04/11/2019 tarihinde kesinleştiği, bu doğrultuda davacının soy bağının reddi istemine ilişkin açtığı iş bu davanın daha önceden kesin hükme bağlandığı anlaşıldığından, davanın, 6100 sayılı HMK'nun 114/1- i. ve 115/2. maddeleri uyarınca, aynı davanın daha önceden kesin hükme bağlanmış olması nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddi..."...
ın yapılan yargılaması sonunda; çocuğun soy bağının değiştirilmesi suçundan mahkûmiyetine dair Gaziantep 12. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 07.05.2009 gün ve 2007/544 Esas, 2009/551 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü: İddianamedeki sevke, hükmün konusuna, temyizin kapsamına, Resmî Gazete'nin 02.06.2011 gün ve 27952 sayılı nüshasında yayınlanan Yargıtay Büyük Genel Kurulunun kararına ve Yargıtay Kanunun 14. maddesine göre temyiz incelemesini yapma görevi Yüksek 11. Ceza Dairesine ait bulunduğundan, Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, incelenmeyen dosyanın görevli Daireye gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
CEVAP: Davalı yasal süresi içinde cevap dilekçesi sunmamış ise de; 23/02/2021 tarihli beyan dilekçesi ile; boşanma davasından sonra doğan küçük çocuğun kendisinden olmadığını, bilgisi dışında nüfusta üzerine kayıt yaptırıldığı için Kemalpaşa Asliye Hukuk (Aile) MAhkemesinin 2020/805 esas sayılı dosyasında soy bağının reddi davası açtığını beyan etmiştir. Mahkeme dosyasında yer alan 25/07/2021 tarihli sosyal inceleme raporunda; davacı kadın, çocuğun babasının davalı olmadığını, boşanma davasından sonra bir başka kişi ile imam nikahlı yaşadığını, çocuğun babasının o kişi olduğunu, ancak boşanma kararı kesinleşmediği için nüfusta davalı adına kaydedildiğini beyan etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...davacı annenin çocuğun doğumundan beri bakması, davalı babanın çocuğu ile ilgilenmemesi ve anılan rapor gereği velayetin davacı anneye bırakılmasına ve davalının soy bağının reddi iddiası olmasından dolayı kişisel ilişki ile hüküm kurulmasına yer olmadığı..."...
Aile Mahkemesinin 2019/401 Esas sayılı dosyası ile açtığı soy bağının reddi davası ve iddet müddeti içinde doğan Barış Devrim isimli küçüğün soy bağının reddi davasının Konya 5....
İncelenen dosyada sanığa yüklenen "çocuğun soy bağının değiştirilmesi" suçu neticesinde meydana gelen somut bir zarar bulunmadığı, adli sicil kaydında yer alan hükümlülüğün ise elektrik enerjisi hırsızlığı olduğu cihetle, hakkında takdiri indirim maddesi uygulanan ve tekrar suç işlemeyeceği yönündeki olumlu kanaat sonucunda cezası ertelenen sanık hakkında hükümden sonra yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun’un 2/2. maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 142/1-f, 168. maddelerinde yapılan değişiklikler gözetilerek elektrik hırsızlığı suçundan dolayı adli sicil kaydında bulunan sabıkasının silinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılıp sonucuna göre sanık hakkında 'hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı” verilip verilmeyeceği hususunun tartışılmasında zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı...
DAVA KONUSU : Babalık (Soybağının Reddi) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı dava dilekçesinde özetle; Nüfusta annesi Melahat Köse adına kayıtlı olduğunu, baba soy adının Kılııçaslan olduğunu, bu nedenle mağdur olduğunu, babasının soy adını taşımak istediğini, soy bağının düzeltilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA:Davalı cevap dilekçesinde özetle; Davacının davasının tamamen haksız ve dayanaktan yoksun olduğunu, kendisinin Samsun'dan ayrılış tarihi itibariyle davacının doğum tarihi dikkate alındığında tarihlerin çakışmadığını, davacının kızı olduğuna dair kesin bir kanıt bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. DELİLLER:Tarafların nüfus kayıt tablosu, tanık beyanları, Adli Tıp Kurumu raporu ve dava dosyası....
çocuğun biyolojik babası olmadığının tespiti ile soy bağının reddine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 5 - 2015/197333 Dolandırıcılık, çocuğun soy bağının değiştirilmesi ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçlarından sanık S.. V..'nun yapılan yargılanması sırasında; İstanbul Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesiyle İstanbul Anadolu 4. Asliye Ceza Mahkemesi arasında oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi ve yargı yerinin belirlenmesi istemiyle gönderilen dosya Yargıtay C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye verilmekle incelenerek gereği düşünüldü: İncelenen dosya içeriğine, sanığın üzerine atılan suçların niteliğine, iddianamede olayın anlatılış biçimine ve İstanbul Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi kararındaki gerekçeye göre, yerinde görülmeyen İstanbul Anadolu 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/03/2015 gün ve 2015/145 E. 2015/127 K. sayılı GÖREVSİZLİK kararının KALDIRILMASINA, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 07/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İlk Derece Mahkemesince, yapılan yargılama sonucunda; Vakıflar Genel Müdürlüğünden şahsiyet kayıt örneklerinin celp edildiği, nüfus müdürlüğünden soy bağına dayanılan ... nin kayıtlarının araştırıldığı, akabinde dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, alınan bilirkişi raporunda davalı vakfa ait mütevelli listesinde davacıların murislerine ait herhangi bir kayıt yer almadığından soy bağının kurulamadığına dair ek rapor hükme esas alınarak davanın reddine karar verilmiştir....
Her ne kadar Mahkemece dava tefrik edilerek mütevveffa Ramazan Kurnaz yönünden davanın soy bağının reddi davası olarak nitelendirilmiş ise de mahkeme hukuki nitelendirmede hataya düşmüştür. Gerek davacının iddiası gerekse davalı vekilinin cevap dilekçesindeki beyanı dikkate alındığında; Murat Kurnaz'ın gayri resmi olarak evlat edinildiği ve resmi evlatlık sözleşmesi olmaksızın nüfusa kaydedildiği, baştan beri tutulan nüfus kayıtlarının hatalı olduğu, bu hali ile davanın soy bağının reddi değil, baştan beri hatalı tutulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası olup, tefrik kararı verilmesi hatalıdır. Yukarıda gösterilen açıklamalar dikkate alındığında; davacının istemi bir bütün olarak gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olarak oluşturulan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır....