Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Belirtmek gerekir ki; Sosyal devlet olmanın bir gereği ve sonucu, sosyal güvenlik hakkının tüm bireylere sağlanması güvence altına alınmasıdır. Sosyal güvenlik vazgeçilmez bir anayasal haktır ve kamu düzenindendir. 5510 sayılı Kanunun 34/63 maddesi “Yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan kızların her birine %25’i oranında aylık bağlanacağı” düzenlenmiştir....

    Ayrıca, yurtdışında geçen çalışmalar sonucu o ülkenin sosyal güvenlik sisteminden hak kazanılan yaşlılık ya da malullük aylığının bir sonucu olan ve ikamete dayalı bulunmayan sosyal sigorta veya sosyal yardım niteliğindeki edimlerden yararlanmak, yurtdışından kazanılmış olan sosyal güvenlik hakkının en doğal sonucu olup, bu haktan feragat anlamı çıkacak şekilde bir “kesin dönüş” tanımı yapılması, sosyal güvenlik hakkından feragat edilemeyeceği olgusunun göz ardı edilmesi sonucunu da doğuracaktır....

      Ayrıca, yurtdışında geçen çalışmalar sonucu o ülkenin sosyal güvenlik sisteminden hak kazanılan yaşlılık ya da malullük aylığının bir sonucu olan ve ikamete dayalı bulunmayan sosyal sigorta veya sosyal yardım niteliğindeki edimlerden yararlanmak, yurtdışından kazanılmış olan sosyal güvenlik hakkının en doğal sonucu olup, bu haktan feragat anlamı çıkacak şekilde bir “kesin dönüş” tanımı yapılması, sosyal güvenlik hakkından feragat edilemeyeceği olgusunun göz ardı edilmesi sonucunu da doğuracaktır....

        İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte, esas olarak iş ve sosyal güvenlik hukuku uygulamasından kaynaklanan bireysel ve toplu hak uyuşmazlıklarını çözen özel mahkemeler olup, bu kapsamda Sosyal Güvenlik Kurumu'nun prim ve diğer alacaklarının hesaplanması, sigortalı olma hakkının kazanılması ya da kaybedilmesi, gelir/aylık bağlanması, işçilik alacaklarının belirlenmesi gibi kendi içinde bütünlük ve uzmanlık gerektiren konular görev alanına girmektedir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106. maddesi ile mülga 1479 sayılı Kanunun 70. maddesinde ve 506 sayılı Kanunun 134. maddesinde, bu Kanunların uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde görüleceği, 5510 sayılı Kanun’un 101. maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir....

          (dahil) maddelerinde uzun vadeli sigorta kolu niteliğindeki “Ölüm Sigortası” hükümleri düzenlenmiş olup, “Sağlanan yardımlar” başlığını taşıyan 65’inci maddesinde, ölüm sigortasından sağlanan yardımlardan birinin, ölen sigortalının eşine, çocuklarına, ana ve babasına aylık bağlanması olduğu belirtilmiştir. Anılan Kanunun 66’ncı maddesi “Ölüm sigortasından aylık bağlama şartları”, 67’nci maddesi “Ölüm sigortasından bağlanacak aylığın hesaplanması”, 68’inci maddesi “Eş ve çocuklara aylık bağlanması”, 69'uncu maddesi “Ana ve babaya aylık bağlanması”, 70'inci maddesi “Aylığın başlangıcı” başlıklarını taşımaktadır. Diğer taraftan, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 32'nci maddesinde, ölüm sigortasından sağlanan haklar arasında ölüm aylığı bağlanmasına yer verildikten sonra, 33, 34 ve 35'inci maddelerinde “aylık” terimi kullanılmış, 56'ncı maddenin ikinci fıkrasında da anılan kavrama yer verilmiştir....

