WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sigortalının ölümü ile birlikte sağ kalan hak sahibi aile bireyleri gelir kaybına uğrayacak bu nedenle sosyal güvenlik yönünden bir korumaya gereksinim duyacaklardır. İşte bu noktada ölüm sigortası ile risk altında olan hak sahiplerinin sosyal güvenlik hakları koruma altına alınmıştır. Ancak Sosyal güvenlik hakkının kullanımı yasa ile sınırlanmış ve belirli koşulların varlığına bağlanmıştır. Sigortalının ölümü ile birlikte sosyal güvenlik hakları koruma altına alınan hak sahiplerinin de ölüm sigortasından yararlanabilmeleri için kanun koyucu tarafından belirli sınırlamalar getirilmiştir....

    Kararın davacı tarafından temyizi üzerine, çoğunluk görüşü ile “yeniden eşinden boşandığı ve ayrı yaşadığını belirterek yetim aylığı bağlanmasını talep eden hak sahibi kadının, kurumca hakkında fiili birliktelik nedeni ile talebinin reddi üzerine, kurum işleminin iptali davasında fiili birlikteliğin olup olmadığının resen araştırma ilkesi kapsamında mahkemece araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği” görüşü ile Bölge Adliye Mahkemesinin kararı eksik inceleme ile bozulmuştur. 5. Sosyal Güvenlik Hakkının niteliği: Anayasa’nın 60. Maddesi uyarınca “Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar”. Belirtmek gerekir ki; Sosyal devlet olmanın bir gereği ve sonucu, sosyal güvenlik hakkının tüm bireylere sağlanması ve güvence altına alınmasıdır....

      Davanın yasal dayanağını oluşturan yasal mevzuata gelinçe; 4956 sayılı Yasa, 08.08.2001 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiş ve bu kez 1479 sayılı Yasanın 45/c maddesi "yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan ve bu Yasa ile diğer sosyal güvenlik Yasaları kapsamında çalışmayan, bu yasalar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan kız çocuklarının her birine %25'i," oranında aylık bağlanır şeklinde değiştirilmiştir. Aynı Yasa ile 1479 sayılı Yasanın 46/2 maddesine, "Ancak, evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanan kız çocuklarına bu aylıklardan fazla olan ödenir." hükmü getirilmiştir. 4956 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasaya eklenen Ek madde 3'e göre 2926 sayılı Yasa kapsamında olanlar bakımından 1479 sayılı Yasa hükümleri uygulanacaktır....

        Ölüm aylığının kesilmesini düzenleyen 1479 sayılı Yasa’nın 46. maddesinin 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa'nın 24. maddesi ile değişik II. Fıkrasında da , sigortalının kız çocuklarına bağlanan aylıkların bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmaya başladıkları veya evlendikleri tarihi takip eden aylık ödeme tarihinden itibaren kesileceği, aylığın kesilmesine yol açan nedenlerin ortadan kalkması halinde, bu Kanun'un 45. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi hükmü saklı kalmak şartıyla, bu tarihi takip eden aylık ödeme tarihinden başlanarak yeniden aylık bağlanacağı, ancak evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanan kız çocuklarına bu aylıklardan fazla olanın ödeneceği bildirilmiştir....

          Aynı Yasa ile 1479 sayılı Yasanın 46/2 maddesine, "Ancak, evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanan kız çocuklarına bu aylıklardan fazla olan ödenir." hükmü getirilmiştir. 4956 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasaya eklenen Ek madde 3'e göre 2926 sayılı Yasa kapsamında olanlar bakımından 1479 sayılı Yasa hükümleri uygulanacaktır. Kurumun bu yasal değişikliklerinin kız çocukları bakımından uygulamasına gelince; davalı Kurum, 4956 sayılı Yasa ile 08.08.2003 tarihinde yapılan değişiklikten sonra, 45/2. madde hükmünde yer alan " bu Yasa ile diğer sosyal güvenlik Yasaları kapsamında çalışmayan, bu yasalar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan kız çocuklarının her birine " aylık bağlanır" hükmünü dikkate alarak, 08.08. 2003 tarihinden sonra hak sahipleri yararına getirilen yasal düzenleme uyarınca bu tarihten önce ölen Bağ-Kur sigortalılarının kız çocuklarına da ölüm aylığı bağlamıştır....

            Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun hareket etmek zorundadırlar" 1479 sayılı Yasanın 4956 sayılı Yasa ile değişik 45/c maddesinde yer alan, " yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan ve bu Yasa ile diğer sosyal güvenlik Yasaları kapsamında çalışmayan, bu yasalar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan kız çocuklarının her birine %25'i," oranında aylık bağlanır" hükmü yasanın yürürlük tarihinden önce ölen sigortalıların kız çocukları için de uygulanmalıdır. Çeşitli yasal değişiklikler nedeniyle hak sahipleri açısından ölüm tarihlerine göre dört ayrı dönemin ikisi yönünden aylık bağlanması diğer iki dönem yönünden aylık bağlanmaması gerektiği yönündeki yorum açıkça T.C....

              Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun hareket etmek zorundadırlar" 1479 sayılı Yasanın 4956 sayılı Yasa ile değişik 45/c maddesinde yer alan, " yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan ve bu Yasa ile diğer sosyal güvenlik Yasaları kapsamında çalışmayan, bu yasalar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan kız çocuklarının her birine %25'i," oranında aylık bağlanır" hükmü yasanın yürürlük tarihinden önce ölen sigortalıların kız çocukları için de uygulanmalıdır. Çeşitli yasal değişiklikler nedeniyle hak sahipleri açısından ölüm tarihlerine göre dört ayrı dönemin ikisi yönünden aylık bağlanması diğer iki dönem yönünden aylık bağlanmaması gerektiği yönündeki yorum açıkça T.C....

                Bu değerlendirmenin doğal sonucu olarak, tespitine karar verilen süreler, yargısal tespit kararının kesinleşme tarihine bakılmaksızın, hak sahiplerinin ölüm aylığı istemi açısından, tespitine karar verilen çalışmanın gerçekleştiği tarih itibarıyla sosyal güvenlik hukuku açısından sonuçlarını doğurmaktadır. Aksinin kabulü, işveren veya Kurumun yasal bildirim/denetim görev ve yükümünü yerine getirmemesinin olumsuz sonuçlarından sigortalı ve hak sahiplerinin etkilenmesi anlamına gelmektedir ki bu anlayış ve sonuç kabul edilemez. Bu kapsamda, hak sahiplerine ölüm sigortası kolundan aylık bağlanabilmesi için aranan sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısına, hizmet tespitine ilişkin dava sonucunda hüküm altına alınan çalışma süresi ile ulaşılması durumunda, hizmetin ait olduğu tarihte geçtiğinin kabulü ile sigortalının yaşamını yitirdiği gün itibarıyla ölüm aylığına hak kazanıp kazanmadığı belirlenerek aylık başlangıç tarihi yönünden ölüm günü esas alınmalıdır....

                  I-İSTEM Davacı vekili, müvekkilinin İsviçre'de 13/08/1988 ile 23/06/2003 arasında geçen hizmetlerini 3201 sayılı Kanuna göre borçlanma karşılığını 07/11/2014 tarihinde ödeyerek 24/11/2014 tarihinde tahsis talep ve beyan taahhüt belgesinde yurda kesin dönüş " aylık talebinde bulunanların yurtdışındaki çalışmalarının sona ermesini, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almamaları durumunu" olarak tanımlandığından 01/12/2014 tarihiden geçerli olmak üzere aylık bağlandığını, müvekkilinin emekli olduktan sonra durumunda meydan gelen değişikliklerle ilgili kuruma herhangibir bildirimde bulunulmadığı, İsviçre Sigorta merci ile yazışma yapılması sonucu bu ülkede (4) koduyla adına çalışmaya dayalı prim ödendiği ve bu ödenen primlerin İsviçre Sosyal Güvenlik mevzuatına göre aylık hesabında dikkate alındığını, ayrıca anılan sürelere ilişkin primlerin Türkiye'ye transfer edildiğini ve prim olarak tarafına ödendiğinin bildirilmesi sonucu aylığın yanlış beyanda bulunulduğu,...

                    Maddesi ile eklenen (c) fıkrası uyarınca “ onsekiz yaşını, orta öğrenim yapması halinde yirmi yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde yirmibeş yaşını doldurmayan ve (18 yaşını doldurmayanlar hariç) bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmayan, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan veya yaşları ne olursa olsun çalışamayacak durumda malul olan çocuklarla, yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan ve veya dul kalan ve bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmayan, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan kız çocuklarının her birine %25'inden az aylık bağlanamaz” hükmü uyarınca kız çocuklarına aylık bağlanması mümkün hale gelmiştir. 24.07.2003 tarihinde çıkan yasa hükmü önceki düzenlemeye göre lehe olup uygulanmasının gerektiği ortadadır....

                      UYAP Entegrasyonu