirilmesinin zorunlu hale geldiğini, Demo olan soyadının, kendisinin baba kızlık soyadı olan UYAR ile değiştirilmesini talep ve dava etmiştir. İstanbul Anadolu 13.Asliye Hukuk Mahkemesince ; "Görüldüğü gibi, çocuk soyadını; doğumla, soybağının kurulmasıyla, evlat edinme yoluyla ve idari yolla kazanmaktadır....
Aile kütüklerinde de kişinin T.C. kimlik numarası, kişinin adı, soyadı, cinsiyeti, baba ve ana adı ile soyadları, doğum yeri ile gün, ay ve yıl olarak doğum tarihi ve kütüğe kayıt tarihi, evlenme, boşanma, soybağının kurulması veya reddi, ölüm, vatandaşlığın kazanılması veya kaybedilmesi, kişinin kayıtlı bulunduğu il, ilçe, köy, mahalle adı, cilt, aile ve birey sıra numarası, kişisel durumda meydana gelen değişikliler veya yetkili makamlarca yapılan düzeltmeler, medeni hali, yerleşim yeri adresi gibi kişisel bilgiler yer alır. (5490 s.NHK.m.7). Ad ve soyadının değiştirilmesi ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir. Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve tescil olunur. 2525 sayılı Soyadı Kanununa göre taşınması zorunlu önad ve soyadı, Türk Medeni Kanunu'nun 27. maddesi hükmünün kapsamındadır. Kanun, bu hükümde görevli mahkemeyi göstermemiştir....
Ad ve soyadı kişiliğin ayrılmaz bir öğesidir. Kişi bununla anılır ve tanımlanır. Ad veya soyadı niteliği gereği onu taşıyan kişi tarafından benimsendiğinde anlam taşır. Adını benimsemeyen kişiliği ile özdeşleştirmeyen kimsenin, adını değiştirmek istemesi en doğal hakkıdır. Böyle bir durumda, ad ve soyadı değiştirme istemlerini içeren davalarda davacının tercih ve arzusunun ön planda tutulması ve öncelikle dikkate alınması gerekir. Türk Medeni Yasasının öngördüğü "haklı neden" bu kapsam içinde değerlendirildiğinde hakimin bu konudaki takdiri; ileri sürülen nedenin ve yeni alınmak istenen ad veya soyadının toplum değerlerine ve yasanın buyurucu kurallarına ters düşmeyen, özellikle başkalarına veya çevreye zarar vermeyen, incitmeyen nitelikte bulunduğunun saptanmasıyla sınırlı olmalıdır....
Aile Mahkemesinin 28.12.2018 tarihli ilamı ile "Alınan sosyal inceleme raporu dikkate alındığından çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilmesi nedeniyle çocuğun üstün yararı bakımından ruhsal gelişimini olumsuz yönde etkileyeceği tespit olunmadığı gibi dinlenen tanık beyanları ile de çocuğun soyadının anne soyadı ile değiştirilmesinin çocuğun üstün yararına olabileceği, evlilik birliğinin sona ermesiyle kendisine velâyet hakkı tevdi edilen annenin kendi soyadı ile değiştirilmesini engelleyen yasal bir düzenlemenin bulunmadığı ve söz konusu değişikliğin çocuğun üstün yararına da aykırı olmadığı, çocuğun soyadı değişmekle kişisel durumun değişmeyeceği" gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, bu karar üzerine davalı-karşı davacı baba tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş, ... Bölge Adliye Mahkemesi 2....
Dava Evlilik birliği dışında doğan küçük Helin'in babasının tanımasıyla kazandığı "Kurşunoğlu" soyadının velayet hakkı kapsamında annenin kızlık soyadı olan "Gülseven" soyadı ile değiştirilmesi istemine ilişkin olup velayet hakkına dayanılarak açılmıştır. Başka bir ifade ile, soyadının değiştirilmesi istenilen Helin ergin kişi değil, çocuktur, davacı annenin velayeti altındadır. Buna göre; taraflar arasındaki uyuşmazlık, evlilik birliği dışında doğan, velayeti annede olan çocuğun, babanın tanımasıyla kazandığı soyadının, davacı annesinin soyadı ile değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı noktasındadır. Çocuğun soyadı TMK'nun soybağının hükümleri başlıklı beşinci ayırımda yer alan 321 ve devamı maddelerinde, velayet hakkı ve kapsamı ise, 6. ayırımda yer alan 335 ve devamı maddelerinde düzenlendiğinden, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi mi, yoksa Aile Mahkemesi mi olduğu hususunun öncelikle çözümlenmesi gerekir....