            Ek madde 47 ile de, “Bu Kanuna göre gelir veya aylık almakta olan kız çocuklarının sosyal güvenlik sözleşmesi akdedilmiş ülkelerdeki sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi çalışmaya başlamaları veya bu ülkelerin sosyal güvenlik kuruluşlarından gelir veya aylık almaya başlamaları halinde, bağlanan gelir ve aylıkları kesilir” düzenlemesi ile yurt dışında çalışma veya gelir aylık alma da kesme nedeni sayılmıştır. 4958 sayılı Yasa ile değişiklikten sonra 506 sayılı Yasanın 68/C, IV ve VI. fıkrası şu şekildedir: [C) Çocuklardan: a) 18 yaşını, ortaöğrenim yapması halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurmamış olan veya çalışamayacak durumda malul bulunan ve Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan (...) çocuklarla yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan ve Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi bir işte çalışmayan, buralardan gelir veya aylık almayan kız çocukların...

              Bu değerlendirmenin doğal sonucu olarak, tespitine karar verilen süreler, yargısal tespit kararının kesinleşme tarihine bakılmaksızın, hak sahiplerinin ölüm aylığı istemi açısından, tespitine karar verilen çalışmanın gerçekleştiği tarih itibarıyla sosyal güvenlik hukuku açısından sonuçlarını doğurmaktadır. Aksinin kabulü, işveren veya Kurumun yasal bildirim/denetim görev ve yükümünü yerine getirmemesinin olumsuz sonuçlarından sigortalı ve hak sahiplerinin etkilenmesi anlamına gelmektedir ki bu anlayış ve sonuç kabul edilemez. Bu kapsamda, hak sahiplerine ölüm sigortası kolundan aylık bağlanabilmesi için aranan sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısına, hizmet tespitine ilişkin dava sonucunda hüküm altına alınan çalışma süresi ile ulaşılması durumunda, hizmetin ait olduğu tarihte geçtiğinin kabulü ile sigortalının yaşamını yitirdiği gün itibarıyla ölüm aylığına hak kazanıp kazanmadığı belirlenerek aylık başlangıç tarihi yönünden ölüm günü esas alınmalıdır....

                Bu maddeye göre; “Kurumca işverenlere, sigortalılara,isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine ,genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere,fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu kanun kapsamındaki her türlü ödemeler; a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa,hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık süre de yapılan ödemeler,bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden…itibaren hesaplanacak olan kanuni faizi ile birlikte …genel hükümlere göre geri alınır…”düzenlemesine göre, davacının kasıtlı ve hileli hareketi ile yaşlılık aylığı bağlanmasına neden olduğu sonucunun oluşması halinde, açıklanan bu madde kapsamında iade ile de yükümlü olduğu açıktır....

                  Maddesi ile eklenen (c) fıkrası uyarınca “ on sekiz yaşını, orta öğrenim yapması halinde yirmi yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde yirmi beş yaşını doldurmayan ve (18 yaşını doldurmayanlar hariç) bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmayan, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan veya yaşları ne olursa olsun çalışamayacak durumda malul olan çocuklarla, yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan ve veya dul kalan ve bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmayan, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan kız çocuklarının her birine %25'inden az aylık bağlanamaz” hükmü uyarınca kız çocuklarına aylık bağlanması mümkün hale gelmiştir. 24.07.2003 tarihinde çıkan yasa hükmü önceki düzenlemeye göre lehe olup uygulanmasının gerektiği ortadadır. .../......

                    Sigortalının ölümü ile birlikte sağ kalan hak sahibi aile bireyleri gelir kaybına uğrayacak bu nedenle sosyal güvenlik yönünden bir korumaya gereksinim duyacaklardır. İşte bu noktada ölüm sigortası ile risk altında olan hak sahiplerinin sosyal güvenlik hakları koruma altına alınmıştır. Ancak Sosyal güvenlik hakkının kullanımı yasa ile sınırlanmış ve belirli koşulların varlığına bağlanmıştır. Sigortalının ölümü ile birlikte sosyal güvenlik hakları koruma altına alınan hak sahiplerinin de ölüm sigortasından yararlanabilmeleri için kanun koyucu tarafından belirli sınırlamalar getirilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu