Türkiye'de sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar hakkında 31/05/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışılmasına ilişkin hükümleri uygulanır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Aylığın başlangıç tarihi itibariyle yurt dışında çalışmalarını sürdürdüğü veya ikamete dayalı sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almaya devam ettiği tespit edilenlere aylık bağlanması mümkün değildir....
Ülkemizde sosyal güvenlik kurumlarının (Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu, Bağ-Kur gibi) tek çatı altında birleştirilmesi amacıyla 5502 sayılı Kanun'la Sosyal Güvenlik Kurumu kurulmuş; sosyal güvenlikle ilgili düzenlemelerin tek bir kanunla bir araya getirilerek norm ve standart birliğinin sağlanması ile sosyal güvenlik reformunun gerçekleştirilmesi amacıyla da, 31/05/2006 tarih ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu genel olarak 01/10/2008 tarihinde (bazı maddeleri ise farklı tarihlerde) yürürlüğe konulmuş, ayrıca 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun bazı maddeleri ve 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun'un tamamı yürürlükten kaldırılmıştır. 5510 sayılı Kanun'un Geçici 1 ve Geçici 4. maddeleriyle, 01/10/2008 tarihinden önce Emekli Sandığı iştirakçisi olanlar hakkında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu...
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 13/02/2020 NUMARASI : 2016/1175 E., 2020/50 K., DAVA KONUSU : Menfi Tespit (Sosyal Güvenlik Hukukundan Kaynaklanan) KARAR : GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; SGK Balıkesir İl Müdürlüğü'ne 30.04.2014 tarihinde Bağkur hizmetleri nazara alınmaksızın SSK/5510 kapsamında yaşlılık aylığı bağlanması talebiyle müracaat edildiğini, Altıeylül Sosyal Güvenlik Merkezinin 02.06.2014 tarihli yazısında; 01.09.1989- 30.09.2008 tarihleri arasında 5235 gün sigortalı hizmetinin bulunduğu, Bağ-kur hizmetleri olmasından dolayı devam eden şirket ortaklığı nedeniyle tahsis talebine göre (4/a) sigorta kapsamında aylık bağlanmasının mümkün olmadığının bildirildiğini, davacının belirtilen tarihler arasında 5355 gün SSK prim günü; basında geçen 2325 gün hizmeti için 1/4 karşılığı olan 581 gün itibari hizmet ilavesi ile toplam 5936 gün sigortalılığının bulunduğu, basında geçen günlerin sigorta başlangıcını geriye götürmesinin söz konusu olduğunu...
İş kazası nedeniyle işçinin ölümü halinde ana ve baba yararına maddi tazminata karar verilebilmesi için ana ve babaya Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından kısa vadeli sigorta kolundan ölüm geliri bağlanması gerekmektedir. Kendilerine gelir bağlanan ana ve babanın destekten yararlandığı varsayılmaktadır. Bu nedenle mükerrer ödemeyi önlemek için tespit edilen tazminat miktarından bağlanan gelirlerin peşin sermaye değeri düşülmelidir....
05.11.2019 tarihli cevabi yazıda,aylık bağlanan statünün değişmeyeceğini,kısmi aylık bağlama işleminde değerlendirileceği belirtilmek sureti ile tam aylık bağlanması talebinin reddedildiğini, 506 sayılı yasanın Geçici 81/C bendi hükmüne göre davacının 60 yaş ve 3600 gün ile SSK aylığına hak kazanmakta olduğunu, davacının 12.3.1959 doğumlu olduğunu,tahsis talep tarihi olan 06.09.2019 tarihinden önce 60 yaşını doldurduğunu,tam SSK aylık talep hakkının olduğunu,Tüm Türkiye hizmeti ile aylık talebinde önceki kısmi aylığın devam edeceğine dair bir hükmün bulunmadığını,3201 sayılı yasa kapsammda borçlanma halinde statünün değişmeyeceği söylenebilirse de davacının tam aylık talebinin 3201 sayılı kanuna tabi bir hizmetinin bulunmadığını, davacının yurtdışı hizmeti hariç Türkiye hizmetleri ile tam aylık bağlanmasını istediğini,2829 sayılı yasanın4.maddesi uyarınca Türkiye hizmetlerinin birleştirilmesinin zorunlu olduğunu,8.maddesi uyarınca SSK dan aylık talep etme hakkının olduğunu, davacının...
