Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.( TMK 197/2) Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden davacı kadının dava dilekçesinde erkeğin kendisini iffetsizlikle suçlamasına vakıa olarak dayandığı, davalı erkeğin Sandıklı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017- 341 esas sırasına kayden boşanma ve soy bağının reddi davası açtığı, soy bağının reddi davasının boşanma dosyasından tefrik edilip mahkemenin 2018- 299 esasına kaydedildiği, yapılıp bitirilen yargılama sonucunda davanın reddine karar verildiği, kararın 01.07.2020 tarihinde kesinleştiği, erkeğin açtığı boşanma ve soy bağının reddi davasından önce kadının erkek aleyhine Sandıklı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016- 549 esas sırasına kayden önlem nafakası davası açtığı, erkek aleyhine '' eşine ve çocuklarına hiçbir saygı ve sevgi göstermeme, küçük nedenlerle...
ın babası olduğunun tespiti istemine yönelik yapılan temyiz incelemesinde; TMK'nin 301. maddesi uyarınca babalığın tespiti davası ancak anne veya çocuk tarafından açılabileceğinden, baba olduğunu iddia eden davacının eldeki dava için aktif husumet ehliyeti, dolayısıyla hukuki yararı bulunmamaktadır. Buna göre, babalığın tespiti talebinin reddine karar verilmesine ilişkin takdirde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun görevin belirlenmesi ve niteliği başlıklı 1. maddesinde mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği ve göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu belirlendiğinden bu husus mahkemelerce yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetilmesi gerekir. HMK uyarınca, olayları açıklamak taraflara hukuki niteleme hakime aittir. Öncelikle çözümlenmesi gereken husus; davanın soybağının reddi-babalık veya nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası olup olmadığıdır....
Aile Mahkemesi'nin 2015/231 E ve 2017/386 K sayılı kararı ile müteveffa İlhami Üge'nin davalı Ayşe Pınar Üge'nin babası olmadığının tespiti ile soy bağının reddine karar verildiği, bahsi geçen dosyanın davacısının Mahkememiz davalısı Ayşe Pınar Üge olduğu, 21.09.2017 Tarihinde Handan Üge isimli kişi tarafından verilen dilekçe ile bahsi geçen soy bağının reddi kararı neticesinde nüfustan çıkan davacının bu durumu belirtilerek aylığın tekrar düzenlenmesinin Kurumdan talep edildiği, bunun üzerine T1 tarafından davacı Ayşe Pınar Üge'nin İlhami Üge vasıtasıyla aldığı ölüm aylığının iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. Dosyaya giren delillerden aylığın iptali üzerine davacı hakkında yersiz sağlık gideri ödemesi nedeniyle faiziyle beraber toplam 10.924,00 TL borç çıkartıldığı ve buna ilişkin borç bildirim belgesinin davalıya gönderildiği, ödeme yapılmaması nedeniyle İzmir 25. İcra Dairesi'nin 2019/5570 E sayılı dosyasıyla takibe başlandığı anlaşılmaktadır. İzmir 16....
Bu durumda, davada öncelikle davacı ile babası gözüken ... arasındaki soy bağının reddi ( TMK 286. md ), ikinci aşamada ise gerçek babası olduğunu iddia ettiği ... yönünden de babalık hükmünün ( TMK 301 ve devamı maddeleri ) kurulması talebi bulunduğundan uyuşmazlığın Adana 7. Aile Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 sayılı HMK.'nin 21 ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nin 25 ve 26.) maddeleri gereğince Adana 7.Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 31.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davada öncelikle davacı ile babası gözüken ... arasındaki soy bağının reddi ( TMK 286. md ), ikinci aşamada ise gerçek babası olduğunu iddia ettiği...yönünden de babalık hükmünün ( TMK 301 ve devamı maddeleri ) kurulması talebi bulunduğundan uyuşmazlığın Ankara 1.Aile Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Ankara 1.Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 12.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nin babasının müteveffa ... olmadığı ileri sürülerek soybağının reddine karar verilmesi istenmiş; mahkemece, birleşen davanın nüfus kaydının düzeltilmesi, asıl davanın ise babalığın tespiti davası olarak nitelendirilerek her iki davanın da kabulüne dair verilen karar asıl dosya davalısı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 04.06.1958 ve 15/6 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, maddi olayları açıklamak taraflara ve ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak kanun hükümlerini tesbit etmek ve uygulamak görevi hakime aittir. Buna göre asıl dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun'nun 301. maddesi kapsamında çocuk tarafından açılan babalığın tespiti istemine ilişkindir. Birleşen dava yönünden ise, öncelikle çözümlenmesi gereken husus davanın soybağının reddi- sonradan evlenme ile kurulan soybağına itiraz veya nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası olup olmadığıdır....
verdiğini, bu nedenle küçük adına soy bağının reddi davası açılması gerektiğini, davalarının kabulü ile küçük ile davalı T2 arasında soy bağının reddi kararı verilmesini, yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
soy bağının reddi davası açamayacağı, davalı T7 de davada taraf sıfatının olmadığı gözetilerek, davacı tarafından davalı T7 aleyhine açılan davanın davalı T7nün taraf sıfatı yokluğu nedeniyle HMK'nun 114/1- d ve 115/2.maddesi gereğince dava şartı noksanlığından usulden reddine, davacı tarafından davalılar T8 ve küçük çocuklar T5 ve T4 aleyhine açılan soy bağının reddi davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine" karar verilmiştir....
HUKUKÎ SÜREÇ İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu kararı ile sanık hakkında; çocuğun soy bağının değiştirilmesi suçundan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesi uyarınca beraat kararı verilmiştir. II. TEMYİZ SEBEPLERİ Cumhuriyet Savcısının temyiz isteği; mevcut delil durumuna göre sanığın cezalandırılması gerektiğine ilişkindir. III. GEREKÇE 1....
Davalı vekili tarafından davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açılmış olduğu, davacının iş bu iddialarını boşanma davasında ileri sürdüğünü, buna rağmen davacının soy bağının reddi davası açmadığını iddia etti ise de, tarafların boşanma dosyası incelendiğinde, davalı erkeğin boşanma davasına cevap dilekçesinde müşterek çocuklarının kendisinden olmadığını iddia etmediği, 21/02/2014 tarihli delil ve beyan dilekçesinde kadının sadakat yükümlülüğüne uymayan davranışlar sergilediğini beyan etse de müşterek çocuğun başkasından olduğunu bildiğini gösterir her hangi bir ibarenin yer almadığı, boşanma dosyasında davacı kadının da küçük T5 davalı ile müşterek çocukları olduğunu belirttiği, davacı erkeğin şüphelenmesinin çocuğun kendisinden olmadığnı öğrenme anlamına gelmeyeceği hususları birlikte değerlendirildiğinde Dosya içindeki tüm bilgi ve belgeler ve adli tıp raporu birlikte değerlendirildiğinde, Mahkememize sunulan ATK raporunda davacı T1 T5 için biyolojik babalığının reddedildiği...