Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dönem bordrolarının celbi ile, davalının işten ayrılıp ayrılmadığı ve tüm sigorta kollarında prim ödeyip ödemediği araştırılmalı, beyan ettiğinin aksine işten ayrılmadan yaşlılık aylığı almaya devam ettiğinin anlaşılması halinde, ayrıldığı tarihten itibaren aylık bağlanması gerektiği hususu nazara alınarak, yersiz ödenen miktar tespit edilip buna göre davanın kabulüne karar verilmelidir. Tahsis talebinden önce işten ayrıldığının anlaşılması halinde ise; davacının tüm sigorta kollarından prim ödemesine bağlı olarak sosyal güvenlik destekleme priminin mahsubu ile, aylık almaya devam edeceği nazara alınarak şimdiki gibi davanın reddine karar verilmelidir. Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin, eksik araştırma, inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı biçimde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

    Yukarıdaki şartları yerine getirenlerden tahsise hak kazananların aylıkları, yazılı istek tarihini takip eden ay başından itibaren başlatılmak üzere ilgili sosyal güvenlik kurumu kanunu hükümlerine göre bağlanır...” hükmü düzenlenmiştir. 3201 sayılı Kanun aylık bağlanması için “kesin dönüş” koşulunu aramakla birlikte bu konuda açıklayıcı bir bilgi de içermemektedir. Hukuk Genel Kurulu’nun 1997/10-588-857, 1998/10-645 1999-237 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, yurda kesin dönüş yapmaktan söz edebilmek için yurt dışında çalışan ... Vatandaşlarının çalışma hayatına yönelik tüm ilişkilerini gerek çalıştığı işyerleri ve gerekse ilgili olduğu tüm sosyal güvenlik kuruluşları yönünden sona erdirmeleri gerekir....

      Ancak, sigortalı, uyuşmazlık konusu dönemde, sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışmış ise, diğer bir ifadeyle, devam eden vergi kaydı dikkate alınarak başlangıçta Sosyal güvenlik destek primine tabi şekilde bir aylık bağlanmış ise, Kurum’un bilahare, yaşlılık aylığını kesmesi ve ödenen aylıkları borç çıkarması, Medeni Kanunun 2. maddesinde belirtilen iyiniyet ve hakkaniyet kurallarına aykırı olacağından, davalı Kurum tarafından 01.11.2008-20.04.2010 arası dönem yönünden çıkarılan ve istem üzerine ödendiği anlaşılan 9.605,47 TL yersiz aylık ile 4.538,34 TL yersiz sağlık giderlerinin de davacıya iadesi gerekecektir....

        İş Mahkemesi ise, açılan davanın Sosyal Güvenlik Hukukundan kaynaklandığı gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı vermiş, dosya yargı yeri belirlenmesi için dairemize gönderilmiştir. HSK 1. Dairesinin 08/07/2021 tarih 568 sayılı kararı ile "Kayseri 7. İş Mahkemesinin münhasıran Sosyal Güvenlik Hukukundan kaynaklanan iş ve davalara bakmak üzere 16.07.2021 tarihi itibarıyla faaliyete geçirilmesine, ....." şeklinde yetkiye ilişkin düzenleme yapıldığı sabittir. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 1....

        Sosyal güvenlik destek primi ödemesi gerekenlerden bu Kanunun yayım tarihinden önce aylık bağlananlar Kanunun yayımını, daha sonra tekrar gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar ise mükellefiyetin başladığı tarihi takip eden aybaşından itibaren üç ay içinde Kuruma yazılı bildirimde bulunmak zorundadırlar. Bu süre içinde Kuruma yazılı bildirimde bulunmayanlar ile Kurumca tespit edilemeyenlerden sosyal güvenlik destek primi, 53’üncü maddeye göre hesaplanarak tahsil edilir....

          Sigortalının iş kazasında öldüğü 15.12.2005 tarihinde yürürlükte bulunan; 506 sayılı Yasanın 23.maddesinde ölen sigortalının yıllık kazancının %70’inin %50’si oranında dul eşine, %25’i oranında çocuklarının her birine gelir olarak bağlanacağı, 24. maddesinde ise “sigortalının ölümü tarihinde eşine ve çocuklarına bağlanması gereken gelirlerin toplamının sigortalının yıllık kazancının %70’inden aşağı olması halinde artanının eşit hisseler halinde sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi çalışmayan veya 2022 sayılı Kanuna göre bağlanan aylık hariç olmak üzere buralardan her ne ad altında olursa olsun gelir veya aylık almayan ana ve babasına gelir olarak verileceği, ancak bunların her birinin hissesinin sigortalının yıllık kazancının %70’inin dörtte birini geçemeyeceği, sigortalının ölümü ile eşine ve çocuklarına bağlanabilecek gelirlerinin toplamının, sigortalının yıllık kazancının %70’inden aşağı değilse ana ve babasının gelir bağlanma haklarının düşeceği, 1.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510...

            Somut olayda kesinleşen mahkeme kararı ile olayın iş kazası olarak kabul edildiği ancak davacının Sosyal Güvenlik Kurumunca gelir bağlanması için Kuruma evrakını ibraz etmediği ve Kurumca bir işlem yapılmadığı, Sosyal Güvenlik Kurumunun 26.11.2009 tarihli yazısından anlaşılmaktadır. Yapılacak iş, davacıya iş kazası sigorta kolundan ölüm geliri bağlanması için Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaatta bulunmak evrakını Kuruma ibraz etmesi için mehil vermek, gelir bağlanma taleplerinin reddi halinde giderek SGK....

              Bilindiği üzere sosyal güvenlik hakkı temel insan haklarından olup, uluslararası hukuk normları ile 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyet Anayasası'nda güvence altına alınmıştır. Bireyleri toplum içinde iktisadi bakımdan desteklemeyi, muhtaçlığa düşmesini önlemeyi, sosyo-ekonomik ve fizyolojik risklerin sonuçlarına karşı korumayı hedef alan bir haktır (Kadir Arıcı, Türk Sosyal Güvenlik Hukuku, Ankara 2015, s. 95). 2. Ölüm ise gerçekleşmesi mutlak ancak ne zaman gerçekleşeceği bilinmeyen tipik bir sosyal güvenlik riskidir (Arıcı, s. 386). Bu risk hak sahibi konumunda olan eş, çocuk ve ana/baba yönünden etkili olacaktır. Sigortalının ölümü ile birlikte sağ kalan hak sahibi aile bireyleri gelir kaybına uğrayacak bu nedenle sosyal güvenlik yönünden bir korumaya gereksinim duyacaklardır. İşte bu noktada ölüm sigortası ile risk altında olan hak sahiplerinin sosyal güvenlik hakları koruma altına alınmıştır. 3....

                Bu yasal çerçevede, görev konusunun, mahkemelerce her aşamada resen gözetilmesi gerekir.İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte, esas olarak iş ve sosyal güvenlik hukuku uygulamasından kaynaklanan bireysel ve toplu hak uyuşmazlıklarını çözen özel mahkemeler olup, bu kapsamda Sosyal Güvenlik Kurumu'nun prim ve diğer alacaklarının hesaplanması, sigortalı olma hakkının kazanılması ya da kaybedilmesi, gelir/aylık bağlanması, işçilik alacaklarının belirlenmesi gibi kendi içinde bütünlük ve uzmanlık gerektiren konular görev alanına girmektedir.5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106. maddesi ile mülga 1479 sayılı Kanunun 70. maddesinde ve 506 sayılı Kanunun 134. maddesinde, bu Kanunların uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde görüleceği, 5510 sayılı Kanun’un 101. maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği...

                  İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte, esas olarak iş ve sosyal güvenlik hukuku uygulamasından kaynaklanan bireysel ve toplu hak uyuşmazlıklarını çözen özel mahkemeler olup, bu kapsamda Sosyal Güvenlik Kurumu'nun prim ve diğer alacaklarının hesaplanması, sigortalı olma hakkının kazanılması ya da kaybedilmesi, gelir/aylık bağlanması, işçilik alacaklarının belirlenmesi gibi kendi içinde bütünlük ve uzmanlık gerektiren konular görev alanına girmektedir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106. maddesi ile mülga 1479 sayılı Kanunun 70. maddesinde ve 506 sayılı Kanunun 134. maddesinde, bu Kanunların uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde görüleceği, 5510 sayılı Kanun’un 101. maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu