İdari işlemlerden doğan uyuşmazlıkların çözüm yeri İdare Mahkemeleri olduğundan dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddi gerekirken işin esasının incelenerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın gösterilen nedenle BOZULMASINA; 05/04/2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davada öncelikle davacı ile babası gözüken ... arasındaki soy bağının reddi ( TMK 286. md ), ikinci aşamada ise gerçek babası olduğunu iddia ettiği...yönünden de babalık hükmünün ( TMK 301 ve devamı maddeleri ) kurulması talebi bulunduğundan uyuşmazlığın Ankara 1.Aile Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Ankara 1.Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 12.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı vekili 17/11/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile, soy isim değişikliği için dava açmış iseler de adının ve soy adının değiştirilmesini talep ettiğini beyanla adının "Çektar" soy isminin "Şervan" olarak değiştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir. B)DAVALININ CEVABININ ÖZETİ: Davalı Nüfus Müdürlüğü temsilcisi duruşmadaki beyanında, takdirin mahkemeye ati olduğunu beyan etmiştir. C)İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Didim(Yenihisar) 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23/11/2021 Tarih 2020/547 Esas 2021/629 Karar sayılı kararı ile, "...davanın reddine" karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ :TAPU KAYDINDA DÜZELTİM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, dava konusu 8188 ada 4 parsel sayılı taşınmazın paydaşı olan ... oğlu...’ın soy adının tapu kaydına yazılmadığını, nüfus kayıtları uyarınca malikin soy adının ‘’ ... ‘’ olduğunu, verilen yetki uyarınca dava açtığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydında paydaş ... oğlu ...’ın soy adının ‘’ ... ‘’ olarak eklenmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, yeni tapu sicil tüzüğü uyarınca tapu müdürlüğüne başvuru ön şartının yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...'...
İlk derece mahkemesince davacının talebinin boşandığı kocasının soy adını taşınmasına izin verilmesi davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Her ne kadar, ilk derece mahkemesince dava boşanan eşin soy adının taşınmasına izin verilmesi olarak kabul edilmiş ve görevsizlik kararı verilmiş ise de; dava dilekçesindeki açıklamalardan ve istinaf dilekçesi içeriğinden talebin boşanan eşin soy adını kullanma isteği olmadığı, Almanya'da bilinen adına ve soy adına uygun olarak nüfusta soy adının değiştirilmesi talebi olduğu görülmüştür....
ın soy isminin nüfus kayıtlarında Köse olarak gözüktüğü bunun karışıklıklara neden olduğu belirtilerek, babasının soy isminin Alankaya olarak değiştirilmesinin talep edildiği, mahkemece yapılan yargılama sonucunda, 09.10.1951 tarihinde vefat ettiği anlaşılan A...'ın soy isminin A...... olarak değiştirilmesine karar verildiği, hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 27.maddesi haklı sebebin varlığı halinde ismin değişmesine ve bu değişikliğin nüfus siciline kaydedilmesine imkan vermekte ise de, kişiye sıkı sıkıya bağlı olan bu hakkı ancak kişinin kendisi kullanabilir. Ölü olduğu belirlenen kişinin soy isminin değiştirilmesine ilişkin davanın aktif husumet ehliyeti yönünden reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.'...
Bölge Adliye Mahkemesince 4721 sayılı Türk Medeni Kanun ’ un 282 nci maddesi gereğince, çocuk ile ana arasındaki soy bağı doğum ile kurulacağı, çocuk ile baba arasındaki soy bağı ana ile evlilik, tanıma veya hakim hükmüyle kurulacağı amir hükmü karşısında somut olayda, küçük ...ın 13.07.2020 tarihinde, ... ve... kızı 04.07.2020 doğum tarihli olarak olarak nüfusa tescil edildiği, davacının küçük Kumsal'ın babası olduğunu beyanla iş bu davayı açtığı, küçük Kumsal ile nüfustaki babası arasındaki soy bağının kaldırılmadığı, İlk Derece Mahkemesince davanın nüfus kaydının düzeltilmesi davası niteliğinde olmadığı, babalık davası niteliğinde bulunduğu, uyuşmazlığın 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 4 üncü maddesi uyarınca aile mahkemesi tarafından incelenip çözüme kavuşturulması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiği, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, soybağının reddi istemine ilişkindir. Soy bağının reddi davası, şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı niteliğinde olduğundan, davanın vekil tarafından takip edildiği hallerde, vekile bu konuda özel yetki verilmiş olması gerekir. (HMK.m.74) Davacı vekilinin dosyaya sunduğu vekaletnamede bu hususta özel yetkilendirilme yapılmadığı, vekaletnamenin genel vekaletname niteliğinde olduğu ad soyad değiştirme davaları için de vekilin yetkili kılındığı anlaşılmıştır. Bu nedenle, davacı vekili Av....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Soy isim düzeltilmesi K A R A R Uyuşmazlık, tapuda soy isim düzeltilmesi isteğine ilişkin bulunduğuna göre, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi hükmü gereğince, hükme yönelik temyiz itirazlarını inceleme görevi Yüksek Yargıtay (14.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 16.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dava konusu taşınmazın tapu malikleri ... ... ve ... ... mirasçıları olup, tapuda ve kadastro tutanaklarında soy isimleri yazılı değildir. Tapulama tespit tutanağında ve veraset ilamında tapu maliki olarak bildirilen kişilerden ...’nin 1335 (1916-1917), ...’nin ise 1343 (1924-1925) yıllarında öldükleri yazılıdır. Böylece tapuda malik gözüken kişinin 25.6.1934 tarih ve 2525 sayılı Soyadı Kanununun yürürlüğe girmesinden önce öldüğü anlaşıldığından tapu kaydına soyadı ilave edilmesi söz konusu olamaz. Kaldı ki, kabule göre de, soy ismi bulunmayan bir kişinin tapu kaydına soy isminin yazılması mümkün olmadığından bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde, mahkemenin bu yönde bir tesbit kararı vermekle yetinmesi gerekir. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı bazı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından hüküm bozulmalıdır....