Türk Medeni Yasasının öngördüğü "haklı neden" bu kapsam içinde değerlendirildiğinde hakimin bu konudaki takdiri; ileri sürülen nedenin ve yeni alınmak istenen ad veya soyadının toplum değerlerine ve yasanın buyurucu kurallarına ters düşmeyen, özellikle başkalarına veya çevreye zarar vermeyen, incitmeyen nitelikte bulunduğunun saptanmasıyla sınırlı olmalıdır. 2525 Sayılı Soyadı Yasası'nın 3. maddesinde yabancı ırk ve millet isimlerinin soyadı olarak kullanılamayacağı belirtildikten sonra bu kanuna göre çıkartılmış bulunan 2891 Sayılı Soyadı Nizamnamesinin 7. maddesinde “yabancı ırk ve ulus adları soyadı olarak kullanılamaz”, yine aynı Nizamnamenin 5.maddesinde de “yeni takılan soyadları Türk dilinden alınır” hükümlerine yer verilmiştir....
in arasında şahsi ilişki tesisine karar verildiği, ...r'in velayetinin davacı anneye bırakıldığı anlaşılmaktadır. 2525 sayılı Soyadı Kanununun 4.maddesinin ikinci fıkrasının “evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği soyadı alır” şeklindeki birinci cümlesinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesinden sonra bilhassa boşanmalar sebebiyle somut olayda olduğu gibi zaruri nedenlerle velayetin anneye bırakılması hallerinde velayet hakkına sahip annelerin çocuklarına kendi soyadlarını vermek amacıyla bu tür soyadı değişikliği davalarını açtıkları görülmektedir.2525 sayılı Kanunun 4. maddesindeki düzenlemenin, Yasanın genel gerekçesinden de anlaşılacağı gibi Soyadı Kanununun, ilk defa soyadı alınması ile ilgili olup 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 321. maddesindeki hüküm karşısında bu kuralın günümüzde sadece bazı istinai durumlarda uygulanabilmesinin söz konusu olduğu Anayasa Mahkemesince de kabul edilmektedir....
e bırakıldığı anlaşılmaktadır. 2525 sayılı Soyadı Kanununun 4.maddesinin ikinci fıkrasının “evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği soyadı alır” şeklindeki birinci cümlesinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesinden sonra bilhassa boşanmalar sebebiyle somut olayda olduğu gibi zaruri nedenlerle velayetin anneye bırakılması hallerinde velayet hakkına sahip annelerin çocuklarına kendi soyadlarını vermek için bir çaba içine girip bu tür soyadı değişikliği davalarını açtıkları görülmektedir. 2525 sayılı Kanunun 4.maddesindeki düzenlemenin, Yasanın genel gerekçesinden de anlaşılacağı gibi Soyadı Kanununun, ilk defa soyadı alınması ile ilgili olduğu ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 321. maddesindeki hüküm karşısında, bu kuralın günümüzde sadece bazı istinai durumlarda uygulanabilmesinin söz konusu olduğu Anayasa Mahkemesince de kabul edilmektedir....
Eğer çocuğun üstün yararı varsa annenin kızlık soyadı çocuğa verilebilir. Üstün yarar yoksa davanın reddine karar verilmelidir. Somut olayda; velâyet hakkına sahip davacı anne, dedenin geçmişte Orman Genel Müdür Yardımcılığı görevinde çalışması nedeniyle müşterek çocuğun Orman Genel Müdürlüğü'nün kreşine gittiğini, dedenin başvurusu ile ordu evlerinden de faydalandığını, anne soyadı ile çocuğun soyadının farklı olmasının çıkarılan kimlik kartlarında sorun yarattığını ve çocuğun da soyadı farklılığını sorguladı ını ileri sürmüştür....