Somut olayda, yapılan yargılama ve toplanan delillerden ve özellikle davalı babanın çocuğun soyadının değiştirmesi konusunda takdiri mahkeme bıraktığı ve ilk derece mahkemesi kararına karşı da istinaf kanun yoluna başvurmadığı gözetil diğinde; çocuğun soyadının annenin çocuğun soyadının annenin kızlık soyadı ile değiştirilmesi yönünde çocuğun üstün yararının ispatlandığı anlaşılmakla; nüfus müdürlüğünün usul ve yasaya uygun hükme yönelik istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....
Polat olarak değiştirilmesini ve koca soyadının önüne alınarak ''Polat Çak'' olarak değiştirilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği, yapılan yargılama sonucunda Isparta 1....
D)İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı kayyım vekili istinaf dilekçesinde, ilk derece mahkemesince eksik inceleme ile karar verildiğini, kayyım atanan kişinin dava dilekçesinde ve kararda soyadının "Yöndem" olarak belirtildiğini, oysa tapuda ve kayyum atanmasına ilişkin kararda "Yöntem" olarak kayıtlı olduğunu, öncelikle tapu kaydı ile diğer kayıtlar arasındaki bu çelişkinin giderilmesi gerektiğini, bu şekilde tapu kaydındaki kişinin davacının murisi olduğunun ispatlanamadığını beyanla istinaf mahkemesince davanın yeniden görülmesine, mümkün değil ise hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 3561 Sayılı yasaya göre verilen kayyımlık kararının kaldırılması istemine ilişkindir....
Davacının babası tarafından açılmış dava sonunda soyadının nüfus müdürlüğü tarafından yukarıda sözü edilen madde hükmü gereğince değiştirilmiş olması halinde davacı tarafından açılmış bir davadan sözedilemez. İdari nitelikteki soyadı değişikliğinin, aynı konuya ilişkin nüfus kaydının düzeltilmesi davasının ancak bir kere açılabileceği hükmü kapsamında değerlendirilmesi haklı nedenlerin varlığı halinde davacının dava açma hakkını engellemesi sonucunu doğuracağından çoğunluğun davacının babası tarafından dava açmak suretiyle yapılmış bir soyadı düzeltmesi bulunduğu takdirde de davanın reddi gerektiği yolundaki görüşüne katılmıyorum. Bu halde mahkemenin soyadı değişikliği davasını kabul etmesi gerektiğinden açıklanan nedenle davacı ...'nun karar düzeltme isteminin kabulü ile adı geçen yönünden Dairemizin 12.10.2009 tarih ve 2009/4020-8190 sayılı onama kararının kaldırılması ve mahkemenin kararının yukarıda yazılı olan gerekçe ile bozulması gerektiği düşüncesindeyim....
in, .... olan soyadının .... olarak, ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2012/658 Esas sayılı ortaklığın giderilmesi davasında verilen yetkiye dayalı olarak da, 145 parsel sayılı taşınmazda hissedar olan....'nin tapu kaydına soyadı olarak ...., baba adı olarak da.... adının eklenmesini, hissedar... ....'nin tapu kaydına ... soyadının eklenmesini, hissedar ...'nin tapu kaydına İnce soyadının eklenmesini, hissedar ...'ın tapu kaydına ... soyadının eklenmesini, hissedar ....'un tapu kaydına ... soyadının eklenmesini, 735 parsel sayılı taşınmazda hissedar görünen ....'in tapu kaydına ... soyadının eklenmesini, hissedar....'ün tapu kaydına ... soyadının eklenmesini, hissedar ...nin tapu kaydına ... soyadının eklenmesini, hissedar ....'nin tapu kaydına İnce soyadının eklenmesini, hissedar ...'...
Açıklanan gerekçelerle davacı yanın istinaf başvurusunun yerinde olduğu,ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması,henüz öninceleme duruşmasının tamamlanmadığı ve davanın esasına yönelik bir değerlendirme yapılmadığı aşamada bulunulduğundan davanın kaldığı yerden devamı ile gerekli yargılamanın yapılabilmesi yönünden dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi gerekmiştir....
