Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine ve özellikle; karar başlığında davalı ... ....soy adının “......” olarak belirtilmesine ilişkin yanlışlığın Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 459’uncu maddesi gereğince mahallen düzeltilebilir nitelikte bulunmasına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalılardan......alınmasına, 11.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi. .........
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle; karar başlığında davacının soy adının “.....” yerine “.....” olarak belirtilmesine ilişkin yanlışlık, 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 304’üncü maddesi gereğince mahallen düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 15.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile soy ay ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 27.10.2014 gününde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından ziynet alacağı isteğinin reddi kararı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı kocanın soy isminin "Ozil" iken hükümde "Özil" yazılmasının maddi hata olup yerinde düzeltilmesinin mümkün bulunmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.17.02.2014 (Pzt.)...
Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir" hükmü gözetildiğinde, iddianamedeki anlatımın içeriğinden sanıklar hakkında soy bağını değiştirmek suçundan kamu davası açıldığı kabul edilmelidir. 2797 sayılı Kanunun 14. maddesine dayalı olarak Yargıtay Büyük Genel Kurulunca işbölümüne ilişkin alınan gerek 01.07.2011 tarihinde yürürlüğe giren 12.05.2011 gün ve 2011/1, gerekse 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren 09.02.2012 gün ve 2012/1 sayılı kararları uyarınca soy bağını değiştirmek suçunu temyizen inceleme görevi Yargıtay 14. Ceza Dairesine aittir. Bu itibarla, Yargıtay 7. Ceza Dairesi tarafından verilen görevsizlik kararı isabetli olup, yargılama konusu suçlarla ilgili temyiz incelemesinin Yargıtay 14. Ceza Dairesince yapılması gerektiğinden, 14. Ceza Dairesi görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan Daireye gönderilmesine karar verilmelidir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; 1- Yargıtay 14....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin soy isminde bulunan O harfinin Alman alfabesinde bulunmadığını, müvekkilinin pasaportunda da soy isminin Akbulut olarak geçtiğini, bu durumun müvekkilinin mağduriyetine neden olduğunu, müvekkilinin eşinin Türk vatandaşı olması nedeniyle soy isminin Akbulut O olduğunu, bu durumunda evlilik birliği açısından sorunlara neden olduğunu, çocuklarının soy isimlerinin de Almanya'da Akbulut olarak geçtiğini, bu durumunda sorunlara neden olduğunu, yaşanan bu sorunların nedeniyle müvekkilinin nüfus kayıtlarının 5490 sayılı Kanunun 14/2. maddesine göre kayıtların yeniden açılması gerektiğini, fakat bu durumun ilk derece mahkemesince göz ardı edildiğini, bu beyanlarımız doğrultusunda verilen Yargıtay kararlarının bulunduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 14.01.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında soyisim düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.07.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar murisleri.....’ın dava konusu, 434 ada 12 parsel sayılı taşınmazın tapu kütüğünde soy isminin ... olarak yazıldığını ve yine murisleri ... ......’un soy isminin 439 ada, 4 parsel sayılı taşınmazın tapu kütüğünde ... olduğunu ileri sürerek, taşınmazların tapu kütüklerinde murislerinin yanlış yazılan soy isimlerinin düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir....
KARŞI OY İlçe Nüfus Müdürü olan sanığın, mağdurun gerçek annesinin ... olduğunu bilmesine rağmen düzenlediği doğum bildirimi formunu hem tescil eden memur hem de onaylayan yetkili olarak imzalayarak mağdurun nüfusa tescil işleminde annesini ..., babasını ise ... olarak göstermek suretiyle kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunu işlediği iddia ve mahkemece kabul edilen olayda; sayın çoğunluğun kamu görevlisi olan sanığın bu eylemini TCK 231. maddesindeki çocuğun soy bağını değiştirme suçu olarak kabul etmek suretiyle suç vasfı yönünden bozma kararı vermesi nedeniyle sayın çoğunlukla aramızda uyuşmazlık oluşmuştur. Soy bağının değiştirilmesi madde gerekçesinde de belirtildiği gibi yetkili mercilere yanlış bilgilerin verilmesi yoluyla gerçekleştirilmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun soy bağını değiştirmek HÜKÜM : Mahkumiyet Sanık ...’un ve ...’un, gayri resmi olarak birlikte yaşadıkları dönemde doğan müşterek çocukları Polat, Can, Sıla, Petek, Pervin’i; sanık ...’ın anne ve babası olan sanık ... ile sanık ...’u çocukların anne ve babası olarak kayıt edilmeleri konusunda azmettirdikleri, sanık ... ve Efe’nin de torunlarını kendi çocuklarıymış gibi nüfusa tescil ettirerek zincirleme olarak resmi belgede sahtecilik ve çocuğun soy bağını değiştirme suçlarını işledikleri iddiasıyla açılan kamu davasında; 1) Davanın görüldüğü yer mahkemesinin yargı çevresi dışında, başka bir suçtan infaz kurumunda hükümlü bulunan sanık ... ve davanın görüldüğü yer mahkemesinin yargı çevresinde hükümlü bulunan sanık ...’un duruşmaları kendiliğinden takip etme olanağı bulunmadığı gözetilerek, hükmün verileceği oturumda hazır bulundurulması (ya da hükümden sonra yürürlüğe giren aynı maddenin 4. fıkrasındaki değişiklik...
Aile Mahkemesi ise 08/03/2019 tarih ve 2019/274- 251 Esas ve Karar sayılı kararı ile; taraflar arasındaki davanın soy bağına ilişkin olmadığı, analığın tespitinin istendiği, TMK 282/1. Madde hükmü gereği ana yönünden soy bağının doğumla kurulacağı, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin uygulamasının da bu yönde olduğu gerekçesi ile görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğuna ilişkin karşı görevsizlik kararı vermiş, kararın usulen kesinleşmesi üzerine merci tayini talebi ile dosyayı Dairemize göndermiştir. Dosyanın istinaf incelemesinde: Hatay 3. Aile Mahkemesinin kararının gerekçe ve neticesi itibariyle doğru ve yerinde olduğu, taraflar arasındaki davanın analığın tespitine ilişkin olup TMK 282/1. Madde hükmüne göre "Çocuk ile ana arasında soy bağı doğumla kurulur." Bir başka deyişle çocuğu doğuran kadın anadır.Bu nedenle analığın tespiti davaları soy bağına ilişkin olmayıp nüfus kayıtlarının düzeltilmesi niteliğindedir. Yargıtay'ın kararlılık kazanan uygulaması da bu yöndedir....