Somut olayda Sosyal Güvenlik Kurumunca tahkikat sonucunda olayın iş kazası olarak kabul edildiği ancak davacı anne ve babaya gelir bağlanmadığı , Sosyal Güvenlik Kurumunun 14.7.2009 tarihli yazısından anlaşılmaktadır. Yapılacak iş, davacılara Kurum tarafından iş kazası sigorta kolundan ölüm geliri bağlanmamasının nedenleri üzerinde durularak ;davacıların sosyal güvenlik Kuruluşlarına tabi olarak çalışıp çalışmadığı ve 2022 sayılı Kanuna göre bağlanan aylıklar hariç her ne ad altında olursa olsun gelir ve aylık alıp almadıkları tespit olunmalı, sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olarak çalışmadıklarının ve bunlardan gelir ve aylık almadıklarının tespiti halinde davacılara Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaatta bulunmak, gelir bağlanma taleplerinin reddi halinde giderek SGK....
Somut olayda Sosyal Güvenlik Kurumunca tahkikat sonucunda olayın iş kazası olarak kabul edildiği ancak davacı çocuk ...’nın,maluliyeti nedenine dayalı Sosyal Güvenlik Kurumunca gelir bağlanması talebinin bulunmadığı bu yönden Kurumca bir işlem yapılmadığı,dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Yapılacak iş, davacı ...’ya iş kazası sigorta kolundan ölüm geliri bağlanması için Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaatta bulunmak gelir bağlanma talebinin reddi halinde giderek SGK....
Somut olayda Sosyal Güvenlik Kurumunca tahkikat sonucunda olayın iş kazası olarak kabul edildiği ancak davacı anne ve babaya gelir bağlanıp bağlanmadığının mahkemece araştırılmadığı anlaşılmaktadır. Yapılacak iş, davacı anne ve babaya Kurum tarafından iş kazası sigorta kolundan ölüm geliri bağlanıp bağlanmadığı araştırılarak ;davacıların sosyal güvenlik Kuruluşlarına tabi olarak çalışıp çalışmadığı ve 2022 sayılı Kanuna göre bağlanan aylıklar hariç her ne ad altında olursa olsun gelir ve aylık alıp almadıkları tespit olunmalı, sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olarak çalışmadıklarının ve bunlardan gelir ve aylık almadıklarının tespiti halinde davacılara Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaatta bulunmak, gelir bağlanma taleplerinin reddi halinde giderek SGK....
Bireyleri toplum içinde iktisadi bakımdan desteklemeyi, muhtaçlığa düşmesini önlemeyi, sosyo-ekonomik ve fizyolojik risklerin sonuçlarına karşı korumayı hedef alan bir haktır (Arıcı,K.: Türk Sosyal Güvenlik Hukuku, Ankara 2015, s.95). 13. Ölüm ise gerçekleşmesi mutlak, ancak ne zaman gerçekleşeceği bilinmeyen tipik bir sosyal güvenlik riskidir (Arıcı, K.: Türk Sosyal Güvenlik Hukuku, Ankara 2015, s.386). Bu risk, hak sahibi konumunda olan dul eş ve yetim çocuk yönünden etkili olacaktır. Sigortalının ölümü ile birlikte sağ kalan hak sahibi aile bireyleri gelir kaybına uğrayacak, bu nedenle sosyal güvenlik yönünden bir korumaya gereksinim duyacaklardır. İşte bu noktada ölüm sigortası ile risk altında olan hak sahiplerinin sosyal güvenlik hakları koruma altına alınmıştır. 14. Ancak sosyal güvenlik hakkının kullanımı kanun ile sınırlanmış ve belirli koşulların varlığına bağlanmıştır....
Sigortalının ölümü ile birlikte sağ kalan hak sahibi aile bireyleri gelir kaybına uğrayacak bu nedenle sosyal güvenlik yönünden bir korumaya gereksinim duyacaklardır. İşte bu noktada ölüm sigortası ile risk altında olan hak sahiplerinin sosyal güvenlik hakları koruma altına alınmıştır. Ancak Sosyal güvenlik hakkının kullanımı yasa ile sınırlanmış ve belirli koşulların varlığına bağlanmıştır. Sigortalının ölümü ile birlikte sosyal güvenlik hakları koruma altına alınan hak sahiplerinin de ölüm sigortasından yararlanabilmeleri için kanun koyucu tarafından belirli sınırlamalar getirilmiştir....