Müdürlüğü vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 28 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında murisleri Mustafa ve Zehra'nın soyadının yer almadığından "Erkeskin" soyadı eklenerek kaydın düzeltilmesini talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davalının sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2-Davacı, murislerinden Mustafa 1907, diğer muris Zehra ise 1908 yılında vefat etmişlerdir. 21.06.1934 tarihinde kabul edilen Soyadı Yasası yayımından altı ay sonra 02.01.1935 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Murisler Soyadı Yasasının yürürlük tarihinden önce vefat ettiklerinden davacının soyisim düzeltilmesi talebinin kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, kararın bozulması gerekmiştir....
Babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadı usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe, çocuğun da soyadı değişmez. Bu durumda somut olayda olduğu gibi ananın velisi bulunduğu küçük... ve ...'ın soyadının değiştirilmesi konusunda açtığı davanın reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 16.06.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanı ile aynı soyadı taşıyan ağabeyinin 2 kızı olduğunu, bunların serbest bir yaşantıları olduğunu, onlarla aynı soyadı taşımak istemediğini, kendisinin amcasının kızı ile evli olup soyadının amcasının soyadı olan "..." olarak değiştirilmesini istemiştir. 4721 Sayılı Türk Medeni Yasasının 27. maddesi hükmüne göre adın ve soyadın değiştirilmesi ancak haklı nedenlere dayanılarak hakimden istenebilir. Dava dilekçesinde ileri sürülen ve yukarıda özetlenen nedenler kişinin yıllardır taşıdığı ve bilinip tanındığı soyadının değiştirilmesine haklı neden oluşturacak nitelikte değildir. Buna göre mahkemece yerinde bulunmayan istemin reddine hükmedilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....
Mahkemece davanın kabulü ile davacının soyadının -istem gibi- değiştirilmesine karar verilmiştir 2525 Sayılı Soyadı Yasanın 3. ve Soyadı Tüzüğünün 7. maddelerinde "yabancı ırk ve ulus adları soyadı olarak kullanılamaz", yine Tüzüğün 5. maddesinde "yeni takılan soyadları Türk dilinden alınır" hükümlerine yer verilmiş olup, davacının almak istediği soyadının anılan Yasa ve Tüzüğün sözü edilen hükümlerine aykırı olduğu gözetilmeden, davacının "..." olan soyadının "..." olarak değiştirilmesine karar verilmiş bulunması usul ve yasaya aykırıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 15.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadı usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe çocuğun da soyadı değişmez. O halde velayete sahip ana dahi bu hakka dayanarak çocuğun soyadının değiştirilmesi davasını açamaz. Bu nedenle mahkemenin ananın velayeti altındaki çocuğun soyadının değiştirilmesi konusunda açtığı davaya bakması yasaya aykırıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 3.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye ve Gebze Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, evli kadının koca soyadı yanında kullandığı kızlık soyadının iptali istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, Aile Mahkemesinin görevli olduğundan söz edilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, davacının evlilik sırasında koca soyadı ile birlikte kullandığı kızlık soyadının iptalini istediği davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, eşin soyadının kullanılmasına izin verilmesi isteği bulunmayıp, evli olan davacının, koca soyadı ile birlikte kullandığı kızlık soyadının iptali istendiğinden, 5490 sayılı Kanunun 35 ve devamı maddelerinde düzenlenen nüfus kayıt düzeltilmesine ilişkin uyuşmazlığın genel hükümlere göre Gebze 2....
Soyadı kanunundan önce ölen kişinin soyadı kullanması olanaksız bulunduğundan ve bu nedenle de nüfus kayıtlarına soyadları yazılmadığından davacıların miras bırakanlarının soyadlarının tapudaki kütük bilgilerine ilave edilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 06/10/2008 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki soyadı düzeltilmesine ilişkin davada ... Aile ve 9. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, nüfus kayıt düzeltilmesi istemine ilişkindir. Dosya kapsamından gayriresmi birliktelikten olan...'nun, annesinin ölümünden sonra ... 5.Aile Mahkemesinin 31.01.2012 tarih,2011/680 esas ve 2012/55 Karar sayılı ilamı ile babasının davacı ...'ın olduğuna karar verildiği, bu ilam nedeni ile ...' nın annelik soyadı olan ...'nun silinerek soyadının ... olarak nüfusa kayıt edilmesine karar verilmesinin istendiği anlaşılmıştır....
Kaldı ki davacı murisi ... oğlu ..., soyadı kanunundan önce 1925 yılında öldüğünden bu kişinin adına soyadı eklenmesin de yasal olanak yoktur. Davanın açıklanan nedenlerle reddi gerekirken, kabulü doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir . SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı idare temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 22.10.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadı usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe, çocuğun da soyadı değişmez. Soyadının değiştirilmesine ilişkin istem, baba tarafından kabul edilmiş bulunması sonuca etkili olmaz. Bu durumda somut olayda olduğu gibi ananın velisi bulunduğu küçüğün soyadının değiştirilmesi konusunda açtığı davanın reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.4.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....