Bu açıklamalara göre dava, çocukların baba yönünden soy bağının düzeltilmesi (soy bağının reddi ve babalığın tespiti) istemine ilişkin olup 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun uyarınca bu tür bir davanın aile mahkemesinde, bulunmadığı takdirde aile mahkemesi sıfatı ile asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmekte olup mahkemece davaya genel görevli asliye hukuk mahkemesi olarak bakılması yerinde görülmediğinden açılan davanın soy bağının reddi istemine ilişkin olmasına rağmen davanın en baştan en sona nüfus kaydında düzeltim davasıymışcasına genel görevli asliye hukuk mahkemesinde görülmesi dikkate alındığında dava dosyasının istinaf incelemesinin ise dairemizin nüfus kayıtlarının düzeltilme davasının istinaf inceleme yeri olarak görevli olduğundan dolayı anılan gerekçe ile davanın soy bağının reddi olmasına rağmen dava dosyasının istinaf incelemesi için dairemize gönderildiğinin de anlaşıldığı oysaki açılan davanın soy bağının reddi davası...
Bu karine uyarınca, evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde doğan çocuk ile o evlilikte koca arasında soy bağı kurulacaktır. Babalık karinesinin çürütülmesi soy bağının reddi ile mümkündür (TMK m. 286). Bu ise soy bağının reddi davası ile sağlanabilir (TMK m. 286). Bunun dışında çocuk ile baba arasında kurulan soy bağının ortadan kaldırılması imkanı bulunmamaktadır. Bir diğer deyişle Asliye Hukuk Mahkemesinde açılacak kayıt düzeltme davası ile baba adının düzeltilerek soy bağının reddi imkanı bulunmamaktadır. Ancak burada dikkate edilmesi gereken husus şudur; soy bağının reddi davası, ancak babalık karinesinin kapsamında yer alan, dolayısıyla babalık karinesinden faydalanan çocukların soy bağının ortadan kaldırılmasını sağlayan bir davadır....
Bu karine uyarınca, evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde doğan çocuk ile o evlilikte koca arasında soy bağı kurulacaktır. Babalık karinesinin çürütülmesi soy bağının reddi ile mümkündür (TMK m. 286). Bu ise soy bağının reddi davası ile sağlanabilir (TMK m. 286). Bunun dışında çocuk ile baba arasında kurulan soy bağının ortadan kaldırılması imkanı bulunmamaktadır. Bir diğer deyişle Asliye Hukuk Mahkemesinde açılacak kayıt düzeltme davası ile baba adının düzeltilerek soy bağının reddi imkanı bulunmamaktadır. Ancak burada dikkate edilmesi gereken husus şudur; soy bağının reddi davası, ancak babalık karinesinin kapsamında yer alan, dolayısıyla babalık karinesinden faydalanan çocukların soy bağının ortadan kaldırılmasını sağlayan bir davadır....
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın hak düşürücü süreye uğradığını belirterek öncelikle bu sebeple reddine, aksi kanaat halinde davacının çocuğu olduğu yönünde müvekkilinin herhangi bir bilgisinin bulunmadığını, kaldı ki davacının nüfusta görünen baba ile soy bağı ilişki kaldırılmadıkça elde davayı açamayacağını, tazminatlar yönünden mahkemenin görevli olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının başka bir erkekle soy bağının bulunduğu, bu soy bağı geçersiz kılınmadıkça eldeki davanın dinlenemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/100 KARAR NO : 2022/134 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : NUSAYBİN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/11/2021 NUMARASI : 2021/23 ESAS, 2021/801 KARAR DAVA KONUSU : Soy Bağının Reddi KARAR : İlk Derece Mahkemesince verilen karara davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA Davacı, dava dilekçesinde özetle; eşi T2 uzaklaştırma kararı aldığını ve 12 yaşındaki kızı Gülistan Tunç’un kendisinden olmadığını söylediğini, Gülistan Tunç’un kendisinin çocuğu olup olmadığını öğrenmek istediğini ileri sürmek suretiyle DNA testi yapılarak babalığın tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Ağızan'ın küçük Aras Alp'in kendi çocuğu olduğundan yeni haberdar olduğunu, küçüğün biyolojik babası Emre Ağızan olmasına rağmen babalık karinesi gereğince küçüğün nüfusta babası olarak davalı T5 gözüktüğünü, küçüğün soy bağının reddi davası açma hakkını kullanabilmesi için Eser Kıvanç'ın kayyım olarak atandığını bu nedenlerle davanın kabulünü, küçük T1 ile davalı T5 arasındaki soy bağının kaldırılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü süreye uğradığını belirterek öncelikle bu sebeple reddine, aksi kanaat halinde davacının çocuğu olduğu yönünde müvekkilinin herhangi bir bilgisinin bulunmadığını, kaldı ki davacının nüfusta görünen baba ile soy bağı ilişki kaldırılmadıkça elde davayı açamayacağını, tazminatlar yönünden mahkemenin görevli olmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının başka bir erkekle soy bağının bulunduğu, bu soy bağı geçersiz kılınmadıkça eldeki davanın dinlenemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi, talebin soy bağının düzeltilmesine ilişkin olduğu, soy bağının kurulmasına ilişkin düzenlemelerin Medeni Kanunun 282 vd maddelerinde düzenlendiği, bu davaya bakma görevinin Aile Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Afyonkarahisar Aile Mahkemesi ise, iptali istenen hususun soy bağının reddi veya babalık davası olmadığı, nitelik itibariyle bu davanın soy bağının reddi davası değil nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medenî Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
D)İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, soy bağının reddi davasının, ancak babalık karinesinin kapsamında yer alan dolayısıyla babalık karinesinden faydalanan çocuklarının soy bağının ortadan kaldırılmasını sağlayan bir dava olduğunu, babalık karinesinden faydalanma söz konusu olmaksızın, kocanın nüfus kütüğüne kaydedilen çocukla koca arasındaki soy bağının kurulması söz konusu olmadığı için böyle bir durumda çocuk ile koca arasında soy bağının bulunmadığının tespitine yönelik olarak açılacak davanın soy bağının reddi davası olmadığını, yanlış kaydın düzeltilmesi amacına yönelik kayıt düzeltme davası olduğunu, açtıkları davanın nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğunu ve görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Dava, soy bağının reddi ve babalığın hükmen tespiti istemine ilişkindir. "Bu durumda çocuğun "evlilik içinde doğmuş olması" sebebiyle davalı Ahmet ile soybağı ilişkisi mevcuttur (TMK mad. 285). Babalık davası açma hakkı anaya ve çocuğa tanınmış (TMK mad. 301/1) olup, baba olduğunu iddia eden kişinin "babalık davası" açma hakkı bulunmamaktadır. O, ancak Türk Medeni Kanunu'nun 291. maddesinde sayılan hallerde "soybağının reddi" davası açabilir. Davacı, küçüğün babası olduğunu iddia ettiğine göre, dava, küçükle davalı Ahmet arasında kurulmuş bulunan soybağının reddi isteğini de ihtiva etmektedir....