Davacı ..., taşınmazın mevkiinin "..." olduğu halde kadastro tutanağında başka mevki ismi ile tespit edildiğini ve soy adının tutanağa yanlış yazıldığını iddia ederek, taşınmazın mevkiinin ve soy adının düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece; kadastro müdürlüğünün davada pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı, taşınmazın mevkiinin, tespitine esas alına tapu kaydında belirtilen mevkii ile aynı olduğu ve kadastro tespitinin amacına uygun olduğu ve davacının soy adının nüfus kayıtlarına göre yanlış yazıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine ve 132 ada 104 nolu parselin mülkiyetinin tespit gibi tesciline, tutanağın beyanlar hanesindeki davacı soyadının "..." olarak düzeltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir....
Ancak, Dosya kapsamından sanığın yakalandığında üzerinde kimliğini ispat edecek herhangi bir belge bulunmadığı, kolluk tarafından tanzim edilen 13.08.2013 tarihli Nüfus Cüzdan Sureti başlıklı belgede, dosya kapsamından, sanığın isminin..., soy isminin..., baba adının ... anne adının..., doğum tarihinin 06/04/1965 olarak yazılı olmasına karşın yine Hatay İkinci Noterliği'nin 17704 yevmiye numaralı ve 07/10/2013 tarihli Pasoport Tercümesi başlıklı belgede ise sanığın isminin..., soy isminin SHUAIB, baba adının..., anne adının..., doğum tarihinin 05/06/1965 olarak belirtildiği anlaşılmakla, Gerekçeli karar ile sanık hakkında düzenlenen iddianamede ,sanığın isminin..., soy isminin..., baba adının ... anne adının..., doğum tarihinin 1965 olarak belirtilmesi karşısında , Türkiye Cumhuriyeti Devleti resmi makamlarından ve sanığın uyruğu olduğu ülke veya elçiliklerinden ya da uluslararası kuruluşlardan gerçek kimlik bilgileri araştırılmadan, varsa nüfus ve adli sicil kayıtları getirilmeden...
Asıl dava babalığın hükmen tespitine, birleşen dava ise soy bağının reddine ilişkidir Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; birleşen soy bağının reddi davası dava yönünden, davaya konu çocuğun, davalı Süleyman'ın çocuğu olmadığı 30/04/2019 tarihli Adli Tıp Kurumu Raporu doğrultusunda sabittir. Birleşen davanın tarafları soy bağının reddi yönünde verilen karara karşı yasa yoluna başvurmamış olup esasen birleşen soy bağının reddi davası yönünden karar kesinleşmiştir. Kaldı ki, soy bağının reddi davasının tarafı olmayan davalı Adnan'ın tarafı olmadığı karara ilişkin istinaf başvurusu yersizdir. Babalık davası yönünden ise 30/04/2019 tarihli Adli Tıp Kurumu Raporu doğrultusunda davalı Adnan'ın davaya konu küçüğün babası olduğu ispatlanmış olup, çocuğun kayyımına, babalığın tespiti davasında çocuğu temsil etmek üzere Gaziantep 3. Sulh Hukuk Mahkemesi 2016/101 Esas 2016/621 Karar sayılı ilamı ile yetki verilmiş olup verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır....
Asıl dava babalığın hükmen tespitine, birleşen dava ise soy bağının reddine ilişkidir Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; birleşen soy bağının reddi davası dava yönünden, davaya konu çocuğun, davalı Süleyman'ın çocuğu olmadığı 30/04/2019 tarihli Adli Tıp Kurumu Raporu doğrultusunda sabittir. Birleşen davanın tarafları soy bağının reddi yönünde verilen karara karşı yasa yoluna başvurmamış olup esasen birleşen soy bağının reddi davası yönünden karar kesinleşmiştir. Kaldı ki, soy bağının reddi davasının tarafı olmayan davalı Adnan'ın tarafı olmadığı karara ilişkin istinaf başvurusu yersizdir. Babalık davası yönünden ise 30/04/2019 tarihli Adli Tıp Kurumu Raporu doğrultusunda davalı Adnan'ın davaya konu küçüğün babası olduğu ispatlanmış olup, çocuğun kayyımına, babalığın tespiti davasında çocuğu temsil etmek üzere Gaziantep 3. Sulh Hukuk Mahkemesi 2016/101 Esas 2016/621 Karar sayılı ilamı ile yetki verilmiş olup verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır....
Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın soy bağının tespitine yönelik olduğu ve Aile Mahkemesinin görevine girdiği belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Şişli 1. Aile Mahkemesi ise, davanın nüfusta anne adının düzeltilmesine yönelik olduğunu, baba yönünden açılmış bir dava olmadığını, dava dilekçesinde soy bağının tespitiyle ilgili Şişli 2. Aile Mahkemesinin 2008/1283 esas sayılı dava dosyasının açıldığı belirtildiğinden, davamın soy bağının tespitine ilişkin olmadığını, nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda dava, davalı ...'ın, ... ... ile evli olduğu dönemde, Kasım İşçimen'le evlilik dışı birlikteliğinden olan çocuklarının, çocukların gerçek babası olan Kasım'ın kardeşi ... İşçimen ve onun eşi ... üzerlerine kayıt edilmesi nedeniyle, nüfus kayıtlarına hatalı yazılan anne isimlerinin ... olarak düzeltilmesine ilişkindir. Dosyanın incelenmesinde, küçüklerin kayyımı tarafından Şişli 2....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulüne davacı ile Çınar İsmail arasındaki soy bağının reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; lehlerine vekalet ücreti takdir edilmemesini istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, soybağının reddi istemine ilişkindir. Soy bağının reddi davası, şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı niteliğinde olduğundan, davanın vekil tarafından takip edildiği hallerde, vekile bu konuda özel yetki verilmiş olması gerekir. (HMK.m.74) Davacı vekilinin dosyaya sunduğu vekaletnamede bu hususta özel yetkilendirilme yapılmadığı, vekaletnamenin boşanma ve ayrılık davaları hususunda özel yetki içerdiği anlaşılmıştır. Bu nedenle, davacı vekili Av....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulüne davacı ile Çınar İsmail arasındaki soy bağının reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; lehlerine vekalet ücreti takdir edilmemesini istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, soybağının reddi istemine ilişkindir. Soy bağının reddi davası, şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı niteliğinde olduğundan, davanın vekil tarafından takip edildiği hallerde, vekile bu konuda özel yetki verilmiş olması gerekir. (HMK.m.74) Davacı vekilinin dosyaya sunduğu vekaletnamede bu hususta özel yetkilendirilme yapılmadığı, vekaletnamenin boşanma ve ayrılık davaları hususunda özel yetki içerdiği anlaşılmıştır. Bu nedenle, davacı vekili Av....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/05/2023 Tarih 2023/97 Esas 2023/173 Karar sayılı kararına karşı, davalı Nüfus Müdürlüğü tarafından istinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup dosya heyetçe incelendi; A)DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; T1 2005 yılında T4 ile evlendiğini, daha sonra boşandığını, 3 çocuğunun bulunduğunu, davacı Müzeyyen Eliz'in nesebinin reddedilmesi nedeni ile annesi Semra'nın kızlık soy adı olan " Adaş" soyadını aldığını, Semra'nın evlilikten olan çocuklarının soy adının "Elhan" olduğunu ancak, bu evlilikten olmayan çocuğu Müzeyyen Eliz'in soy adının farklı olması nedeniyle okulda ve sosyal hayatta sorunlar ortaya çıktığını belirterek velayetindeki çocuğu Müzeyyen Eliz Adaş'ın soy adının eski eşinin soy adı olan "Elhan" olarak değiştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Çocukla nüfus kaydında babası olarak görünen erkekle kurulmuş bulunan soy bağının iptalini amaçlayan bu dava soy bağının reddine yöneliktir.Soy bağının reddi davasını niteliğiyle bakma görevi Aile Mahkemesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Hatay Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 5.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Yukarıda belirtildiği üzere soy bağının reddi davası babalık karinesi kapsamında yer alan dolayısıyla babalık karinesinden faydalanan çocukların soy bağının ortadan kaldırılmasını ifade eden bir davadır. Babalık karinesinden faydalanma söz konusu olmaksızın nüfus kütüğüne kaydedilen çocukla koca arasında soy bağının kurulması söz konusu olmadığı için böyle bir durumda çocukla koca arasında soy bağının bulunmadığını tespite yönelik açılacak dava soy bağının reddi davası değil, yanlış kaydın düzeltilmesi davasıdır. Aynı şekilde nüfusta tescil sırasında yanlış ve yanıltıcı beyanla baştan nüfus kaydına yanlış olarak tescil edilen kaydın düzeltilmesi davalarında da dava ilk baştan bilerek yanlış beyanda bulunarak tescil yaptırılması sebebiyle babalık davası değil nüfusta kayıt düzeltme davasıdır....