“...”; sanık ...’nın “...” olan ... adının “...”; sanık ...’ın, “...” olan soyadının “...”; sanık ...’nun “...” olan soyadının “...”; sanık ...’in’in, “...” olan adının “...”; sanık ... ’nın “...” olan ... adının “...”; sanık ...’in ... ve soyadının “...”; sanık ... ’ın ... ve soyadının “... ”; sanık ...’ın, “...” olan soyadının “...”; sanık ...’ın, “...” olan soyadının “...”; sanık ...’in, “...” olan soyadının “...”; sanık ...’ın, “...” olan soyadının “...”; sanık ...’ın, “...” olan soyadının “...”; sanık ...’ın, “10.02.1977” olan doğum tarihinin “10.04.1977”; sanık ...’ın, “...” olan ... adının “...”; sanık ...’ın, adının “...”; sanık ... ’in adının “...”, sanık ...’nin “...” olan soyadının “...”; sanık ...’ın, “...”...
Eldeki uyuşmazlıkta; davacının soyadının değiştirilmesi istemi haklı sebebe dayandırılmış olup, duruşmada beyanı alınan davacı tanıkları, davacının öteden beri yakın çevresinde 'ÇATUK' soyadı ile tanındığını beyan etmişlerdir. Buna karşılık, davacının soyadının 'ÇATUK' iken şimdiki gibi 'MERT' şeklinde değiştirilmesine karar veren Cizre Asliye Hukuk Mahkemesi karar gerekçesinde, tanık beyanlarına göre davacının, çevresinde 'MERT' soyadı ile bilindiği kayıtlıdır. Bu duruma göre davacının, çevresinde 'MERT' soyadı ile tanınıp bilindiğine dair kesinleşen bir mahkeme kararı mevcut olup, aynı davacının bu kez, daha önce değiştirdiği soyadı ile tanınmadığına ve bilinmediğine ilişkin iddiası mesnetsizdir. Kaldı ki davacının mevcut soyadının yetersiz, elverişsiz, karışıklığa yol açıcı nitelikte, kötü, iğrenç, gülünç, incitici, küçük düşürücü bir anlam taşıması, alay ve utanç konusu olması da söz konusu değildir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle"...davanın yerinde olmadığını,müvekkilinin üniversite hastanesinde dermatolog olarak görev yaptığını,tüm akademik kariyerini bu soyadla gerçekleştirdiğini ve tanındığını,soyadının kullanılmasında müvekkilinin olduğu kadar çocuklarında menfaatlerinin bulunduğunu,bu soyadının toplumda çok kullanılan dolayısıyla davacı ile özdeşleşen bir soyad olmadığını,soyadının kullanılmasının davacıya bir zarar da vermediğini,soyad kullanılmasına izin verilirken ki durum ve şartların değişmediğini,davanın reddine karar verilmesini"istemiştir. Mahkemece neticeten ve özetle"...davanın reddine"karar verilmiş,karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur....
Dava, velâyet hakkını haiz annenin açtığı, çocuğun soyadının annenin kızlık soyadı ile değiştirilmesi davası niteliğindedir. Davalı nüfus müdürlüğü tarafından istinaf kanun yoluna başvurularak çocuğa annenin soyadının verilmesine yönelik kararın kaldırılması istenilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacı ile davalı T3 30/03/2008 tarihinde evlendikleri, bu evlilikten 16/03/2009 doğumlu Cankat Karahanlı isimli müşterek çocuklarının bulunduğu, Eskişehir 3. Aile Mahkemesi'nin 2009/911 E 2010/957 K sayılı 23/11/2010 kesinleşme tarihli kararı ile tarafların boşandıkları, müşterek çocuk Cankat'ın velâyetinin annesine verildiği, Bursa 6....